Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Malta

Malta
 

Malta havayollarının Türkiye temsilcisi olan şirket Türkiye’den Malta’ya turist akışını geliştirmek amacı ile bir FAM Trip düzenledi. Hani şu turizmprofesyonellerini götürüp ülkeyi, bölgeyi önce onlara tanıtıp, yaşadıklarını, gördüklerini kendi müşterilerine tavsiye etmelerini sağlamak amacı ile yapılan turlardan.

Muualta’lı rehberimiz (valla öyle diyorlar. Malta değil yani; muualta) ilk gün şehir turunda gururla anlatıyor; “Bizim kültürümüz, dilimiz, yaşam biçimimiz bir çok medeniyetin birleşmesinden oluşur” Meali şöyle; İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar, İspanyollar, Araplar, Norman’lar v.s. hepsi, yani gelen geçen iz bıraktı burada. Biz de dilimiz dahil ortaya karışık bir kültür yaptık kendimize.

Meşhur Malta Kuşatması’nda (1565); Mısır, Cezayir ve Trablusgarp Osmanlıların eline geçmişti. Malta Adası bu bölgelere ulaşan deniz yollarının üzerinde bulunuyordu. "Hristiyanlığın Akdeniz'deki kalesi" olan Malta Adası'ndaki şövalyeler, Türk gemilerine saldırıyor, Akdeniz'deki Türk egemenliğine gölge düşürüyorlardı. Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, 1565 yılında adayı kuşattı. Turgut Reis de bu kuşatmaya katılmıştı. Çarpışmalar sırasında Turgut Reisin şehit düşmesi üzerine kuşatma kaldırılarak İstanbul'a geri dönüldü.

Soruyoruz

-Peki en büyük gününüz, yani milli bayramınız ne zaman?
-Türklere karşı donanma savaşını kazandığımız gün.

Ha şööyle!. Bu filmi Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Macar, Sırp, Avusturya ve bilimum Arap ülkelerinde de gördüm. En büyük bayramları Türk’lerden bağımsızlıklarını kazandıkları gündür hepsinin. Onlar, Türkler buradaydı demeye utanıyorlarsa, ben de gurur duyarım Türk olarak. (burada alkış)

Gelelim gezimize; Malta; 2 saat 15 dk’lık bir uçak yolculuğu sonunda, bir çok şeyi beraberinde görmek, yaşamak isteyenler için ideal ve ucuz bir tatil bölgesi. Her şeyin bir ucundan yakalayabileceğiniz ülke. Gerçi genelde kayalık girişli ama Malta’ya yazın giderseniz deniz alternatifiniz de var. Bunun dışında Avrupa ülkelerine olan yakınlığı, Ulaşım imkanlarının rahatlığı, güvenli bir ülke olması, kültürel zenginlik ve çeşitli sosyal aktiviteleri, yıl boyu ılıman iklim özellikleri, düşük maliyetler (uçuş, okul, konaklama), gelişmiş iletişim altyapısı, uluslararası isim yapmış dil okullarında eğitim görme imkanı da Malta’yı tatil alternatifi olarak seçmenizde önemli etkenler olabilir.

Eğlence derseniz Gzira’da (Sliema’nın güneyi), gece yalnız yürümek tavsiye edilmez çünkü orası genelevlerin merkezidir. Ama Paceville’de ( St Julian’daki gece kulübü bölgesi) 24 saat açık barlar bulabilirsiniz. Yani sabah kahvaltısında bira ve hamburgerle güne başlayabilirsiniz. St Julian ise geceleri tam çılgın bir eğlence bölgesi. İçecekler son derece ucuz olduğu için Barlar, bizim Gümbet misali başta ingiliz ve hollandalılar tarafından işgal edilmiş durumda. Diskoteklerde dans etmeyen, ama elde kadeh sağasola sallanan, etrafı kesen bir grup görürseniz bilin ki onlar Türk. Türkler genelde dil öğrenimi için Malta’dalar. Dil eğitimi ucuz. Ama vardır illeti. Bizim Türkler koloniler halinde birlikte dolaşıyorlar, geziyorlar ve aynı evlerde kalıyorlar. Bu durumda Malta’da bir dilkursuna gitmekle Bağdat caddesinde bir dil kursuna gitmek arasındaki tek fark, anne-baba fırçası yemeden bardan istediğin saatte eve gelmek.

