Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Maket köy ve şirince

Maket köy ve şirince
 

Maket Köy ne zamandır ziyaret etmek istediğim yerlerden biriydi.

İzmir’e her gittiğimizde bizi mutlaka bir yerlere götüren ablam ve yeğenim bu kez “sizi Maket Köy’e götürelim..” dediğinde çok sevindim.

Televizyonda izleyip de hayran kaldığım bu yeri görmeyi gerçekten çok istiyordum.

İzmir’den Kuşadası yönünde Pamucak Kavşağı’ndaki Maket Köy ve çevrede Efes, Meryem Ana, Yedi Uyuyanlar ve Şirince olunca gezinin oldukça keyifli olduğunu söylemeye gerek yok sanırım..

“Maket Köy’de nedir?” diyenler için köy yaşamının maket olarak tasarlanmış harika bir sunumu diyebilirim.

Köydeki, yayladaki yaşam bu kadar güzel anlatılabilir.

Günümüzdeki kuşakların görmediği, bilmediği ama görmesi ve bilmesi gereken bir yaşam tarzının en ince ayrıntılarıyla an

latıldığı bu yer mutlaka görülmeli.

Köy meydanından, değirmene, kız kaçırmadan, ayıya sırtını çiğnetenlere, hasattan köy düğününe kadar her ayrıntının can

landırıldığı bu sıra dışı mekânda ilk girişteki çömlekçi, demirci ve yufka açan kadınların yer aldığı maketlerin ses veya hare

kete duyarlı olarak bire bir gerçeği gibi hareket etmeleri ise bir başka güzel.

İçerde gezerken zamanın nasıl geçtiğinin anlaşılmadığı bir yer.

Efes Harabeleri, Meryem Ana ve Yedi Uyuyanlar’ı da ziyaret ettikten sonraki istikametimiz Şirince.

Köy Meydanındaki Atatürk Anıtında yazan bilgilere göre;Eski adı “Tepedeki Efes” olan Şirince’nin Aydınoğulları zamanında kurulduğu ve 19.yyz da Osmanlı yönetimdeki Rumların oturduğu 1800 haneli bir köy olduğunu öğreniyoruz.Lozan Mübade

lesi ile Selanik göçmenlerinin yerleştiği bu köy gerçekten adı gibi şirin.

Bizim gidiş saatimiz akşam üzeri olmasına rağmen daracık dağ yollarında gördüğüm otomobil ve otobüsler o kadar çoktu ki yolda zaman zaman kuyruklar oluşmuştu.

Özellikle yabancı turistlerin varlığı dikkatimi çekti. (Darısı başımıza)

Geleneksel mimarinin izlerini yansıtan iki katlı, asma balkonlu evleri, çay bahçeleri, lokantaları, küçük küçük tezgâhlarda ve dükkânlarda satılan ürünleriyle gerçekten şirin bir köy.

Gelir kaynakları arasında şeftali, zeytin ve üzüm yetiştiriciliğine son yıllarda turizm gelirlerideilave olmuş.

Ve tabii ki ev yapımı şarapları. Tadarak seçebileceğiniz bu şaraplar Şirince’ye ayrı bir ün katmış.

Saatime bakıyorum. İzmir'den çıkalı epey zaman geçmiş, artık akşam oluyor.

Buraya kadar gelip de bir yemek yemeden dönmek olmaz diyoruz ve kuruluyoruz köyün hakim tepesindeki bir kır lokantasına. Tavsiye ederim siz de buranın nefis yemeklerini tadın.

Umarım Bu köy ve benzer yerler doğallığını korumayı başarır.

Muhteşem doğa ve dağ havası kirlenmeden kalır, bu saklı güzellikler turizme kurban olmaz.

Daha ne diyeyim fırsatını bulan bu geziyi yapsın artık.

Unutmadan zeytinyağı, şarap ve el yapımı sabunlardan almadan Şirince’den dönmeyin.

İyi geziler…

 
Toplam blog
: 94
: 840
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

1962 İnegöl/Bursa doğumlu ve İşletme Fak. mezunuyum. Özel bir kursta kurum müdürü olarak görev yapma..