Mahşerde hesap günü

Mahşer günü adı üstünde, ortalık toz duman. Herkes kendi derdine düşmüş, 2009 Dünya günlerinin hesap zamanı. Mübarek melek sesleniyor:

- .....den doğma, ..... olma Karadut Hiçbilmeez!

- Geldim efendim!

- Eveet, 250 sayfalık hikayen tamam, 256 ya bakalım, ülkende hayatını bilime ve insana hizmete adamış hasta bir hanıma bir gazeteye yorum yazmışsın. Bu hanımı tanır mısın?

- Başörtü düşmanıydı efendim! Öyle tanırdık, hiç görmedim.

- Başörtü düşmanlığını ispat et! Senin başındaki örtüyü çıkarıp attı mı bu hanım?

- Hayır!

- Başkasının örtüsünü çekip attığını duydun mu?

- Hayır!

- Ama kadına ne yazmışsın: Hayatı boyunca din düşmanlığı yaptı, sonunda başını kapatmak zorunda kaldı. Diyelim ki öyle oldu, bundan sana giren çıkan bir günah ya da sevap var mı?

- Siz biliyorsunuz bunu.

- Hemen söyleyeyim, hadisler yolladık size. Dersler alın diye, ama nafile. "Hastaya üzülmeyin, yemek yiyemiyor diye. Allah onu doyurur da, siz anlayamazsınız" Din düşmanlığı yaptı dediğin hanımın defterinde işlediği hayırları yazacak yer kalmamış, ek deftere geçilmiş. Ama en ilginci şu: O hanımın sevaplarının dışında, başını örtmediği için yazılan günahlarının tamamı sizler tarafından silinmiş. Türkan hanım, 10.000 sayfa eksi günah kontenjanıyla gelmiş buraya. Ulan kadında günah bırakmamışsınız.

- Ama efendim..

-Sus, Ali Kalkancı defterine bakacağız. Evet, komşun Ekrem efendinin işleri bozulmuş, üzüntüden yatağa düşmüş. Ama sen onu hiç görmeden, kazancından tam 50 defa Ali Kalkancı'nın dergahına bağışlar yapmışsın. O da, sizin paralarınızla fabrikalar açmış. Burdan da silindi mi 10 senelik sevabın, kala kala kaldın kafandaki şu çabutun sevabına. Sayfa 257, evet bakalım burda nasıl işlerin yazılı?

- Ama efendim, ben beş vakit namazımı hiç bırakmadım, geceleri zikirler, oruçlarım..

- Onlar Allaha borçların, kul hakkı n'olacak kadııın, hiç mi düşünmedin bunları?

- Düşünmem mi efendim? Ömür boyu kocamın ve çocuklarımın hizmetindeydim.

- Tabii, onların dışında senin gibi düşünmeyen kim varsa ömür boyu düşmanlık yapmışsın. Evet 14 MART 2009, cuma günü Eyüp Sultan türbesi. Öğle namazındasın, başlayalım mı?

- Başlayın efendim.

- Niyet ettin öğle namazının sünnetine, dilinde İhlas suresi, beyninde hasta yatağında evi aranan bir hanım için düşündüklerin. İhlas 10 sevap, beyninden geçenler 10 günlük nafile namazının sevabını silip atmış. Hasta yatağında, hiç tanımadığın bir din kardeşin için bunları düşünmeye hiç utanmadın mı? Bak bunları yazan melek buraya not düşmüş, hicabımdan yazarken gözüm yaşardı.

- Şeyy.. ben..

- Yaa, rükudasın. Hem Tahiyyat okuyorsun hem rızıkları kesilen binlerce öğrenci genç için ohh! diyorsun, bu nasıl müslümanlık kadın?

- Ama o gençlerde din düşmanı olarak yetiştiriliyorlardı.

- Nerden biliyorsun? Gözünle gördün mü?

- Duydum, okudum.

- Nerden okudun?

- Vakit gazetesinden.

- Ha, şu Üzülmez Hüseyin'i koruyanlar mı?

- Ama hocamız Şeytana uydum demişti.

- Onun meleğe uyduğunu hiç yazmadık ki. Bak, sahabelerden biri anlattı size, ibret diye, nasihat alın diye. Ama nafile, ıslah olmadınız. Dedi ki: Bir insana gözünle görmeden, emin olmadan iftiranın affı yoktur. Mübarek peygamberimiz, evinin önünde oturuyordu. Kapıdan içeri bir köpek girdi, bir süre sonra çıktı. Ağzının kenarları beyaz beyazdı. Eşi hemen atıldı: Eyvaah, köpek yoğurdu yedi! Peygamberimiz ona döndü dedi ki:

- Sakın ha, böyle söyleme günaha giriyorsun. Bu köpeğin yoğurdu yediğini gözlerinle gördün mü?

- Ama içeri girdiğini gördüm.

- Kalk git bak, eğer tabağın içinde köpeğin ağzının izleri varsa ancak o zaman bunu söyle. Görmeden, bunun bile vebali vardır günahını alma! dedi.

Ey kendini müslüman zannedenler!

Bizler hakikaten hesaba çekileceğimizin bilinciyle, hayatımız boyunca dürüstlükten, insana hizmeten, kimseyi rahatsız etmeden, vebal almadan, hak yemeden, insana değer vererek, Allaha saygımızda kusur etmeden yaşamaya çalışıyoruz. Ya sizler, hakikaten inansanız azıcık Allah korkunuz olsa, bu kadar kötülüğe izin verebiir misiniz kendi vicdanlarınızda?

Hakikaten hesap günü var ve bizler o günde sizlerin hallerinizi düşündükçe üzülüyoruz, inanın. Kendinize gelin, sizi dürten o melun'a uymayın, herkes için iyi düşünün. Kapkara yüreklerinizi temizlemek için ikinci bir Dünya hayatınız olmayacak..

Saygıdeğer Türkan Saylan hanımefendi'ye buradan engin saygı ve sevgilerimi iletiyor, Ülkemdeki evlatlarımız için, Ülkemiz için yaptığı tüm çalışmalarının önünde saygıyla eğiliyor, Eğitim almalarına olanak verdiği güzel bebelerimin içinden milyonlarca Türkanlar çıkacağının sonsuz sevinci ve coşkusuyla teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler ÖĞRETMENİM! diyorum, acil şifalar diliyorum.