Mal beyanı anlayışı

Mal beyanı vermenin amacı, kişinin göreve geliş ve ayrılış zamanı içindeki ekonomik durumundaki farkı komuoyunun bilgisine sunmaktır. Bu sistem tüm gelişmiş ülkelerde bu şekilde çalışır. Görevden ayrılırken ekonomik durumda, eğer anormal bir artış söz konusu ise, yargı önünde bu farkın hesabını verir. Tabi bu durum bizim ülkemizde farklı şekilde süregelmektedir. Önemli noktalara gelen şahısların mal beyanı verip vermediğini kimse bilmez. Bunlar gizli kapaklı yapılan işlerdir. Eger anormal artış varsa da bunun hesabını sadece Allah`a vereceğini söyleyen şahıslarda mevcuttur devlet yönetiminde görev alan şahıslar arasında.

Derneklerin ya da vakıfların üyeleri, bağlı bulunduğu vakfın başkanının ve yönetim kurulunun ne kadar maaş aldığını bilmez. Seçim zamanı genel kurullarda başkanın maaşı soruldugunda, soruyu soran şahısı doğduğuna pişman ederler. Halbuki derneğin ya da vakfın üyesi olan şahıs o kuruma aidat vermektedir. Verdiği aidatın nereye gittiğini öğrenmek yasal ve doğal hakkıdır.

Hükümet henüz yeni kuruldu, birçok kişi yeni görevlere atandılar. Bu göreve gelen kişiler kamuoyuna, mal varlıklarını açıklamak zorundadırlar. Bu eskiden böyle idi, Turgut Özal`ın sayesinde bu sistem değiştirilerek, kamuoyunun bilgisinden kaçırıldı. Mekanizma hala o şekilde devam etmektedir. Benim memurum işini bilir anlayışı tüm bürokratik kesimi, farklı bir anlayış sergilemesine yol açtı. Bundan sonrada bu anlayışın degişmesini beklemek abesle iştigaldir.