Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '14

 
Kategori
Hukuk
 

Maiyet hukuku / Eş ve çocukların hak ve sorumlulukları

Maiyet hukuku / Eş ve çocukların hak ve sorumlulukları
 

Kanunlar sanki ailedeki fertler bağımsız davranıyorlarmış gibi ailenin her ferdini ayrı ayrı ele almış. Aile reisi (çoğunlukla baba) ile maiyetindekiler (Yaşlı anne babası, eş ve çocukları vs. bakmakla sorumlu olduğu kimseler) arasındaki ilişkiler düzenlenmemiş. Yani sanki aile reisi nasıl isterse/uygun görürse maiyetindekiler öyle yapmak zorunda.

Bir defa tanım ve kavramlarda sorun var. Okuyanlar neyi kastettiğimizi anlasınlar diye “maiyet” kelimesini kullandık ama gerçekte de bu böyle. Yani ailede bir aile reisi var (çoğunluk baba, bazen de anne) ve diğer herkes ona bağlı. Bu zaten başlı başına bir yanlış. Ne demek maiyet ya! Aile askeri birlik mi; “komutanın emrindekiler” der gibi. Ailede maiyet falan olmaz. Aile bazı kişilerin (eş, çocuk vs) aile reisi denen baba veya annenin emrinde olduğu bir yapı değil anne baba ve çocukların (varsa birlikte yaşayan diğer kimselerin) sadece beraber yaşadıkları bir kurumdur.

“Benim eşim, benim karım çocuklarım, tabii ki benim maiyetim; çünkü onlara ben bakıyorum” Karının belki çalışmasını istemiyorsun. Ya da belki işi mesleği yok. Veya evin işlerini yapıyor. Çocuklar çalışacak yaşta değiller, üstelik okuyorlar. Bu durumda “aileyi ben geçindiriyorum; bu nedenle benim maiyetim, yani bağlı olacaklar” diyemezsin.

Aile reisi kavramı da yanlış. Kızılderili kabilesi mi bu, aile reisi de neymiş! Sonra eş ve çocukların hak ve sorumlulukları… Hakları bildiğimiz insan haklarıdır. Sorumluluk konusuna gelince insanlar dünyada asker değildir, görev verilmesi ve sorumlu tutulması diye bir şey olmaz; bir şey istiyorlarsa onun gereğini yaparlar hepsi bu.

Aile beraber yaşayan insanlar olarak düşünülmelidir. 21 yaşına değmemiş, bir kazanç elde etmeyen çocuklar ailelerinin yanında kalırlar. Aile artı devlet bu çocukların yetişmesi (çocuk ağaç değildir, yetişme tabiri yanlış; kişiler anlasın diye kullanıyoruz; kastettiğimiz süreç) için gereken ortamı hazırlarlar. Ben ona bakıyorsam o da bana ait, bana saygı göstermek, benim dediğimi yapmak zorunda diye bir şey yok. Çocuğu sen doğurduğun için ve çocuk o devletin/toplumun çocuğu olduğu için bunu yapıyorsun; senin doğurduğun çocuğu uzaylılar büyütecek değil.

Çocukların onların zararına olduğu düşünülen bazı şeyleri yapmamaları konusuna gelince deney tüpünde fare yetiştirmiyorsun çocuk da arzuladığı şeyleri yapar hani yani mesela eroin çocuğa zarar vereceği için onu koruma anlamında bir engelleme olur. Yoksa yani sen çocuksun şunu yapma bunu yapma denemez. Çocuk her bir şeyi görerek bilerek hayatın veledi olarak büyüyecek. Çocuklar din baskısı ve ahlak zorlaması olmadan büyüyecek. Bu anlamda çocuklar için kısıtlama sadece ona zarar verecek şeylerin kontrol altında tutulmasıdır. Çok küçük çocuk uzaklara gitse gelemeyebilir mesela. Eroin, sigara, küfür gibi somut zararları kastediyoruz. Bu korunma yaparken özgürlükleri zarar görmemeli. Çocuklar hayatın çayırlarında serbestçe oynamalı.

21 yaşında malum bu koruma kalkar. Artık çocuk bağımsız bir bireydir. Hayatını düzenlemek kendisine aittir. Ailede kalan eş ile diğer yakınlar çocuksa çocuk kurallarına değilse yetişkin hukukuna tabidir. Yanınızda duran, baktığınız (aslında böyle bakma olmaz da hani zorunlu kaldınız ya da siz istediniz) dul babanız ya da anneniz sevgilisini eve getirebilir örneğin. Yani ben oğlumun/kızımın yanında yaşıyorum bir köşede otururum diye bir saçmalık olamaz. Kişileri yanıma alıp bakıyorum diye onların hayatını değiştiremezsiniz.

“Bu evin kuralları var” dünyanın en saçma cümlesi Hayatın kuralı olmaz, insanlar istediklerini elde etmek için bazı şeyleri yaparlar. Bu giriş yazısından sonra maiyet hukuku konusunda yazılarımız devam edecek. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..