Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '11

 
Kategori
Felsefe
 

Makyaj kadını güzelleştirir.

Makyaj kadını güzelleştirir.
 

internetten bir resim (ne demekse ve bunu yazmanın ne önemi varsa! Kaldı ki resim de değil)


Genelde makyajın kadını güzelleştirdiği söylenir sanırım. Kadının bakımlı olması istenir bir şeydir. Bakımlılık derken belli ölçülerde makyaj da yer alabilir. Elbette bakımlı olmak tam olarak makyajlı olmayı içermez, ama içinde bir ölçüde vardır sanırım.

Bakımlı ve makyajlı kadına övgü dile getirildiğinde bir karşı çıkma şekli vardır. Makyajın abartısını, toplumun daha orta noktalarını temsil eden kadın ve erkekler reddederler. Onlara göre önemli olan yerinde ve uygun vs. olmasıdır.

Toplumun uçlarında yer alanlar için ise, iki karşıt görüş vardır. Birisi aşırı muhafazakar kesimdir. Kadının makyaj yapmasını redderler. Bu tip kadınlar kaşlarını bile almayan kadınlardır. Ki onlar genellikle türban modasına uyan son dönem toplumsal yapılardır. Doğrusu bu modaya uyduğu halde, ultra bakımlı olanlara kadar pek çok kesim de var tabi. Ki bu gayet normaldir. Bazı dinbazlar, bu tip kadınları, dinle bağdaştırmazlar, sanki ilgili dinin doğru uygulamasını kendileri yapıyormuş vehmine girerek. Garip şekilde, daha özgür bir toplumu savunanlar da bu tip kadınlar üzerinden, karşı grubu eleştirirler, onların çelişkilerini göstermek için, halbuki kadının kör muhafazakarlıktan özgürleşmesinin temsilcilerine karşı geldiklerini farkında değillerdir.

Diğer uç ise, kadının az ya da çok makyaj yapmasını önemsemeyen, toplumun normatifliğinin baskıcılığnı az çok aşmış kişilerdir. Bu kişilere göre kadın saçını maviye bile boyatsa, gayet normaldir.

Bendeniz tabi ki hiçbir basmakalıbın papağanı olmak için burada değilim.

Burada da, makyaj konusunu ele alırken, bunların dışında yeni bir şey söylemek için yazıyorum. Başkası söylemişse, senin yazmanın ne anlamı vardır ki?

Makyaj kadını hem güzelleştirir, ama hem de güzelleştirmez aslında.

Savunacağım yargım bu.

Makyajlı kadın ile makyajsız kadın arasında fark vardır. Hep makyajlı gördüğümüz bazı ünlü hanımları makyajsız gördüğümüzde iki yüzü bağdaştırmakta zorlanabiliriz. Makyaj o derece kadını değiştiriyor.

Ayrıca, bazı kadınlar çok farklı makyaj stilleri yapabliyorlar. Bu her stille de kadın bambaşka bir yüze sahip olabiliyor.

Modern kadın, bakımlı kadın ve bakımlı kadın az ya da çok makyajlı kadın anlamına gelebilir.

Erkekler, tabiki kadınlar gibi, bakımlı partner isterler. Bu tip iyi giyinmiş, saçı başı yapılı, ağzı gözü boyalı kadınlar, erkeklerin ilgisini çeker sanırım.

Örneğin özel ya da kamu olsun, işyerlerinde hiçbir kadın kendine özen göstermeksizin işyerine gitmek istemez. Ya da ilişki uzmanlarının baş tavsiyelerinden biridir, eşinize cicili bicili görünün, adamın içini bayıltmayın derler.

Bence bütün bunların gerisinde kadının bakım ve makyajla güzelleştiği düşüncesi yatıyor.

Ancak burada kadın güzelleşmesi gerçek anlamda değil. Kadın aslında güzelleşmiyor.

Peki çirkinleşiyor mu? Hayır! Peki makyaj yaparak, iç güzelliğini, dış güzelliğe mi satıyor? Yoo!

