Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Manavgat’ın kızları ağlamaz

Manavgat’ın kızları ağlamaz
 

Ülkemizde özgür olmayan ancak özgür olduklarını sanan, ispat etmeye ya da duvarları yıkmaya çalışan kadın ve kızlarımızın hayatları büyük tehlike altındadır.

Nüfus müdürlüğünün kayıtları incelenirse geçmişte ülkemizde bu şekilde olan kadın ve kızlarımızın on binlercesinin anne, baba, ağabey, koca ve akrabaları ile fuhuş mafyası tarafından öldürüldüğü anlaşılacaktır. Bu akıl almaz katliam artarak devam etmektedir.

 Ülkemin değerli kadınları ve kızları! Tutucu, cahil, ilkel törelere bağlı, namus düşkünü anne, baba, kardeş, koca ve akrabalarınız varsa lütfen yukarıdaki uyarımızı dikkate alın! Onların size sevgi göstermeleri, üzerinize titremeleri sizi yanıltmasın. Bu öyle bir şeydir ki biricik ağabeyinizin saçlarınızı okşamaya kıyamayan elleri incecik boynunuzu koparabilir. Bunun olması için fazla bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bir erkekle tokalaşırken görülmeniz bile yetebilir. 2008 yılında 850 kadın ve kızımız erkeklerle çırılçıplak yatarken ya da kollarında sevişirken mi öldürüldü.

 Devletin sizi koruyacağını düşünmeniz ise büyük hata olur. Çünkü bugüne kadar sizin durumunuzdaki hiçbir kadın ya da kızı devlet kurtaramamıştır. Aslında devlet müdahale ederek birçok olayı önlemiş, insanların hayatını kurtarmıştır. Ama sizin durumunuz istisnadır. Ya namus katilleri güvenlik güçlerinin hiçbir şekilde baş edemeyeceği kadar zorlu ya da devlet ülkemizdeki kadınların namus gerekçesiyle öldürülmelerine bilerek seyirci kalıyor, müdahale etmiyor. Bir milyon asker polis ülkede bir tek kadının bile öldürülmesini önleyemiyor. Bu nasıl iş ya?

 İnsanın aklına korkunç bir şüphe geliyor. Herkesi kastetmiyoruz ama güvenliğin içindekiler de neticede anne, baba, kardeş, koca ya da akraba. Eğer yukarıda anlattığımız tarzda kişilerse kendilerine verilen emirlere rağmen “o…pu belasını bulsun” diyerek sizlerin öldürülmenize göz yumuyor olabilirler.

 Benim adım Kerim Korkut! Bir yılda 1000 tane kadın öldürülürse bunu konuşurum!

 Aslında bunlar bir yana eğer azıcık aklınız başınızdaysa içinde bulunduğunuz durumu kavrayabilirsiniz. Tutucu, cahil, ilkel törelere bağlı, namus düşkünü anne, baba, kardeş, koca ve akrabalarınız varsa sizin kendi hayatınızı kurma ve yaşama şansınız yoktur. Anne, baba, ağabey, koca ve akrabalardan oluşan sizi sanki hâşâ yaratan ve nasıl yaşayacağınıza karar veren bu mahşerin beş atlısına karşı direnmeniz beyhudedir. Çünkü kanun, devlet, Tanrı, her şey, bütün dünya bunlarla beraberdir. Tek başına Kerim Korkut senin mezarında ağlamaktan başka hiçbir şey yapamaz. Senin kılına bile dokunamamaları için Ağaç Hareketi düzeninin bu ülkede kurulması şarttır.

