Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Malezya polemiği Turizmcilere yaradı

Malezya polemiği Turizmcilere yaradı
 

Allah medyamıza zeval vermesin. Milyon YTL versek bu kadar reklam yapamazdık. Uçaklarda yer bulamıyor, yok satıyoruz.

Bundan 4 ay öncesi idi. Malezya havayolları seyahat acentalarına bir yemek verdi. Yemekte, Malezya turizm bakanlığı ve havayollarının en üst yetkilileri hazır bulundular. Bize; Malezya’ya giden Türk turist sayısını arttırmak amacı ile bir Fam Trip yani inceleme gezisi düzenlemek istediklerini belirttiler. 50’nin üzerinde FAM trip’e katıldığım ve düzenlediğim için ahkam kesme hakkımı kullanıp, basın olmadan bu FAM trip’in faydası olamayacağını gerekli kuruluş ve isimleri vererek belirtim.

Basından arkadaşlarımız tam geziyi bitirdiler… ki Türkiye’de bomba patladı. Ama haber bombası bu; Türkiye Malezya Olur mu? Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Son 15 günün gazeteleri, dergileri, televizyonları Malezya ile yatıp Malezya ile kalkıyorlar. Resimler, filmler, roportajlar, yazı dizileri… Kim çıkardı ise bu polemiği, Allah razı olsun. Bir ara da bize bi gözüksün...

Koptu Malezya turları. Yok satıyoruz. Uçaklar full gidip-full dönüyor. Yer bulana aşkolsun. Arasıra biz de nasipleniyoruz bu sorulardan. “Sen turizmcisin; Türkiye Malezya olur mu?” O sabah ilk telefon açan gazeteci arkadaşa cevabım. “OLMAZ” 2. açana “OLUR” 3.süne OLMAZ. Bi olur, bi olmaz. Maksat konu uzasın, dallansın, budaklansın. Bu reklam bizi bir 6 ay idare eder…

E sonra? Sonra buluruz bi yolunu. Mesela; Türkiye Mısır Olur mu? Ya Tunus? Fas? Oralarda da müşteriye ihtiyacımız var. İş uzarsa Türkiye Cape Verde, Aruba, Tahiti olur mu?? .. O turlarda daha çok kar marjı var çünkü…

Sevgilerimle

Not) 40’a yakın Müslüman ülke gezen ve yaşayan Cem Polatoğlu’nun “harbi” görüşü; Türkiye Malezya Olmaz! Çünkü;

Her ülkenin dini yorumlayışı farklı. Müslümanlıkta da bu böyle. Kendi kültürleri, iklimleri, ekonomileri, eğitim düzeyleri içerisinde yoğurup, kendilerine göre bir sentez oluşturuyorlar. Harlemde müslümanlar camiide “rap” müziği eşliğinde “ayin” yapıyorlar, Türkmenistanda sazlı sözlü. Afganistanda kadınlar “burka” ile teninin bir milimini göstermezken, konu edilen Malezya'da başörtüsü altında mini etek giyiyorlar. Arabistan'da kadın araba kullanamazken, evlerde içki alemleri var. Fas’ta ise kadın pilotlar göze çarpıyor. Keskin bıçak İran en çılgın partilerin merkezi. Kadınları ise öyle bir baş örtü takıyor ki, hani takmasalar o kadar çekici olamazlar. O ne fettan arkaya atıştır başörtüsünü... Lübnan’da iftar menüsü veren restaurant, yan masaya da içki sevisi yapar. Finlandiya Türkleri (tatar asıllılar) ve diğer müslümanlar yaza ve kışa gelen aylarda oruç tutmazlar. Çünkü hava sadece 10 dk. kararır. Kışa gelen aylarda ise sadece 10 dk. güneş görürler. Balkanlarda başörtüsü takan Müslüman genç kız bulmak zor. Zengin Birleşik Arap Emirlikleri’nde Ramazan'da yerli halk genelde yurtdışındadır. Tabi oruç hak getire.

Kısaca her müslüman ülke kendi İslam sentezini yaratmıştır. Benim gördüğüm kadarı ile Türkiye’deki problem; düne kadar siyah-beyaz Türk, kıro, köylü, cahil, yeşil ayrımıyla kendini dışlanmış hisseden daha inançlı bir kesimin, gerçekte öyle olmadığının ispatı için başörtüsünü simge olarak kullanmasıdır. Kendilerinin de “beyaz Türk” olduğunun, diğer baş örtülerinden farklı formatla dışavurumudur. Bu şekilde giyinenlerin “farkedildiğini farkeden" bir kesimde işi taklide vurmuştur.

Peki korku nedir? Korku; işte bu kesimi, kendi rüzgarına katmak isteyen sayıları %2-3 leri bulmayan, ama kendi inançlarını, yaşam tarzlarını din kisvesi altında “başkalarına zorla uygulatmaya çalışacak” olan kesimdir. Önlemi nedir? Tam, sınırsız ve sürdürülebilir demokrasi.

 
Toplam blog
: 305
: 4038
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Kayseri doğumlu, 1977'den beri Sektörde (Otel, Çarşı, Yurtdışı Acente, Profesyonel Turist Rehberi..