Maliyenin basın denetimleri tam gaz sürüyor!

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek başına iktidara geldiği 2002 yılından bu yana iktidar partisinin en büyük söylemi “Biz Türkiye’nin Partisiyiz” oldu.

Hoşgörünün, saygının, tüm Türkiye’ye hitap eden, herkesi içinde barındıran, tüm düşüncelere aynı mesafede saygılı bir parti açıklamaları partinin her kanadından yüksek sesle geldi.

Türkiye’de bir kesimin en büyük korkusu AKP’nin dini kullanarak birtakım eylemlere girişeceğiydi. Korkulan olmadı görünür bir dini sömürü yapılmadı. İşin perde arkası başka tabi.

Bu kadar demokrasi ve hoşgörü sözcüğünü kullanan bir partinin 2002 yılından günümüze dek yaptığı icraatlar bu sözcüklerin pek de kelime anlamında olduğu gibi kullanılmadığını gösterdi. Demokrasi AKP ve yakınlarının demokrasisine dönüşürken AKP karşıtı olanlar demokrasi dışında kaldılar.

Başta en çok demokrasiden ve sosyal adaletten bahsetmesi gereken CHP “demokrasi” anlamında sınıfta kaldı. Demokrasi savunuculuğu AKP’ye kaldı.

***

Aydın Doğan ile iktidar partisinin hesaplaşmaları ise hala bitmedi. AKP’den yıllar yılı hızla akan sermaye yeşillerin çevresinde birikti de birikti. Birçok sektör yeşil sermaye egemenliğine girdi. Şimdi bu egemenliğin güç gösterileri yavaş yavaş yok oluyor. Bu durumun en büyük örneği Akın İpek’e satılan Kanaltürk ve Bugün Gazetesi.

Bu önemli medya kuruluşların gündem yaratan yapısından eser kalmadı. Her ikiside birer etkisiz eleman.

Aydın Doğan’a Kesilen Ceza

Aydın Doğan ile Erdoğan’ın alacak verecek kavgası nedendir anlaşılmaz vergi denetçilerinin kestiği akıl almaz ceza kabul edilebilir düzeyde değil.

Maliye Bakanlığı’nın Doğan Yayın Holding’e kestiği 3.8 milyar TL’lik akıl almaz ceza her kesimden tepki aldı.

Ekonomi uzmanları devletin kestiği cezanın dayanağının sağlam olduğunu ve işin mahkeme boyutuna gitmesi halinde devletin haklı çıkacağını belirtiyorlar. Ancak bir cümle daha eklemeyi unutmuyorlar. Doğan Yayın Holding’in yaptığı usulsüzlüğü birçok holding ve şirket yapıyor. Devlet buna göz yumuyor. İşine gelmediği anda bunu koz olarak kullanabiliyor.

Yani Doğan Yayın Holding’e kesilen ceza usulen doğru ancak onca holding aynı durumdayken neden sadece Doğan?

Aynı kararlılıkla bu cezalar diğer büyük holdinglere de kesilerek devletin kasasına sıcak para akışı sağlanabilir!

Ancak bu ceza sadece Doğan’la sınırlı kalacaksa bu işin arkasında başka şeyler aranır. AKP’nin karşısında yer alan ve sınırlı da olsa muhalefet eden Doğan Yayın Holding’e kesilen ceza AKP’nin karşıt düşünceleri tek tek yok etme isteğinden kaynaklanıyor.

Başka türlü bir izahı yok bu cezanın.

Hoşgörü, demokrasi, fikir ayrılığı gibi konuları ağzına sakız eden AKP’nin bu hamlesi hiç de konuştuğu dile uymuyor.

Eğer demokrasinin savunuculuğunu elinize aldıysanız bu ceza girişimini engellersiniz. Ya da güçlü bir devletseniz aynı cezadan herkese kesersiniz.

Bartın örneği

Türkiye’nin en küçük illerinden Bartın’daki aynı ailenin sahip olduğu en büyük iki yerel gazetenin de devletçe tüm gelirlerine el koyulmuş. Sebep bu iki gazetenin sürekli muhalif bir tavırla yayın yapması.

Aynı incelemeler yapılarak usulsüzlükler tespit edilmiş. Kısa yoldan kapatın diyorlar kısacası…

Bu da ülkemizin demokrasi anlayışının örneği…

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com