 Bilirim delişmensin. Saçlarını dalga dalga rüzgâra vererek “özgürüm ben” diyerek feriştahına meydan okursun. İstediğim hayatı yaşamak benim hakkım. Ben de sevmek istiyorum, okumak istiyorum, gezmek eğlenmek benim de hakkım dersin. Pencereleri kalın perdelerle kapalı dört duvar arası evlerde çürümek için gelmedim dünyaya dersin. Ama ey ülkemin bu durumdaki kadın ve kızları! Ülkemizde sırf evlenmek için tanışmaya çalışan gençlerin davranışı bile kabul edilmez. Komşunun ya da sümüklü akraba çocuğunun seni istemesini bekleyeceksin. Ölmektense kaderine razı olacaksın. Flört, arkadaşlık, birilerini tanıma, çevre edinme, dostluk gibi şeyler senin için hayaldir. Çünkü Türkiye’de namus Tanrı’dan sonra gelir ve senin erkeklerle yaptığın her şey namussuzluğa girer.

 Ama eğer 2015 yılından itibaren milyonlar dalga dalga alanları doldurur, Kerim Korkut’la birlikte insan olduğunuzu, özgür olduğunuzu, Tanrı’dan başka hiç kimseye hesap vermeyeceğinizi bütün dünyaya haykırırsanız mahşerin beş atlısı değil hiçbir güç size bir şey yapamaz!

 Şüphesiz anneniz, babanız, kardeşiniz, kocanız ve akrabalarınızı çok seviyorsunuzdur. Onlar da sizi seviyorlardır. Ancak namuslu yaşayacakları konusunda Tanrı’dan emir almışlardır. Ve bu emre asla karşı gelemezler. Aslında sorun sadece bu olsaydı büyük çoğunluğunuz yine de hayatta kalırdınız. Sizin cahil anne babalarınız ile kardeş, koca ve akrabalarınız dini de bilmiyorlar. İslam’da şeriat hükümlerine göre ölüm cezasını gerektirecek suçun varlığı için kadınla erkeğin malum pozisyonda olması ve bunun dört şahit tarafından doğrulanması gerekir. Belki ileride evlenebileceğiniz, mahallenizin çocuğu okul arkadaşınızla, iş arkadaşınızla yolda karşılaşıp iki laf ettiğinizde malum akrabalarınızca görülmeniz ya da adınızın çıkması kötü sonuçlara yol açabilir.

 Unutmayın siz hayatınızı böyle masumane bir şekilde okul yolunda kuramazsınız. İğrenç kılıklı, salyalı bir akraba gelip sizi 40 yaşındaki öküz kafalı oğluna isterse sorun olmaz.

 Özellikle ağabeyiniz, bazen kardeşiniz, babanız ve kocanız sizin gelecekteki katilleriniz olabilir. Bu şekilde bir aileniz varsa pencereleri kalın perdelerle kapalı dört duvar arası evlerde eşikten dışarıya adım atmayarak yaşamak zorundasınız. Okumayı, çalışmayı istemek bu konuda ısrar etmek bile sizin için tehlikedir. Namuslu olduğunuz sürece kız kurusu olup evde kalmanız sorun değildir. Ayrıca iğrenç kılıklı, salyalı akrabanız gelip sizi 40 yaşındaki öküz kafalı oğluna isterse anne ve babanızın hayali gerçek olur. Kızı namuslu bir yuva kurmuştur. Başınıza bir şey geldiği zaman eğer namusunuza helal gelmemişse ölmüş olsanız bile önemli değildir. Eğer namusunuz kirlenerek öldüyseniz mahşerin beş atlısı sizi tekrar öldürme işlemine tabi tutabilir. Çünkü onlara göre kirlenmiş bir vücudu toprak bile kabul etmez.

 Aslında sorun sizin namussuzluk yapmanız değildir. Adınızın çıkmasıdır. Adınızın çıkmaması da imkânsızdır. Çünkü elbette birisiyle konuşursunuz. Yan yana olursunuz. Dağ başında yaşamıyorsunuz ki. Adam diyor ki ben karımı sokakta birisiyle yan yana görürsem öldürürüm diyor. Ve bunu diyenlerin sayısı milyonlarca. Onlar istedikleriyle geziyorlar, yatıyorlar, kalkıyorlar. Onların yaptıkları namussuzluk olmuyor. Onları kimse öldürmüyor. Namus konusunda her gün kadınlara fetva çıkaran Diyanet erkeklere bir şey demiyor.

