Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '14

 
Kategori
İnançlar
 

Manevi boşluktan kurtulmanın tek yolu: Allah’a iman

Manevi boşluktan kurtulmanın tek yolu: Allah’a iman
 

Günümüzde pek çok insan büyük bir manevi boşluk içerisinde. Her ne kadar bundan kurtulmak isteseler de Kuran ahlakının dışında mantıklarla çözüm aradıkları için bu mutsuzluktan bir türlü kurtulamıyorlar.

Dikkat ederseniz son yıllarda insanlar özellikle mutlu olamamaktan, huzursuzluktan ve iç sıkıntısından şikayet ediyor. Fakat bu durumdan çok rahatsız olmalarına rağmen mutluluğu yanlış yerlerde aramaya devam ediyorlar. Paranın, güzelliğin, kariyer sahibi olmanın, iyi bir üniversitede okumanın veya başarılı bir insan olmanın mutluluğun sebebi olacağını düşünüyorlar.

Halbuki bir insan yukarıda saydığım tüm özelliklere sahip olsa bile gerçekten mutlu olması, aradığı o huzuru bulması Allah’nın dilemesi dışında mümkün değil. Çünkü insana mutluluğu veren şey Allah’a imandır. Bir insan Allah’a iman ettiği sürece her şeyden zevk alabilir. Onun dışında karşılaştığı en ufak bir zorlukta hemen yese kapılır, içine kapanır, ümidini kaybeder. Gazetelerde her gün bir çok haberle karşılaşıyoruz. Sınavı kötü geçen bir öğrenci ya da arkadaşıyla tartışan bir kişi intihar bile edebiliyor. O kadar bunalıyor ve kendini çaresiz hissediyor  ki, hayatına son verebiliyor.

Denediği pek çok yönteme rağmen mutluluğu yakalayamadığı için ruhsal tedavi gören insan sayısı da gün geçtikçe artıyor. Ancak, biraz önce de belirttiğim gibi insanın ruhunun mutmain olmasının, huzurla yaşamasının tek yolu Allah’a iman etmektir.

Allah dünya hayatının geçici olduğunu, esas bütün güzelliklerin cennette olacağını bizlere şöyle bildirmiştir:

“Size verilen herşey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de akıllanmayacak mısınız?” (Kasas Suresi, 60)

“Dünya hayatı yalnız bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?” (Enam Suresi, 32)

Yukardaki ayetlerden de anlayacağımız gibi manevi değerleri bir kenara bırakıp, ruhunu maddi değerlerle tatmin edebileceğini zanneden her insan çok büyük bir yanılgı içindedir.  Çünkü dünyadaki metalar insanlara asla aradığı gerçek mutluluğu vermez. Allah dünyayı her ne kadar kusursuz yaratmış olsa da, imtihanın bir gereği olarak bir çok eksiklik de yaratmıştır. Bütün hedeflerini dünya hayatına göre belirleyen insanlar da karşılaştıkları bu eksiklikler yüzünden sürekli hayal kırıklığına uğrarlar.  Allah'ın verdiği nimetlere şükretmedikleri ve ellerindekilerle yetinmeyi bilmedikleri için hep "daha fazlası"nı isterler. Fakat sınırsız isteklerini hiçbir zaman tatmin edemezler ve bunun sıkıntısını içlerinde sürekli duyarlar.

İnsan ancak Allah’a güvenip dayandığı, O’nun razı olacağı bir hayat yaşadığında mutlu olur. Allah’a iman eden bir insan ne kadar çok zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın, ya da dünyanın bütün nimetlerinden uzak  olsun, imanın kalbinde oluşturduğu huzur ve mutluluk her şeyin üzerindedir. Bir ayette şöyle buyrulur:

“ Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)

İnsan ancak, Kuran ahlakına uyup, merhametli, yardımsever, fedakar, hoşgörülü, vicdanlı, alçak gönüllü olursa kendini manevi olarak huzurlu hissedebilir. Kibirli, hırslı, isyankar, dejenere bireylerden oluşan bir toplum hiçbir şekilde mutlu olamaz. Hatta tam tersine mutsuzluk, öfke, stres denizinin içinde adeta kaybolur.

Rabbimiz bize Kuran’da ancak Allah'ın zikrinden yüz çevirenlerin, dünya hayatlarında da mutlu olamayacaklarını, sürekli sıkıntı içerisinde yaşayacaklarını bize şöyle bildirmektedir:

Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşr edeceğiz. (Taha Suresi, 124)

Allah'ın razı olacağı bir tavır dışında hayat kurmaya çalışan kişilerin hayatlarının boş ve çürük bir temele dayandığını, yıkımla bitmeye mahkum olduğunu Rabbimiz şu benzetmeyle anlatır:

Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 109)

Müminlerin yaşadığı gerçek mutluluk ile dünya hayatını amaç edinerek yaşayan insanların sahte  mutluluğu arasında çok büyük bir fark var. Müminlerin mutluluklarının ve huzurlarının kaynağı sadece Allah’a olan imanları. Allah’ın müminlere verdiği bu huzur, mutluluk ve güven duygusu da çok büyük bir nimet. Ayrıca müminlerin yaşadığı mutluluk şartlara bağlı değil, imanın getirdiği manevi mutluluk, tarifsiz bir huzur...

 
Toplam blog
: 16
: 1464
Kayıt tarihi
: 22.10.14
 
 

İstanbul doğumluyum. Orta okul ve liseyi Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde okudum. Boğaziçi Üniversite..