Makyajın ölçüsünü kaçırarak aşüfte mi oluyor? Ne alakası var?

Kadın güzelleşmiyor dedim ama öte yandan da güzelleşiyor.

Makyajın ölçüsünü yerinde bulanlar için güzelleşmiyor mu? Evet güzelleşiyor. Erkekler için çekici hale gelmiyor mu? Evet geliyor.  Kadın kendisini çok daha iyi hissedip, kendine güven duymuyor mu? Tam olarak öyle, iyi hisedip güven duyuyor.

Makyajın yaptığı şey, kadını güzelleştirmek değil, onu bir değerlendirme sisteminin nesnesi haline getirmektir.

Değerlendirme sisteminin nesnesi olmak demek, ilkel kabilelerde kadınların burnuna boynuna kulaklarına halka takması demek ile aynı şeydir.

Orda da kadınlar burunlarına halka takarken, bir değerlendirme sisteminin nesnesi haline gelirler. "güzelleştiklerini" düşünürler, burunlarına halka taktıkları için kendilerini iyi hissedip güven duyarlar. Erkeklerin hoşuna gittiklerini düşünürler.

Ve işin ilginci durum budur. (İlkel kabileler arasında yaşayıp görmüş olarak söylemiyorum, söylediklerim analitiktir)

Modern kadın dediğimiz kadının yaptığı da budur. O makyaj yapmakla gerçek manada güzelleşmez, sadece toplumsal manada, bir değerlendirme sistemi manasında güzelleşir.

Peki güzelleşmek dediğin başka nedir ki?

İyi soru. Güzel bir kadın, bir erkek goril için de güzel midir? Niye güzel olsun ki, bir dişi goril insana ne kadar çirkin geliyorsa, bir erkek gorile de kadın o kadar çirkin geliyordur.

Dikkat! Burdaki güzellik ve çirkinlik, perspektifseldir ve  değer sistemiyle bağlantılıdır.

Güzel dediğimiz görecelidir, bir değer sistemine ve perspektife bağlılıktır.

Mutlak güzel ve mutlak çirkinlik yoktur. Bütün her şey gibi. Ve bütün her şey gibi, göreceli değere sahiptir. Hep bir şeye göre öyledir herşey.

Bir şeye göre olduğu şey ise, o da başka bir şeye göredir, mutlak bir nokta hiçbir zaman yoktur.

Sonuç olarak, kadın makyaj yaparken gerçek manada güzelleşmez, görece manada güzelleşir, bir değerlendirme sisteminin nesnesi haline getirir kendisini.

Ama güzellik dediğimiz şey de bu bakımdan bir değerlendirme sisteminin uzlaşımlarına göre ideal olana yakınlıktır.

Yani güzellik tanımını benim tanımladığım gibi tanımlarsanız, evet kadın makyaj yaparken güzelleşir.

Ama yok, güzellik kavramını ideal mutlak güzellik olarak tanımlıyorsanız, kadın güzelleşmeş, sadece göreceli olarak gerçek anlamı içermeden güzelleşir, değerlendirme sisteminin parçası olmaklıktan gelen bir biçimselliktir bu.

Kanımca bugünün güzellik anlayışı bu ikinci manadadır. Oysa siz makyajla güzelleşmiyorsunuz, sadece bir  değerlendirme sistemine uygun hale getiriyorsunuz kendinizi.

Peki bu kötü bir şey midir?

Kesinlikle değildir. Hele ki, kadın erkek ilişkilerinde her unsurun taşıdığı içsel, sembolik vs. anlamları hesaba katarsak, bir uzlaşımın, bir anlaşmanın, bir alışverişin tarafı haline gelmek, insana varoluşunun güzelliğini yaşatır.

Ama bu da görecelidir.

Sanmayalım ki mutlak.

Mutlak olsa ne yazar mutlak olmasa ne yazar.

Eninde sonunda nalları dikeceğiz. O da ayrı mesele.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..