Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '07

     
    Kategori
    Kişisel Gelişim
     

    Mahmut Amca

    'Yaslanmayan adam' derlerdi ona. Adi Mahmut Taçyildiz. Hiç sasirmayin, o da klasik yasini kabullenemeyenlerden demeyin. O hiç yaslanmadi. Birebir yasadigim bu adam 76 yasindaydi ve ben gibi 25lik bir delikanliyi yorar ama kendisi yorulmazdi.

    Her ani yasam dolu hayati 8 yasinda yasamaya baslamis ama onun kendisini yipratmasina izin vermemis. Hayata meydan okuyan, rüzgara karsi yürüyen bu adamin, magrur ve derinligiyle hayranlik birakan bir üslubu vardi.

    Ticaretle ugrasirdi. Ticareti öylesine kendine benimsemis, öylesine kanina girmis ki, karisiyla Dubai'ye tatile gittigi zamanda bile, ordan ucuz telefon alip Türkiye'de ihtiyaci olmamasina ragmen satip kar etmesini bilen bi adam.

    Yasi 76, kendi sanki 16. O hep cevresindekilere ekmek kapisi acmak, issizze is saglabilmek icin kafa patlatan ve bunu hayalde degil, gercege tasiyan, hayirli islerle taninan bir adamdi.

    Mahmut amca gecenin 3ünde arayip "ne yapiyosun", diye soran; ''ne yapiyim, yatmaya calisiyorum'', "baban ne yapiyor", "yatti o", "yaslandi bu senin baban, bu saatte yatilir mi yaaa. in asagiya sana bi whisky ismarlim. Bi de kafamda bi is var; senle beraber yapicaz", "ne isi", "tekstile giriyorum" lafini hic unutamam. Dünyanin en ünlü markalarini getirmisti ve birinci sinif is cevirdi. Ben de yabanci firmalarla tercumanligi sagliyor, pazarlama isini cekip ceviriyordum.

    Her ani bi macera, espiri, hayat dolu gülümsemesiyle bana "bittim dedigin an, pilinin bitmesine daha cok var" sözünü hatirlatirdi.

    Bir gün gümrükte onun imzasina ihtiyaçlari oldugunu, gelmezse İtalyan geminin ürünleri indirmesinin mümkün olmadigini sölediler. Biz arabaya atladigimiz gibi gümrüge gittik. Giderken yolda trafik polisi vardi, tam kavsagin ortasinda durmus arkasi dönük bir sekilde yavas yavas yürüyor, arkasina da bakmiyordu.

    Tam bizim arabanin önünde durdu ve hizla frene basti Mahmut amca. Trafik polisi sapsari kesilerek bize bakti; kollarini kaldirip ne yapiyorsun dedi. Mahmut amca ise, "sen ne yapiyorsun? yolun ortasinda isaret veriyorum" dedi polis. Mahmut amca ise, "isaret verirken arkana baksan iyi olur dedi'' polisse "kirmizi yanmiyor mu orda yaaww" dedi. "Yansa arkadaki arabalar hadi yürüsene diye korna çalmazlar di mi?" dedi.

    Arkaya baktigimda arabalar birikmis söförlerin suratlarinda kizginlik ifadesi ama Mahmut amca rahat. Polis saskin... "Neyse pardon trafik isiklarinda bi sorun var da" dedi. Mahmut amca da, "neyde sorun varsa var, sen tepkilerini kontrol edemezssen tepkilerin hayatini kontrol eder. dikkat et" dedi ve gülerek yola devam ettik.

    Saçlari bembeyaz, arkaya dogru tarali gözleri masmavi hala çok yakisikli bu adam yerinde duramazdi. Bi is kurardi bi is kovalardi. Ömrü böyle geldi, böyle geçti ve bu hayat dolu üretmekten, faydali olmaktan zevk duyan hayat adami öldü. Daha dogrusu kendi kendini öldürdü diyebilirim. Böreklerinde yetersizlik tespit edildi ve kimsenin bimedigi bir yönü cikti ortaya. Mger mahmut amca hastaneden cok korkan ve neredeyse hiç yanindan bile geçmemis bi adammis. Doktorlar sorunun büyük olmadigini, ameliyatla düzelebilecegini söylediler. Ama ameliyat günü hastene odasinda hemsirenin aman tanrim hasta yok deyisiyle hastane ayaga kalkmisti. 1 hafta boyunca arandi, kimse bulamadi.

    Yazliginda bulundu cesedi. Hayati boyunca yenemedigi bir korkunun bedelini hayatiyla ödemisti. Binlerce insani yasa bogdu bu genc dev. Yaptigi eserler kaldi arkasinda. Ekmegini yiyen binlerce insanin duasi gözyasi kaldi.

    Onunla yasadigim her an, ondan ögrendigim her hayat dersi altindan da degerliydi. Simdi her yaptigim iyi iste hayali gözümün önünde bana gülümsüyor, o da seviniyor.

    Rahat uyu mahmut amca...

     
    Toplam blog
    : 1
    : 363
    Kayıt tarihi
    : 15.04.07
     
     

    Esma Kahraman aracılıgıyla geldim. Yeditepe Ünivrsitesi'nin İletisim Fakültesinde Görsel İletişim..