Makas meselesi...

Hemen herkesin, bir şekilde bildiği bir fıkradır <ı>“Oduncunun odunu” ile <ı>“Terzini Makası” fıkrası…

Canı çok yanan terzi, meselenin ortasına <ı>“Makası”nı koymuştu da oduncu da <ı>“Olmadı” demişti.

Sayın Başbakan[1], yaptığı her konuşmada, ortaya attığı hemen her konuda kendisine <ı>“Millet”in %53ü olarak <ı>“Olmadı” diyoruz.

Biz böyle her <ı>“Olmadı” deyişimize, Sayın Başbakan, gözümüzün içine baka baka <ı>“Makas” diyor. Pek farkına belki varamıyoruz ama eğer cebinde taşıdığı çok amaçlı İsveç çakısının üzerinde makas da varsa, belki onu da gösteriyordur.

TBMM çatısı altında Kamer GENÇ’e 50 kadar AKP milletvekili saldırmış, kameralar görüntü almış, Sayın Başbakan’a soruyorlar <ı>“Saldırmışlar ne diyorsunuz” diye…

Sanki <ı>“Makas” dercesine <ı>“Benim arkadaşlarım şiddet uygulamaz. Şiddet bizzat o kişinin kendisidir” diyor.

Sayın Başbakan’a bir soru daha sorsak…

Mesela <ı>“Sayın Başbakan… Hiddet sizin açınızdan ‘hitabet sanatı’ oluyor da Kamer GENÇ konuşunca nasıl olur” desek…

Öyle ya, dilin kemiği yok…

Hiç kuşkum yok ki ona da <ı>“Makas” diyecektir. Hatta ekleyecektir <ı>“Benimkisi hiddet, onunkisi şiddet” diyecektir ve yine ekleyecektir <ı>“Makas” diye.

Sayın Başbakan… Bir genelge yayınlamıştınız. O genelgede özetle <ı>“Şiddete karşıyım. Her alanda şiddetle mücadele etmek için konunun arkasındayım” demiştiniz. Peki <ı>“Meclisteki şiddetin neresindesiniz” diye sorsak!...

Ona da <ı>“Makas” diyecek misiniz?

Pirinç fiyatları almış başını gidiyor. Yalnız pirinç fiyatlarımı, tüm ürünlerin fiyatlarında cepleri yakacak kadar yükselme gözleniyor. Sayın Başbakan, MÜSİAD toplantısında –içlerinde muhtemelen pirinç stokçuları da var- yine <ı>“Makas” dercesine <ı>“Stokçuları görürseniz, ihbar edin” diyor.

Sayın Başbakan’a <ı>“Efendim, ihbara ne gerek var, ithalatı yapanlar ile TMO’den pirinç alanların kayıtları sizde, oraya baksanız yeter” deseniz…

Muhtemelen size yine <ı>“Makas” diyecektir.

Sayın Başbakan, muhalefete mensup birinin <ı>“AKP’nin aldığı oy yüzde 47 değil 33'tür” sözlerini anımsatılması üzerine <ı>“…varsay ki senin dediğin hesap doğru o zaman kendi partinin hesabını da ortaya koy bakalım, o nereye tekabül ediyor. İşine geldiği gibi hesap yapma! O zaman hesabı bu şekliyle de bir yap, ha o zaman ‘kuş bile olamazsın’ bunu gör” diyor…

Doğru… Muhtemelen bu hesabı yapan, kayıtlı seçmen sayısı üzerinde giderek oy oranını hesaplamıştır. Yani deveyi pire yapma gayretindedir.

Ama %47 oyla, yani bir anlamla pire ile, TBMM çatısı altında %62 fiili durum yaratırsan, bunun adı da <ı>“Deve” olmaz mı? Muhalefetin hesabı <ı>“Çaba”dır. Ama sizin <ı>“Deve” durumunuz Sayın Başbakan fiilen ortadır.

Desek!...

Hatta eklesek <ı>“Sayın Başbakan, siz de Angut kuşunu, deve kuşu yaptınız” desek!...

Dahası, ortaya çıkan bu deve kuşu ile uçmaya kalktınız, ama kafanızı toprağa gömerek…

Desek…

Sayın Başbakan buna da cevaben belki <ı>“Makas” diyecektir.

Tek bir çözüm yolu var… Aynı zamanın <ı>“Maarif Vekili”nin dediği gibi…

Tüm <ı>“Makas” fabrikalarını kapatacağız, ithalini yasaklayacağız.

Tamam, önerim çok akıllıca değil, o zaman <ı>“Kesme” işini nasıl yapacağız diye sorabilirsiniz ve de yerden göğe kadar da haklı olursunuz.

Ama cevabım var…

<ı>“Makas…”

<ı>

Bu kesici aletin yerine <ı>“Sünnet-i Seniyye”ye uygun olarak çakı bıçağı kullanacaksınız… Hem kesme hissinizi gidermek için illa da halı hediyesi beklemenize gerek yok, kuru ağaç dallarından da hırsınızı çıkarabilirsiniz.

Böylece…

<ı>“Hiddet” sanatını ağaç üzerinde uygulayarak, belki bir eser de yaratabilirsiniz.

Olmadı mı?

Oldu… Oldu…

Hem de <ı>“Makas” gibi olmasa da oldu…

<ı>20 NİSAN 2008

<ı>[1]<ı> Ben, Kamer GENÇ kadar “Cesur” olmadığımdan, her “Başbakan” kelimesinin başına “Sayın” kelimesini eklemeye devam edeceğim.