Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

Makyavel'e rahmet okutan Ankara politikacısı

Makyavel'e rahmet okutan Ankara politikacısı
 

internetten alıntı


Makyavel: (Niccolò di Bernado dei Machiavelli) (1469 – 1527) Tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür, devlet adamı, askeri stratejist, şair, oyun yazarı. İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerindendir.

Sir Makyavel; “Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir…” der her yolu mübah kabul edermiş… O yüzden “kazanmak için herşeyi yapmaya çalışanlara da “Makyavelist” denmesi ile de adı ve düşünceleri ebediyete kadar yaşayacaktır!...

Ama bugünlerdeki bizim Ankara Politikacılarının yanında şimdi kemikleri sızlıyordur zavallı Makyavel"in!... Peki nasıldır ve kimdir bu Makyavel"in bile kemiklerini sızlatan Ankara Politikacısı!... işte; Ankara politikacısını anlatan küçük bir öykü!...

Anadolu'da karnı acıkan bir Aslan ormanda av ararken; uzakta gördüğü hareket eden cismin koşarak yanına gidiyor, birde bakıyor ki hareket eden bir Aslan ama kan ve ter içinde üstelik bir deri bir kemik kalmış!…

Üzülerek; kendiside ormanlar kralı aslan ya! bir aslanın bu duruma düşürülmesi nede olsa onunda gururunu incitiyor, yaralı aslana "Aslan kardeş; söyle seni bu hale kim getirdi? Hemen gidip senin intikamını alayım, sana bunu kim yaptı?..." demiş!…

Zavallı aslanın da "Beni bu hale Ankara politikacısı getirdi" demesi üzerine bizim ormanlar kralı aslanımız; aslan kardeşinin intikamını almak için koşarak Ankara'ya yönelmiş, intikam alacak ya!...

Anadolu'dan gelen aslanları Ankara girişlerinde genellikle tatlı dilli Ankara politikacıları karşılar; ve “Ooo aslan kardeş Ankara'ya hoş geldin, gel seninle muhabbet edelim" deyince; bizim Anadolu Aslanı da "Ben seninle muhabbete gelmedim, senden aslan kardeşimin intikamını almaya geldim ve seni düelloya davet ediyorum!" der!…

İntikam ve düello kelimeleri Ankara politikacısının pek hoşuna gitmez, o böyle şeyleri sevmez. Olurdu olmazdı derken bakıyor ki aslandan da kurtuluş yok o zaman en iyi yaptığı şey olarak; işi yokuşa sürmeye karar verir Ankara politikacısı… Aslan düelloyu kılıçla der tabancayla der tüfekle der ama hiçbirini kabul etmez Ankara politikacısı. Aslanı bezdirmeye başlar yavaş yavaş…

Aslanın hiçbir önerisi kabul görmeyince Aslan dayanamaz "Peki o zaman sen söyle nasıl düello edelim?.." diye sorunca; Ankara politikacısının istediği durum ortaya çıkar ve "Biz seninle güreş edelim Aslan kardeş !..." der ve bunun üzerine aslan “İki pençede yere yatırırım, nihayet ikna edebildim” diye düşünür içinden sevinçle. “Tamam o zaman hemen güreşe başlayalım” der aslan!...

Ama karşısındaki Ankara politikacısıdır ve işi de yokuşa sürecektir ya; “Olmaz ben kispetim olmadan güreşemem “der. Aslanda “O zaman hemen al gel” deyince oda “Olmaz” der Ankara politikacısı “Ben kispetimi almaya giderken sen kaçarsın” der. Aslanda kızar “Olur mu seninle düello yapmak için ta nerelerden geldim der hiç kaçar mıyım ben.. O zaman bende seninle geleyim” der o zaman “O da olmaz arkadan bana saldırırsın” diyerek işi yokuşa sürmeye devam eder Ankara politikacısı!…

Aslanın direnci kırılmaya başlamıştır yavaş yavaş.. "Peki o zaman kaçmayacağıma seni nasıl inandırabilirim” diye sorar aslan!… Bu cevabı beklerdi Ankara politikacısı ve bunun üzerine “Seni şu ağaca bağlarsam kaçmayacağına inanırım” der!……….

Ağaca bağlanma sözünü duyunca; bu seferde Aslanı bir ürperti sarar….. Olurdu olmazdı sonunda lanet olsun der direnci kırılır ve ağaca bağlanmayı kabul eder Anadolu Aslanı…..

