Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Makro siyaset

Biraz geçmişe gitmek istiyorum, yaklaşık 4 Milyar yıl kadar. Kesin olarak söylenemese de, bazı kristaller üzerinde yapılan radyometrik tarihlendirme, dünyamızın en azından 4, 4 Milyar yaşında olduğunu ortaya koyuyor. Buradan modern insanın tarihini çekip çıkarmak isterseniz, bu sürenin yaklaşık %99, 99’unu çıkartmanız gerekir, çünkü bilim kitapları size modern insanın yaklaşık 200.000 yıl kadar önce Afrika’da ortaya çıktığını ve bugünkü bildiğimiz formuna ulaşmasınınsa yaklaşık 50.000 yıl kadar önce olduğunu söyleyecektir. İnsanoğlu bu tarihinde MO 10.000 li yıllara kadar avcı-toplayıcı sıfatıyla bulunmuşken, ancak bu tarihten sonra yerleşik düzene geçmiş ve tarımla ilgilenmeye başlamıştır. Şu anda 6, 8 Milyar dolaylarında olan dünya nüfusu, böyle bir tarih sürecinde, birilerinin biryerlerde seks yapmış olmasından dolayı hayatta bulunuyor. Son 100.000 yılda ise yaklaşık 90 Milyar atamızı kaybettik ve onların hepsinin mezarlarını Marmara ve Karadeniz Bölgelerinin toplamı kadar bir alana sığdırabilirdik. 

Şimdi biraz daha zoom yapalım ve son 5.000 yıla bakalım. Yazı tam 5.000 yıl kadar önce bulunmuştur ve tarih yazıyla başlar. Belirtmek gerekir ki buraya kadar ki konuların dinsel ve bilimsel açıklaması farklılık arz eder, burdan sonrasında ise artık elimizde çoğunlukla yazılı belgeler vardır. Birileri, yazının icadından 2.680 sene kadar sonra Büyük İskender diye bir Makedon Kral’ının Makedonya’dan Hindistan’a kadar uzanan bir imparatorluk kurduğunu yazmıştır. Roma İmparatorluğu yönetimindeki topraklarsa, Büyük İskender’in imparatorluğunun yaklaşık 2 katı kadardı. Bugünden sadece 800 yıl kadar öncesine gidersek, onun da 2 katı büyüklüğünde bir imparatorlukla karşılaşırız, Cengiz Han’ın Moğol İmparatorluğu. Zamanı biraz daha ilerletirseniz, 600 yıldan daha fazla hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğunu görebilirsiniz. Avrasya’da bunlar olurken, bugün Amerika dediğimiz topraklarda 600 yıl öncesine kadar Aztekler, Inkalar, Mayalar vb.. hüküm sürmekteydi. Tüm bu örnekleri, aralarındaki bir benzerliğe dikkatinizi çekmek için veriyorum; hepsinin yok olmuş olması. 

Tarih, bugünün gebeliğidir ve insanlık tarihi henüz “yok oluş” erzakını tüketmiş değil. Bügünden 2.000 yıl sonra da birileri çıkıp benim yazdığım yok oluş hikayelerine ekleyecek hikayeler bulacaktır. Aslında olabilecek olan, olmuş olandan daha fazla çekiyor ilgimi, ancak olacağın olmuşla olan bağlantısı bana tarihi incelettiriyor. Buradan hareketle günümüz siyasetine geçmek istiyorum. Günümüz siyasetinin de hükmedenleri var ve ülkemizde bu onur, demokrasiyle yönetilen her ülkede olduğu gibi, seçimlerle elde edilebiliyor. Ancak demokrasi tek başına yeterli bir yönetim şekli değil, yanında liberalizm’in de olduğu bir yöntemi doğru olarak düşünmek gerekir. Sokrates’in öldürülüşünün demokratik olduğunu ancak liberal olmadığını hatırlayalım. Demokrasinin istediğim sonuçları üretmesi için, çoğunluğun benimle aynı görüşleri paylaşması gerekir ancak bu durum çoğunlukla böyle olmadığı için beni liberalizm daha fazla ilgilendiriyor. 

Bugün 60. Hükümet ülkemizi yönetiyor. Bugüne kadar hangi hükümet beklentilerimle örtüşmeyen uygulamalar yapsa, karamsarlığa düşmemek için, hep bu yazıda yazdıklarımı düşünürüm. İnsanlığın kocaman tarihi içinde, bu anlar bonzai anlardır. Süleyman Demirel’in dediği gibi, bu ülkede en önemli konu bile gündemde en fazla bir hafta kalır. Gün gelir, bir hafta sürer yeni hükmediciyi kabullenmek. Yeter ki alamet-i farikası demokrasi ve liberalizm olsun. 

 
Toplam blog
: 4
: 875
Kayıt tarihi
: 05.11.10
 
 

Anlamaktan kaynaklanan şaşkınlığı, cahillikten kaynaklanan şaşkınlığa tercih eder.. İnsanın başı..