Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '20

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Manisa'da Ulaşım ve Yapılaşma

Manisa ili 2014 yılından itibaren büyükşehirlere yönelik yapılan yasal düzenlemeler sonrası nüfus kriteri dikkate alınarak büyükşehir statüsüne geçmiş. Yasal olarak büyükşehir kriterini tutturduğu tek yön nüfus olması aslında şehrin gelişmişlik düzeyine ilişkin bir gösterge. Nüfus kriteri konulurken il merkezlerinin nüfusu yerine ilin tamamının dikkate alınması da bir başka problemli durum. Manisa ili merkez dışında Turgutlu, Salihli, Akhisar gibi ilçeleri ikinci derecede, Soma ve Alaşehir üçüncü derecede nüfus büyüklüğüne sahip ilçeler. Manisa ilindeki nüfus yoğunluğunun en önemli nedeni İzmir’e yakın olması nedeniyle doyuma ulaşmış İzmir sanayisinin genişleme alanı olarak Manisa’nın görülmesi gibi görünüyor. İzmir ilindeki iş sahalarında ortaya çıkan sıkışma sonucunda çıkış aranması bir bakıma Manisa’daki iş imkanlarının da çoğalmasına neden olmuş denebilir. Ancak ortaya çıkan nüfus yoğunluğuna karşı uzun vadeli bir planlama olmaması nedeniyle Manisa ilinde şehirleşmede önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olmuş.

Yapılaşma olmamış alanlar önceden planlanmış olsa gelen nüfusa ev yapacakları, yerleşebilecekleri hazır arsalar sunulabilmiş olsa kimin nereye ne yapacağını bilmiş olurdu. Ancak ülkemizde imar işleri rant aracı olarak görülür olmaktan çıkmadığı için ne yazık ki hiçbir yetkili makam böyle bir hazırlık ve planlama yapmayı kabul etmek istemiyor.

Şehir Spil dağının dibinde sıkışıp kalmış durumda. Eski Manisa diye nitelenen mahallelerde sokaklar daracık. Binalar yapılırken otopark ihtiyaçları sadece mevcut sokaklar düşünülmüş. Bu nedenle cadde diye nitelenen yollara sağlı sollu park eden araçlar sonrası ortada ancak bir tek aracın geçebileceği kadar bir yer kalıyor. Karşılıklı gelen iki araç olursa ve hareket alanı da olmazsa artık şoförlere Allah kolaylık versin. Kaldırımlar ise aynı şekilde neredeyse karşılıklı iki yaya yan yana rahat bir şekilde geçemeyecek kadar dar. Yeşil alan zaten hiç yok denecek durumda. Binalar adeta tren katarı gibi birbirine yapışmış durumda. Binaların arasında hava akımı, güneş görme şansınız yok denecek düzeyde. Bir hava alayım deseniz çevrede park alanı yok gibi. Şehri bu hale sıradan insanların kendi kendilerine getirebilmesi mümkün değil. Binalara bu şekilde ruhsat veren belediye yetkilileri en baş sorumlu durumundalar. Yıllar yılı şehri yönetenler insanların hırslarına alet olarak gelecek kuşakların planlı ve ferah bir şehirde yaşama haklarını ipotek altına aldıklarını hiç dikkate almamışlar. Şehirde İzmir Caddesi diye nitelenen en ana arter caddeye alternatifler hiç düşünülmemiş. Sanayi bölgesi olarak kullanılan şu anki alan bugün şehrin ortasında kalma durumuna gelmiş. Eski şehir olarak nitelenebilecek yerlerin bir kısmı ise gecekondu düzeni ile inşa edilmiş. Dağın eteklerindeki yerler derme çatma gecekondu görünümlü binalarla dolu. Eski şehir yerleşim yerlerinde yaşanan sorunların kısa vadede çözülebilmesi mümkün değil. Bari geçmişin hatalarını bugün tekrar etmeyelim denilmesi gerekirken ne yazık ki aynı hataların bugünkü belediye yöneticileri tarafından da tekrar edildiğini görmek gerçekten çok acı.

Manisa il merkezinde çoğu mahalleler geçmişten bugüne yaşayan insanların kendi sahip oldukları arsalarına istek ve ihtiyaçlarına göre aldıkları izinlerle yapılaşmış durumda. Bazı mahalleler kısmen de olsa yeni yapılaşmanın olduğu yerler. Uncubozköy, Güzelyurt, Horozköy ve Muradiye bunlardan başlıcaları.

Uncubozköy diye bilinen mahalleye gidildiğinde geniş yollar, ferah bir çevre, otopark alanları, yeşil alanlar bulamıyorsunuz. Binalar yeni ancak yetersiz yol ve yaya alt yapısı ile yeşil alanlarda da sorunlar büyük. Gelişmiş şehirciliğin göstergesi durumunda olabilecek bisiklet yolları, yayalar için yürüyüş yolları, yeşil alanlar ve spor alanları, araç otopark alanları Manisa için daha çok uzak bir gelecekte gibi görünüyor.

