Malzeme bu, elden gelen bu

Fenerbahçe; bu akşam da vasata yakın futboluyla pozisyon geliştirme çabasında. Erken gelen gol ve elde edilen penaltıya rağmen defansın basit hataları, Edu'nun golcülüğü(!) küçük kıpırdanışlara gölge düşürmeye yetiyor.

Sahada 10 kişi kalan Eskişehir, şu haliyle dahi Fenerbahçe'den üstün oynuyor. Güiza her zamanki gibi tek başına golcü olmadığını kanıtlarcasına pozisyonları harcıyor. Semih ise haftalardır yalnız mücadele etmekten sıkılmış bir vaziyette. Eskişehir'in oynadığı futbol gerçekten izlemeye değer.

Haftalardır kaybedilen puanlara rağmen rakiplerinin de kayıplarıyla lige dönme fırsatı yakalamışsın. 20-30 yılın en kötü sezonunu geçiriyorsun ama böyle kötü bir zamanı belki de en iyi zamanda yaşıyorsun. Herkesin kötü olduğu bir sezonda rakiplerin kötünün iyisi. Liderle aradaki puan 12'den 6'lara kadar gerilemişken yine gamsız bir oyun.

Selçuk ve Maldonado'dan kurulu bir ön libero-orta alan hattının başarılı olmasını beklemek, daha önceki denemelerden ders almamak, üzerine bir de İlhan Parlak'dan kanat oyuncusu yaratmaya uğraşmak, tabi sonra elini başına koyup kulübede arpacık kumrusu gibi düşünmek. Artık devre arasını iple çekiyoruz. Umut Fener taraftarının ekmeği oldu.

Takım, önceki haftalardaki kadar kötü oynamasa da, şuanki çabalardan ortaya çıkan vasat oyunu görünce anlıyoruz ki; Fenerbahçe ne kadar çabalarsa çabalasın bu kurguyla oynayacağı en üst düzey futbol bu.