Mahmut'un pipisi

Bir yandan mevlüt okunurken, diğer yandan sünnetçi bekleniliyordu. Sünnetçi Metin Bey Söke’nin tanınmış bir simasıydı. Çok sayıda Söke’li çocuğu sünnet etmişti. Daha sonra da halkın sevgilisi olarak Belediye Başkanı olmuştu.

Evlerinin içi-dışı eş, dost, akraba, konu-komşu ile dolmuştu. Nihayet beklenen sünnetçi elinde çantasıyla geldi ve Mahmut’u sünnet odasına aldılar. Dışarıda çocuklar bağırış ve alkışlarla tempo tutuyorlardı.

“Beş dakka kaldı! Mahmut alev aldı!”

“Beş dakka kaldı! Mahmut ateş aldı!”

Mahmut tabii ki heyecan içerisindeydi. İlk defa böyle bir durumla karşı karşıyaydı. Bir-iki kişinin kendisini el ve ayaklarından tuttuklarını farketti. Amcaoğlu Necdet Abisi aniden aç ağzını bakayım diyerek ağzını açtırttı. Lokumu yutarken alt tarafta, pipisinde bir sızlama hissetti. Sonra büyük bir alkış koptu. Kalabalık, tezahürat, mevlüt, sünnetçi, el ve ayaklarının etkisiz hâle getirilişi, lokum, pipisinde derinden bir sızlama ve alkış tufanı… Mahmut sünnet olmuştu. Erkekliğe adım atmıştı.

Yatağa kaldırmalar, hediyelerin başucuna bırakılması, tebrikler, yorgunluk ve derin bir uykuya dalış…

Mahmut ertesi günün sabahında yatağında yavaşça kalktı, kahvaltısını yaptı, biraz yürümeye çalıştı, yürüdü, kendine güven gelmişti. Çabuk iyileştim herhalde dedi.

Birkaç ev ötede babaanneleri oturuyordu. Ailesinden izin alarak ninesinin oturduğu evin yolunu tuttu. Apışa apışa uzun bir irimin önüne geldi. İrimden geçerek babaannesinin evine girdi. Ninesiyle biraz konuştuktan sonra tekrar irime döndü, her zaman pencere demirliğine sakladığı küçük sünger topunu buldu. Sık sık bu küçük sünger topla irimde kendi kendine top oynar, oyalanırdı…

Sünnet hazırlıkları nedeniyle bir-iki günden beri oynayamamış ve özlemişti. Zıplatayım, tepeyim derken sünnetli oluşunu bile unuttu. Küçük sünger topa heyecanla vuruyor, duvarlara çarpan topun peşinden koşturup tekrar tepiyor, mutlu dakikalar geçiriyordu..

Ancak nasıl olduysa oldu sünger top birdenbire Mahmut’un sünnetli pipisine denk geldi. “Aaah!” diye bağırdı. Acı içinde kıvrandı. Pipisinin olduğu yerden kan geliyordu. Çok korktu. Hemen babaannesinin yanına koştu. Eve haber ulaştırıldı. Çevreden gelen insanlar bir yandan pamuk, bez gibi şeyler bulmaya çalışıyor, bir yandan da Mahmut’a bağırıp çağırıyorlardı:

            “Daha sen yeni sünnet olmadın mı?”

            “Top oynamak için başka zaman bulamadın mı?”

            “Çok mu acelen vardı!”

            “Yaramazlıktan, haylazlıktan başka işin yok!”

            Sünnetçi Metin Bey akşama Mahmut’lara uğradı. Mahmut’un pipisine pansuman yaptı, toz serpti, güzelce sarıp sarmaladı.

            “Sana bir ay top oynamak yasak! Bir daha oynarsan bu sefer pipini kökünden keserim” diye bağırdı.

            Mahmut çok korkmuştu. Pipisini kaybetmektense bir daha top oynamamasının doğru olacağını düşündü. “Gerekirse evden hiç dışarı çıkmam.”

            Mahmut iki ay evden dışarı çıkmadı. Arkadaşlarının kollarından tutup dışarı çıkarmasıyla korkusunu yendi.