Güzelyurt civarında site içinde yer alan iki veya üç katlı villa tipli yerleri düşünenler bir nebze de olsa şehre hava alma imkanı sunmuş gibi görünüyor. Fakat buralar da on kat üzeri devasa binalarla çevrilmeye başlamış durumda.

Horozköy diye bilinen civar geçmişte derme çatma yapılaşmadan kurtulmak için yoğun bir yapılaşma içinde ancak eski Manisa’daki hatalar burada da sürdürülüyor denebilir. Horozköy’de de bina ve araçlar dışında yayaların düşünüldüğünü gösteren bir işaret görmek zor. Horozköy civarı henüz boş gibi görünüyor. Buralar şimdiden planlanarak geleceğe dair hazırlık yapılması için vakit geçmek üzere. Horozköy’den çevre yoluna giden yolların geliştirilmesi, kanal boyu diye nitelenen yolların iki yönden de elden geçirilerek alternatif ulaşım kanallarının açılması gerekiyor. İnsanların aileleri ile veya bireysel olarak çıkıp yürüyebilecekleri, hava alabilecekleri çevrelerin, bisiklet yollarının, park alanlarının ve otoparkların düşünülmesi gerekiyor.

Muradiye mahallesi son 5-10 yıl içinde devasa bir nüfus patlaması yaşandığı söylenen bir yerleşim yeri. Büyükşehir belediyesi olmadan önce var olan belediye son anda yaptığı bir hamle ile beldedeki kişilerin bireysel menfaatlerinin oyuncağı haline gelerek büyük bir hata yapmış gibi görünüyor. Bu mahalle de geleceğin sorunlu yerleşim yerlerinden biri olmaya aday. Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyesi el ele vererek burası için bir an önce harekete geçmesi gerekiyor. Mahallenin giriş ve çıkış yollarının alternatiflerinin bir an önce çoğaltılması lazım. Otuz bini aşan nüfusu üç tane giriş çıkış yoluna mahkum etmenin mantığını anlamak zor. Acilen demiryolu alt geçitlerinin araç trafiğine uygun hale getirilmesi, Menemen yoluna alternatif bağlantı yolları, üniversite kampüsüne giden alternatif yollar açılması gerekiyor. Mahallenin Horozköy güzergahı ve Bağyolu güzergahındaki yollarının genişletilmesi, yaya yürüyüş yolları, yaya kaldırımları, bisiklet yolları, park alanları, otopark alanları ve yeşil alanların hayata geçirilmesi gerekiyor.

Manisa ili geçmişte demiryolu ile ikiye bölünmüş bir şehir. Demiryolu şehri bölerken yapılaşma ve ulaşımı da büyük oranda sınırlamış. Geçmişte var olan duruma uygun bir ulaşım ve yapılaşma planlaması yapılmadığı için şu an itibariyle şehir içinden çıkılmaz sorunlarla boğuşmaya mahkum olmuş durumda. Demiryolunu kesen hemzemin geçitlerin sayı ve nitelik olarak yetersiz olması ulaşımı daha da içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda. Muradiye mahallesi ile Horozköy arasında hiçbir geçiş imkanı yok. Bu durum tüm trafiğin bu iki noktaya yönelmesine neden oluyor. Belediyenin bu konuya acil çözüm düşünmesi gerekiyor. Tüm bu sıkışıklık yetmiyormuş gibi demiryolunun hemen dibine bina yapım izni verilmesi büyük bir hata. Demiryoluna paralel karayollarının acilen açılması gerekiyor.

Kuşlubahçe mahallesine giriş ve çıkış noktasının ve şehrin doğusundan batıya geçişte sadece Mimar Sinan Bulvarının tek yönünün ayrılmış olması da yine tüm trafiği Devlet Bahçeli/Öğretmenevi önü üst geçidine yığılmasına neden oluyor. Açılışı henüz yapılmış olan üst geçit daha şimdiden sıkışmaya neden olmaya başlamış durumda. Akhisar caddesi ile Kuşlubahçe mahallesi arasında, Mimar Sinan Bulvarına yani şehrin doğusundan batısına geçişi kolaylaştıracak alternatif olabilecek yollar ve güzergahların mutlaka açılması gerekiyor.

Şehirde doğudan batıya, kuzeyden güneye geniş ve alternatif yollar açılmadığı sürece Manisa ilinde trafiğin, ulaşım alt yapısının gerçek anlamda bir büyükşehir görünümünü kazanabilmesi zor görünüyor. O zamana kadar devasa kasaba görünümündeki bu şehirde sıkış tepiş yaşıyormuş gibi yapmaya devam edeceğiz demek çok yanlış olmaz.

Ali Hikmet Demir

alihikmetdemir@gmail.com

 

 
Toplam blog
: 17
: 937
Kayıt tarihi
: 05.01.11
 
 

İnsanlar toplu halde yaşamak zorunda olan varlıklardır. Toplu halde yaşamak insana kolaylıklar, i..