Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '12

 
Kategori
Kitap
 

Mahşerin Esrarı’ndan süzülerek Gönül İmbiğine dökülen Aforizmalar –I

Mahşerin Esrarı’ndan süzülerek Gönül İmbiğine dökülen Aforizmalar –I
 

"RESİM:İNTERNETTEN ALINTI" "Aramak ve aradığını bulmak, aslına rücu etmektir."


MAHŞERİN ESRARI' NA DAİR BİR KAÇ SÖZ...

Mahşerin Esrarı’nda nasıl bir efsun gizli ki kelimelere sığdırmak oldukça güç yüreğe dokunan, dokunup da başköşeye yerleşen, yerleşip de duyguları derinden sarsan, sarsıp da durup düşünmenizi, tekrar tekrar kitaba dönüp o can alıcı / can verici cümleleri bir daha okumanızı sağlayan. Öyle tılsımlı ki satırlar. Anlatmakla anlaşılacak gibi değil. Çünkü her okuyanın yüreğinde bambaşka bir lezzet bırakacağı ve gönül köşkünde değişik bir şekilde yer bulacağı aşikâr.

 Ben yeni baştan okudum, bitirdim romanı. Süveyda'ya Mektuplar'da da aynı duygu sağanağına kapılıyorum her okuduğumda. Artık kaç kere okuduğumu bile hatırlamıyorum.

Sanırım Mahşerin Esrarı'nda da aynı büyüleyici güç benim gibi okuyanı etkisi altına alacak ve eserin içindeki o birbirinden anlamlı, birbirinden derin cümleler durup düşünmenize neden olacak.

İşte Mahşerin Esrarı’ndan süzülerek gönül imbiğine dökülen aforizmalardan bir kısmı; 

MAHŞERİN ESRARI’NDAN SÜZÜLEREK GÖNÜL İMBİĞİNE DÖKÜLEN AFORİZMALAR –I

Şu koskoca dünyada kapladığım yer, aslında ayaklarımın kapladığı yerden fazla değil. 

***

Süveyda ki, kalbinin içinde, sevginin tecelli ettiği, küçücük ama çok büyük bir nokta.

***

Bu oyunda, aradığımı bulamadan yolculuğumu tamamlarsam, hiç yaşamamış olacağım.

***

Her uğradığı gönül bahçesini titreten bu ses, ayrılığa isyanın feryadı mıydı? Yoksa vuslatın bayramı mı?

Bedenin kendinden sıyrılıp uzaklaşmadı mıydı? Yoksa yeniden doğuş mu? 

***

Aramak ve aradığını bulmak, aslına rücu etmektir.

***

Mahşer, istese de, istemese de, varılacak son nokta değil miydi her bir kimseye?

***

Çok iyi biliyorum ki; bir gün gideceksin ve kaybolup gittiğin yerden yeniden geleceksin. İşte o gün, kıyameti haber vereceksin bütün aleme.

***

İyi ki geceler, sabahı da getirirdi  peşinden. İyi ki her gece, iki gündüz arasındaydı ve her karanlık gece, aydınlık sabaha mecburdu enginlere.

***

İmdatlarımı kimseler duymuyor Şira. Görüyorsun değil mi? Aklım hüsrana uğramış, sevgili uğruna ben’de değilim ama bendeyim ilk defa.

                                                                                              ***

Dün mü güzel, bu gün mü? Dün müydü gerçek, bu gün mü? Dün de mi kalmıştı gerçek ben, yoksa gerçek bugün mü?

***

Allah’ın takdir ettiği zaman ve mekânı bekler bütün yaratılan.

***

Vuslat ve hicran…

Her şey zıddıyla değer kazanır.

***

Sen, gönlümün içindesin. Orada küçük bir noktasın. Tecelli ettiğin yer orası biliyorum. Sen, benim kara noktamsım.

Adın her ne olursa olsun… Sen benim için Süveyda’sın biliyorum.

***

Söz bir araçtır bilesin. Hal ise iştiyak… Pervane olacaksın evlat. Arayacak ve bulacak… Sana mani olanları birer birer aşacak….

Mecnun’a özenmek kolay… Lakin zordur Mecnun gibi olmak.

***

Herşeyim sen oldun…

Gecem de, gündüzüm de…

Tüm sıkıntıdan azade olmuş bir gönlün sarhoşluğunu bozacak tek şeyi biliyor musun sen?

Beklenip de gelmeyen sevgilinin gönlüme verdiği ıstırabı nerden bileceksin?

***

Kapı ne kadar büyük olursa olsun, onu açan küçücük bir anahtardır.

***

Her kapıyı açan tek bir anahtar vardır ya hani;

Onun ismi “Cesaret” sevgili…

***

Candan sevmek, sevdiği için her türlü fedakarlığa katlanmak değil miydi?

Bülbül olmak kolay mıydı? Gülün dikenlerine rağmen gaye sevgiliye ulaşmak, onunla olmak değil miydi 

Mahşerin Esrarı’ndan / Mehmet Nuri Parmaksız – İlhan Akın 

DEVAM EDECEK…

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..