Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Mandela'nın ideallerindeki Afrika düşü yarım kaldı.

Mandela'nın ideallerindeki Afrika düşü yarım kaldı.
 

“Eğer onları affetmezsek, kırgınlık ve intikam duyguları hep var olacaktır. Biz ise geçmişi unutalım, şimdiye ve geleceğe bakalım ama geçmişteki acımasızlıkların bir daha yaşanmasına asla izin vermeyelim.” Dediği sözlerle tarihe geçti Mandela.

 

Yaşamını ırkçılığa karşı mücadeleye adayan Madiba/Nelson Mandela siyahların eğitim görme olanağı bulduğu tek üniversitede hukuk okudu. Afrika Ulusal Kongresine (ANC) katıldı. Daha sonra ANC’nin gençlik kolunu kurarak başkanlığını üstlendi. Öğrenimini bitirdikten sonra  Oliver Tambo ile beraber 1952 yılında Johannesburg'da hukuk bürosu açtı. Defalarca tutuklandı, beyazların siyahlarla beraber yaşamasını savuna Güney Afrikalı beyaz komünistlerle tanıştı. Mandela ve iş ortağı Tambo beyazların kurduğu  Ulusal Partinin ırk ayrımcılığı yürüten politikalarına karşı kampanya yürüttüler.

 

Mandela,1956 yılında yürüttüğü siyasi faaliyetlerinden ötürü vatana ihanetle suçlandı. Hakkındaki suçlamalar, dört yıl süren duruşmaların ardından düşürüldü.

1960 Yılında ANC yasadışı ilan edilip yasaklandı, faaliyetlerini yeraltında yürütmek zorunda kaldılar. Gandhi tarzı barışçıl gösteri ve mücadele 1960 senesinde 69 siyahın polis tarafından öldürüldüğü Sharpeville katliamı sonrası değişti.

O sırada ANC'nin başkan yardımcısı olan Mandela ANC’nin silahlı kanadını kurarak, ordu ve hükümet hedeflerine karşı silahlı mücadele başlattı. Enerji santralleri, telefon iletişim hatlarına, ulaşım bağlantılarına sabotajlar  düzenleyerek hükümeti baskı altına almak istiyordu. Cheguvera ve Fidel Castro’yu örnek aldığı  “gerilla” tarzı eylemlerde başarılı olamadığı iddia edilir.

 

Mandela ırk ayrımı güden rejimi yıkmak amacıyla yaptığı eylemlerden tutuklandı. Ömür boyu mahkumiyet aldığı  Rivonia davası sırasında, kendi savunmasını yaparken, demokrasi, özgürlük ve eşitlik konusundaki görüşlerini şu sözlerle dile getirecekti:

"Ben, tüm insanların uyum ve eşit fırsatlara sahip şekilde beraberce yaşadığı, demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve ulaşmak istediğim bir idealdir. Ama gerektiğinde bunun uğrunda ölürüm de."

 

Mandela ve diğer ANC liderleri ya hapiste ya da sürgündeyken, Güney Afrika'da direniş son bulmadı; yüzlerce insan öldürüldü, binlerce kişi yaralandı. Ancak Mandela, hapiste olmasına rağmen direnişin sembolü olarak öne çıktı.

Tambo, 1980 yılında Mandela'nın serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya başlatmıştı.

Uluslararası toplum Güney Afrika'da ırk ayrımcılığı güden rejime karşı ilk kez 1967 yılında yaptırım uyguladı.

Baskılar 1990 yılında sonuç verdi, Güney Afrika hükümeti, sonuçta işbirliği yapabileceği tek siyah liderin Nelson Mandela olduğunu idrak etti.

Dönemin Güney Afrika devlet başkanı FW de Klerk, ANC'ye konan siyaset yasağını kaldırdı, Mandela serbest bırakıldı ve Güney Afrika'da tüm ırkları temsil eden bir demokrasi kurulması için görüşmeler başladı.

Mandela ve ANC liderleri, silahlı mücadeleyi askıya aldıklarını açıkladı.(1)

Euronews’ten Alasdair Sandford’un  “Göreve geldikten sonra her şey ne ölçüde değişti? Mandela, Güney Afrika’ya nasıl bir miras bıraktı?”sorusunu yanıtlayan Bruce Whitfield;

 “Sanırım Nelson Mandela ülkenin şu anki durumundan pek de memnun değildi. Çünkü Güney Afrika’da ırksal ayrım hala bitmiş değil. 20 yıl öncesine göre çok daha entegre oldu tabii, ama zengin ile fakir arasındaki uçurum bugün çok daha büyük. Nüfus arttı ama Mandela’nın umduğu derecede fırsat eşitliği sağlanamadı. 1994’teki beklentileri henüz daha gerçekleşmedi. Bugün yapılması gereken 20 yıllık bu mirasa sahip çıkmak ve onun temelinde bir şeyler inşa etmeye çalışmak. Bu bence çok acil, çünkü çalışan kesimde büyük bir memnuniyetsizlik var ve etnik ayrımcılık ülkede hala çok belirgin. Bu yüzden Mandela’nın bıraktığı mirası önümüzdeki 20 yıla taşımamız gerekiyor.” (2)Diyor.

Güney Afrika’da da 2014’te seçim var. Çalışanlar mutsuz, neoliberal politikaların egemen olduğu her yerde olduğu gibi zengin ile yoksul arasındaki uçurum derin. Ülkede insanlar yolsuzluklardan şikayetçi, yönetim Türkiye seçmenlerinin  yakından tanıdığı yöntemleri, sosyal yadımları uygulayarak sandıktan galip çıkmayı hedefliyor. 

Dünyada altının yüzde 10`unu, platinin ise yüzde 80`ini üreten ülke Mandela’nın düşlediği Güney Afrika değil. Afrikanın asıl sahibi siyah adam ırkçı beyaz azınlığı yendi ama kurduğu düzeni değiştiremedi.

 

(1)http://www.bbc.co.uk/turkce/ozeldosyalar/2013/12/130329_mandela_kimdir_yasam_oykusu.shtml

(2) http://tr.euronews.com/2013/12/06/nelson-mandela-nin-guney-afrika-ya-mirasi/

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..