 Sizi öldürenler ayrı, adınızı çıkaranlar ayrıdır. Aslında sizin katiliniz öncelikle adınızı çıkaranlardır. Elli küsur yaşındayım. Bu anlamda bir sürü olaya şahit oldum. Elli yıldır bir tanesini dahi üçüncü kişiye söyledimse namerdim. Eğer söyleseydim belki on kişi bu nedenle ölürdü.

 Size sesleniyorum aşağılık dedikoducular! Bu ülkede namus gerekçesiyle öldürülen on binlerce kadın ve kızımızın katilleri önce sizlersiniz. Görmek zorunda mısınız? Gördüyseniz söylemek zorunda mısınız? Ceylan bakışlı Hatice, kara toprağa girdiği zaman yüreğiniz mi soğuyor? Allah belanızı versin namussuz, ahlaksız, şerefsizler!

 Korkut’u anladın sanırım. Senin hayat seçeneğin yok. Şansına ailen kültürlü, ahlaklı, insan hayatına değer veren, bütün bu yobazlıkları aşmışsa insanca yaşama ihtimalin var. Değilse ve sen beni dinlemeyeceksen şimdiden Allah rahmet eylesin!

 Okumuş demiyorum çünkü Türkiye’nin % 90’ı okumuş ama yine de %40’ı yobaz. Ve bu %40 kadınlarını, kızlarını öldürebilir. Siz bakmayın sanki küçük bir kesim bunu yapıyormuş gibi görünüyor. Aslında öyle değil. Kadınlarımız ve kızlarımız biraz çizgi dışına çıksın bak neler oluyor? Ülkemizde 10 kadından 8’i tek başına sinemaya bile gidemiyor. Giderse ne olur? Kocası onu döver, boşar veya öldürür.

 Üzüldüğüm nokta bu yazılarımızı zaten kendini kurtarmış böyle sorunları olmayan kadın ve kızlarımızın okuyor olması. Onların neyine yarayacak? Onlar kendilerinin böyle sorunları olmadığı için ülkenin bu çok önemli konusunu magazin ya da TV dizisi basitliğinde belki de sıkılarak okuyacaklar. Oysa otuz milyon insanımız için böyle gerçek bir tehlike vardır ve bizler toplum olarak hiçbir şey yapamıyoruz. Çünkü mahşerin beş atlısı kadın ve kızlarına bu yazılarımızı bile okutmuyorlar.

 Sen Taksim’de gezmeye gidemezsin. Ancak annenin, kocanın elini tutup mahalle parkında çekirdek dişlersin. Yine şanslısın. Onu da yapamayan var. Ben komşumuz birisi evli genç kadının on yıl boyunca hiç ama hiç eşiğin dışına bile çıkarılmadığına canlı canlı şahidim. Onu kömür kovasıyla kömür taşırken ya da merdiven silerken görüyorduk. Asla yüzünü yerden kaldırmıyordu. Çocuğu da olmuyormuş. Onunla eğlensin. Evlerine ne giden ne gelen vardı. Kocası üniversite mezunuymuş. Sakallı, türbanlı birileri de değil üstelik. Namaz mamaz da yok. Sırf töre ve namus nedeniyle böyle bir yaşam.

 Günümüzde ilişkiler bilgisayara dökülmüştür. Bu durum anlattığımız kızlar ve kadınlar için daha az tehlikeli, daha masum bir yol olarak görülmektedir ama bu çok büyük bir yanılgıdır. Anne, baba, ağabey, koca ve akrabalardan oluşan sizi sanki hâşâ yaratan ve nasıl yaşayacağınıza karar veren bu mahşerin beş atlısı her an her dakika sizleri gözaltında tutarlar. İnternet özgürdür ama siz özgür değilsiniz

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..