Bir ağaca bağlı olarak güneşin altında günlerce aç ve susuz bırakılırsa Aslan bir deri bir kemik kalır ve Ankara politikacısı da eline odunu alır ve tüm gücüyle zavallı Aslanı döver ve kan revan içinde kalan Aslan yalvarmaya başlar “Ankara politikacısı abim ne olur beni affet senden intikam almak benim ne haddimeymiş!...” diye yalvarır ve yemin ettirerek canını bağışlar Aslanın Ankara politikacısı!…

Canını kurtarmanın sevinciyle hızla kaçan Aslan Anadolu'ya gider ve daha önce bir deri-kemik kalmış aslanın bu sürede yaraları iyileşmiş ve birazda etlenmiş, bizim intikamcı aslanı görünce “Ooo Aslan kardeş seni bu hale kim getirdi!... Ne oldu sana böyle…” deyince; intikam almak için Ankara'a giden Aslan “Beni bu hale Ankara Politikacısı getirdi, sen ondan ucuz bile kurtulmuşsun!..” der…

Bu öyküden sonra artık “Ankara Politikacısı” artık iyi tanınıyordur ve kurnazlığınada şapka çıkaracak cinstendir diye düşünmemek eldemi!...

Komşumuz Rusya"da halkına “Sizler başlarınız eğik gezmeyeceksiniz, sizleri başınız dik gezdireceğim!” diyerek %60-70 oy alan ve iktidarda kaldığı 7-8 yılda kişi başına düşen geliri 1000-1200 dolardan şimdilerde 12.000 dolara çıkaran Devlet Başkanı PUTİN anayasaya göre üçüncü defa seçilemeyeceği için; tüm güç kendi ellerinde olmasına rağmen yasalara saygılı olmuş ve geri çekilip fazla tanınmayan biri Medvedev'in devlet başkanı seçilmesini sağladı!...

Türkiye'de ise; 22 temmuz Genel seçimlerinde 11. Cumhurbaşkanını halka seçtireceğiz diye seçimlerde propagandalar yapıldı, fazla oy alınca halka seçtirilecek Cumhurbaşkanı Meclise seçtirildi, Referandumda, oy kullanılmaya başlanmasına rağmen oylama metni değiştirildi, gerçekler tersyüz edildi halkın kafası sürekli olarak karıştırıldı!...

Şimdi ise; mevcut yasalara göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının suç kabul edip Anayasa Mahkemesine açtığı davayı geçersiz kılmak için; hukuku arkadan dolaşıp; Anayasa değişiklikleri yapılmaya çalışılacağı gündemleri meşgul ediyor!...

Ne denilebilir ki; PUTİN Devlet Başkanı olarak kalmak için yasalarda değişiklik yapmayı akılmı edememişti, dünyanın en büyük ülkesinin halkını başlarını eğik olmaktan kurtarıp şimdi dik gezdiren adam ve danışmanları bu kadar basit şeyleri düşünememişler miydi!... yoksa %70 ler de olan Rus halk desteği yetmemiş miydi!... yoksa hukuk her şeyden daha mı önemliydi, yoksa Makyavel bizim ülkemizdeki kadar tanınmıyormuydu Rusya"da!...

Makyavel anlayışı iyi bir örnek her türlü amaca ulaşabilmek için ama; Makyavel'den başka ilginç örneklerde var dünyada fazla dikkatleri çekmeyen; bende o örneklerden bir tanesini hatırlatayım dedim…

Bu örnek; Türkmenbaşı Safa Murat Niyazov; kendisini ömür boyu devlet başkanı ilan etmişti, ve Niyazov hızını alamamış “RUHNAME” adlı birde kutsal kitap yazarak yönetim anlayışını daha ileri boyutlara taşımıştı!... Bu da iyi ve ilginç bir örnek değil mi!...

Eh sonuçta; Makyavel"in ruhu şimdi “yahu beni de geçenler varmış be!…” diye açtığı yoldan gidenleri zevkle izliyordur şimdilerde!... nasıl olsa; “Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir”, “her yol mübahtır!...” sevgi ve saygılarımla…

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com

 
Toplam blog
: 58
: 613
Kayıt tarihi
: 14.07.08
 
 

Merhaba Arkadaşlar! Okullar, bitmeyen sınavlar, üniversite, iş hayatı ve hiç bitmeyen krizler, süre..