Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Makbule Hanım ve Bahri Bey

Makbule Hanım ve Bahri Bey
 

Resmin altına yazı yazmak gelmedi içimden


Makbule Hanım eşini kaybedeli çok uzun yıllar olmuştu. İki çocuğunu tek başına okutup bin bir mücadeleyle onların İYİ eğitim almasını sağlamış çocuklar öğrenimlerini yurt dışında tamamladıktan sonra bir daha Türkiye’ye geri dönmek istememişlerdi. Bu duruma üzülen Makbule Hanım uzun süre bir başına kalmış kendi arkadaşlarıyla vakitler geçirmiş ama artık iyice yaşlanınca ve kendi başına kalmaya cesaret edemediği bir dönemde kendi isteğiyle bir huzur evine yerleşmişti.

İlk geldiği günlerde korkak, kederli ve suskun günler yaşamıştı, huzur evine gelen herkesin yaşadığı gibi… Sonra arkadaş edindikçe alışmaya başlamış ve günler birbiri ardına devam edip gitmişti. Onun tek düşüncesi evlatlarıydı. Evlatlar ise uygun oldukları durumlarda huzur evine annelerinin yanına geliyor, onunla vakit geçiriyorlardı ama Makbule Hanıma yetmiyordu bu. Gözleri her an buğulu, kendisi hep sessizdi.

Yalnız değildi Makbule Hanım kendi hayatına benzeyen ya da benzemeyen birçok hayatlar vardı yaşadığı yerde ve birbirleriyle dertleşiyor, konuşuyor, çalışanlara içlerini döküyorlar zaman akıp gidiyordu.

Bir gün çok telaşlıydı ve üzgündü meğer dişlerini kaybetmiş aranmadık yer kalmadı ama o gün dişleri bulunamamıştı. Kızına haber verilmesini istedi haber verildi. Uzun zaman geçti aradan ne kızı ilgilendi ne haber geldi. Makbule Hanım varlıklı bir kadındı Sarıyer’de iki tane villası ve başka mal varlığı da vardı ama nedense dişlerinin yeniden yapılması esnasında kızının yanında olmasını arzu ediyordu.

Makbule Hanım son zamanlarda pek kendine bakar olmuştu, mutluydu, neşeli bir hali vardı. Saçlarını değişik topuz yapıyor, temiz ve şık giyiniyor, hatta güzel kokular bile sürünüyordu. Makbule Hanımı böyle hayata bağlanmaya başlamış olmasını gözlemleyen huzur evi çalışanlarının da hoşuna gidiyordu bu durum. Öğleden sonra bahçeye indiklerinde emekli subay Bahri Beyle oturur olmuşlardı hep. Çok da güzel bir dostluk vardı aralarında. Saatlerce sohbet ederler ve hiç sıkılmazlardı. Artık Makbule Hanım çok mutluydu tabi Bahri Bey de. Hemşire Hanımlar durumdan biraz şüphe ediyor ve havada aşk kokusu var diye kendi kendilerine konuşuyorlardı.

Evet, Makbule Hanım için olağan üstü günler başlamıştı. Âşık olmuştu Bahri Beye, Bahri Bey de Makbule Hanım’a. Birbirlerini günün belirli saatlerinde görüyorlar dertleşip konuşuyorlar hayatı tozpembe görüyorlar ve çok mutluydular. Aşk işte bilirsiniz siz de.

Necla Hemşire nöbetçiydi bir akşam ve hemşire odasından Makbule Hanımın odasına göz atınca dehşete kapıldı ve koşarak yanına gitti. Makbule hanımın burnu çok kanıyordu. Neler oldu Makbule Hanım diye müdahale etmeye çalışırken Makbule Hanım Necla Hemşireye’’ Benim burnumun kanamasıyla ilgilenmeyin siz hemşirem ne olur gidin burnumun kanadığını Bahri Beye haber verin’’ dedi. Ama burnu çok kanamıştı. Çok ilginç Necla Hemşire Makbule Hanımın burnuna kendisinin vurarak kanattığını görmüştü kameradan zaten. Yüksek tansiyon ve kalp hastası olan bu yaşlı kadının durumu günden güne kötüye giderken bir de bu durum oluşunca Necla Hemşire duruma el koydu ve gereken önlemler alındı.

Ertesi gün tansiyonu daha çok yükseldi. Bahri Bey durumdan haberdar olup Makbule Hanımı sık sık ziyaret etmeye başlamış Makbule Hanım ise Bahri Beyin kendisiyle daha çok ilgilenmesini sağlamaktan memnundu.

Bir hafta sonra Makbule Hanımın kalp şikâyetlerinin tehlike sinyalleri vermesi üzerine artık başka bir üniteye alınması ve sıkı takip edilmesi gerekiyordu. Fazla zaman kaybedilmeden alındı oradan ve Bahri Beyden uzaklaştı mecburen. Hastalığı hızla ilerlemeye başlamıştı tansiyon düşmüyor kalp ritmi bozuktu durum ciddileşiyordu. İki birimin de hemşireleri aralarında konuşarak Bahri Beyi Makbule Hanımın ara sıra yanına getirmeye ve göstermeye karar aldılar bu ikisi ne de iyi gelecekti.

Bahri Bey o gün hazırlandı Makbule Hanıma gittiler hep birlikte. Odasına geldiklerin de çok heyecanlıydı Bahri Bey elinde bir çiçek demeti’’. Al Makbule’m sana getirdim’’ dedi Makbule Hanıma. Ama Makbule Hanım artık bahri Beyi Tanımıyordu. Bahri Bey dondu kaldı ne yapacağını ne diyeceğini şaşırdı.

Makbule Hanım bir hafta sonra bize bu hüzünlü hikâyeyi bırakarak aramızdan ayrıldı. Mekânı cennet olsun.

Bahri Bey mi? Bahri Bey evine gitti. Duramadı buralarda. O zaten hiç evlenmemişti çocukları da yoktu. Belki acısı hafifleyince döner huzur evine diye düşündük ardından.

Makbule Hanımın çocuklarına Sarıyer’de iki büyük villa ve birçok mal varlığı kaldı. Kaybolan dişlerin yerine yenisi yapılamadı ama kızı kendine kalan mal varlığının telaşına çoktan başlamıştı bile. HAYAT İŞTE.

 
Toplam blog
: 584
: 424
Kayıt tarihi
: 09.03.08
 
 

Sıradan bir yaşantım var.  Gezegeni, insanları, hayvanları seviyorum. Renklere aşığım. Okuyorum, ..