İki küçük adası daha var Malta’nın. Gozo ve Camino. Camino’ya bizde Bodrum ve Marmariste’ki gibi yemekli, içkili yat gezileri düzenleniyor. Hani şöyle başka bir tekneyi görünce hava atmak için “eller havaya” müzikleri çalıp eğlenilen türden. Teknelerin bazıları Bodrum yapımı. Hem de en prestijlileri ve pahalıları. Teknedeyiz, 8 kişilik bol kaslı bir ingiliz grubu geldi. Body’leri, kasları şişire şişire, vucutları gere gere, önümüze sere serpe serildiler. Bir soyunuşları, ağır ağır, kasıla kasıla t-shirtleri çıkarışları var ki sanırsın striptiz club’tayız.Teknedeki tüm kızlar mest. Adamlar marş benzeri şarkılar söylüyor, gayet maço hareketler içerisinde birbirleri ile şakalaşıyorlar. Biz tabi hafif göbek ve seyrelmiş saçlarla “out” durumdayız. Gençlerimizin dahi morali sıfır. Alt kata mı geçsek ne derken içki servisi başladı, buz gibi biralar peşi sıra içildi. Film başladı, daha doğrusu kaslı, kalıplı, kıllı, bıyıklı amcalar birbirine dokunmaya, öpüşmeye başladı. Eee şimdi göğüsler dışarı, karın içeri... Nerede kalmıştık?

Bir uyarı; Biz futbolcular gibi her beş senede bir evlilik kontratını yenilemeyi tartışa duralım. Eğer Maltalıysanız veya Malta’lı biri ile evlenecekseniz, asla boşanamazsınız. Koyu katolik olan bu ülkede kilise halen boşanmayı kabul etmemektedir. Eşler ayrı yaşayabilir ama asla ömürlerinin sonuna kadar boşanamaz. Oysa, şükür rabbime, müslümanlıkta öyle mi?

Nerede ne yiyeceğiz; Malta'ya özgü olan yemeklerin genellikle patlıcan kökenli olduğu söylenebilir. Malta mutfağının bir diğer başlıca yemeği ise makarnadır. Yemek kültürünü, birazda İtalyan tarzından aldıkları için pizza ve makarnayı her yerde bulabilirsiniz Bunun dışında gidince yenmezse olmazı Malta tavşanıdır. Valletta'da İtalyan restoranı Giannini, adanın en gözde restoranlarından. Ama balık yemek isterseniz her gece tıklım tıklım olsa da Pippo's Trattoria'ya gitmelisiniz.

Malta resimler için http://picasaweb.google.com.tr/baracudacem/MALTA

Detaylar; Malta bağımsız ve demokratik bir cumhuriyettir. Meclis’te 65 millet vekili bulunur. Cumhurbaşkanı, meclis tarafından beş yıllık bir süre için seçilir ve devletin başıdır. Dil Maltaca ve İngilizce, Maltaca (Malti), Arapça gramere sahiptir, Kökeni Fenikece’ye dayanır. Ancak, Sicilya dilinden, İtalyanca, Fransızca ve İngilizce’den gelen kelimelerle de karışmıştır. Malti, Latin alfabesiyle yazılan tek Sami dilidir. Başkent; Valletta, %97 si katolik, Yüzölçümü 396km², Nüfüsü 400.000 kişi.

M.Ö. 8. yüzyılda Fenikeliler, M.Ö. 5. yy'da Kartacalılar, M.Ö. 218 yılında Romalılar, M.S. 4. yüzyılın sonlarında Doğu Roma İmparatorluğu, M.S. 870 yılında Kuzey Afrikalı Berberiler, 870 yılında Araplar, (Maltaca Arapça'ya çok yakındır. Malta ve Gozo'daki pek çok kasaba ve köyün ismi arapçadır: Mdina, Mqabba, Ghajnsiele, Rabat, Xaghra, Zejtun ve Zurrieq), 1090 yılında Normanların istilası ve bu dönemden sonra Malta artarda gelen hükümdarlar dönemine girmiştir: Almanlar, Fransızlar ve İspanyollar. Bunların hükümdarlıkları 1530 yılında St.John Şövalyelerinin adaya gelmeleriyle son bulmuştur. 1291'de Müslümanların gelişiyle, şövalyelerin kaderi değişti. Şövalyeler, Rodos'u geri alarak Türklere karşı iki yüzyıl mücadele ettiler ama 1522'de Kanuni Sultan Süleyman Rodos'u ele geçirerek, şövalyeleri adanın dışına sürdü. 1798'de adaya Napolyon geldi, Eylül 1800'de İngiliz kuvvetleri kuşatttı, 21 Eylül 1964 yılında nihayet bağımsızlıklarını ilan ettiler. 1 Mayıs 2004'te Avrupa Birliği'ne tam üye oldular. Ülkenin gelirlerinin yaklaşık %97 sini turizm oluşturmaktadır. Özellikle dil okullarının bunda etkisi vardır. Ülkede 50 den fazla dil okulu bulunmaktadır.

 
Toplam blog
: 305
: 4038
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Kayseri doğumlu, 1977'den beri Sektörde (Otel, Çarşı, Yurtdışı Acente, Profesyonel Turist Rehberi..