Maki nedir ?

Sevgili Dostlar bu gün sizlerle dertleşmek istiyorum. Birazcık birbirimizi tanıyoruz. Genç bir kuşakla da beraber olmak bana çok büyük bir kıvanç veriyor. Hele hele bana takmış olduğunuz "Erdil Baba" lakabı ne yalan söyliyeyim, bu sanal alanında büyük bir aile ferdinin üyesi yaptı.
Sizlerden bir avantajım biraz daha vaktimin olması. Bütün dostların yazılarını takip ediyorum; zaman zaman yazılarına yorum yazıyor. Bazı zaman da yalnız okuyarak, gençlerin birbirleri ile yazışmalarını gözlüyorum. Onları tanımaya, anlamaya çalışıyorum.

Bu pazar dertleşelim demiştim. Geçenler de sizin saatinizle 1.40 da başlıyan 32 nci günü seyrettim. Bilmiyorum bu program sizde saat kaçta yayınlanıyor. Neden bu saatte yayınlanır onu da anlamış değilim. O saatte benim gibi ya uykusu kaçmış biri veya gece vardiyasından dönüp de tesadüfen tv.nin sesini iyicine kısan, adet yerini bulsun diye alışkanlık icabi tv.sini açan bir kişi seyredebilir. Mesela normal olarak tv.ye bakacağımız zaman, ya bitmek tükenmek bilmiyen diziler veya topu topu 50'yi geçmiyen kimin kiminle programları. Hangi konuda uzmansin diye sorsanız kimin kiminle ne giydiğini her türlü sanat dünyası adı altında rezaletleri anlatabilirim.Gülmeyin 60 yaşına ulaşmış olan bir kişi olarak bu programlar ihtiyaç olduğunu sanıyorum/mu/larmi/ söylüyorlar ."Uzman program yapıcılarının tespiti benim değil" Neyse gecenin yeni güne göz kırparken seyrettiğim programa gelelim.

Efendim programın içerikliğinde masa başına toplanmış. Bir Mütahit (Acaristanbul inşaatını yapan). Hürriyet gazetesin'den bir gazeteci. Mimarlar odasından bir hanım. Çevrecilik ile ilgili bir bey, ve bir politikacı Sn.32 nci günün yapımcısı "İsimlerini yazmadım saat ve yapmış oldukları konuşmalar içerikliği nedeniyle değmez".

Şu Acaristanbul hani gazetelerde tv.lerde koca koca haber. Sözde vatandaş ilk defa görüyor duyuyor. Konu masaya yatırılıp kişilere söz hakkı verilip sözde kamuoyu aydınlatılacak. Aydınlansa ne olur. Eşek ölmüş korkacağı ister aslan isterse kurt olsun onun için bir şey fark edermi. Sorular cevaplar geçen saatler içersinde anlatılmaya çalışılıyor. O kadar çok şey anlatıldı ki kimse hiç bir şey anlamıyor. Seyredenler haricin de. İlkokul sıraların da öğrendiğimiz maki ile ağaç örtüsü en azından yarım saat tartışıldı !...

Haritalar, resimler hatta helikopterden çekilmiş resimler bile anlatamadı ne olduğunu .

Sevgili öğretmenlerim lütfen eğer çocuklarınıza bu konuda soru sorarsanız. Alacağınız menfi cevap karşısın da sakın onların notlarını kırmayın, uzmanların bile haberi yok. Veya bana öyle geldi. Neyse... Bu arada unutmadan söyliyeyim ister maki olsun isterse orman olsun o alan yanlız bir bitki örtüsü değildir. Orası canlıların bir yaşam alanıdır. Doğa bunu iç içe tamamlar bir tanesinin eksiltilmesi diğerini de yok eder. O alan eğer bir yeşil alan ise onu yanlız bitki örtüsü olarak görmek başında yapılacak en büyük yanlış olur. Orada bir yaşam vardır. Tıpkı yukarda ki resimdeki gibi.
Hani AB denilen bir yer varya orası bu konuda bazı getirimler yapmış. Birazda bu konuyu, mesleğim icabi gayet iyi biliyorum. Kısaca bir örnekle belirtmek istiyorum:)

İmara açık bir yerde arsa alıyorum. İçersine başımı sokacak ev yapmak maksadım. Aldığım arsada bir sürü ağaç var. Acaba ne yapmam gerekir. Tabii benim yapmam, mütahitin bana almam gereken izinleri temin etmek den başka bir şey değil.
Efendim Orman dairesine müracaat ederek bir bilirkişiye kendi arsamda ki ağaçları göstermem lazım. Bilirkişi geldiği zaman eğer şehir planları içinde o ağaçlar kayda geçirilmiş ise bana gösterir; yok daha işleme alınmamışsa ne tür olduklarını tesbit eder ve bana söyle bir şey söyler.
- Bakın bayim bütün meyve ağaçları koruma altında değildir, büyüklükleri ne olursa olsun izin almadan kesebilirsiniz. İki meyve ağacı hariç.

- Hangisi
- Ceviz.fındık.Onları kesemezsiniz.
- Haydii..

Hemen cebinden bir kırık metre çıkarır yerden 130 cm.den sonrasının çapını ölçer eğer çapı 7 cm ulaşmıyorsa kesmenize izin verir. Diğer cins ağaçlar için de söyle der:
- Meşe çınar kayın.vs.vs onlarında koruma alanı gene yerden 1.30 olarak baz alınır ve o noktadan itibaren çevresi 60 cm yi geçmemesi lazımdır.
Bu durumda satın aldığım kendi malim bahçemdeki ağaçların konumu budur. Peki derim ya ben bu arsayı aldım. İmar planı alt yapısı hazır bu durumda nasıl ev yapıcağım. Evin yapılacak noktasıni göz önüne alarak.
- Evinin yapılacağı yer burası, yolun da burası buradaki ağaçları kesmene izin veriyorum. Diğerlerine dokunamazsın yoksa seni öğle bir yakarım arsayı satsan altından kalkamazsın.Olsun değilmi nasıl olsa ben evimi yapabiliyor yolumda var diğer ağaçlar bahçemi süsler her ne kadar istemesemde. Oh be izin çıktı evimin inşaatına Orman Dairesinden.
Ormancı amca kesilecek ağaçların listesini cinslerini ve büyüklüklerini bir liste halinde benim önüme koyar. Haydii bu da ne şimdi. Sen ağaçlara bir işaret koy Mütahit iki dakikada onları keser bu kadar zahmet niye ki? Süratıma bakar ve güler!..
- Gel bakalım, şimdi seninle pazarlık yapalım kesilecek ağaçlar şu kadar; ölçtüm biçtim çevrelerinin toplam yökünü bu iste bu yökün miktarında ağaç dikeceksin.Yoksa kestirtmem.
- Nereye?
- Ben sana bir yer gösterir oraya dikersin. Kontrolü yapılacağını da unutma. Ha der unutmadan söyliyeyim dikilen ağaçlar bu konumla ilgili bir firma veya bizim tarafımızdan olacak ve iki senede bakımı sana ait. Bu arada ağaç ölürse yenisini diker gene iki sene garanti içersin de bakımı üstlenirsin. Beni de elime tutuşturduğu kağıtlarla, kendi arazimin tam ortasında bırakıp gider.
Uy... Ben ne yazmışım vallahi böyle programlar seyredince gaza geliyorum. Böyle uzun uzun yazıyorum.Yok anam ne dertmiş bu AB adamın anasını ağlatıyor yahu.
Yazı uzun oldu yoksa birşeyler daha vardı ya bir başka sefere kalın sağlıcakla.
Eğer maki ile ormanın ne olduğunu biliyorsanız. Lütfen yazın. Sakın bana değil.32'nci güne.
Hiç olmazsa bu kadar uykusuz kalmayız.
Sevgiler saygılar.