Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '20

 
Kategori
Felsefe
 

Mantığını Oluşma 3

Parça bütünde tamamlanırken, bütün de parça ile tam olur. Yani parça ve bütün birlikte tümselendir. Bütünün görünüşüyle parça bütünde tamlaşır.

 

Bütün tamlayan, parça; tamlaşandır. Bütün ve parça birlikte olan ile birlikte giden olmakla (eylem de bilinç veya bilinç te eylem olmakla) birbirinin tümlecidirler.

 

Parça aynı anda çok türlü Planck zamanlar olmakla bütünde bu arazlar kaybolan bir denge durumdadırlar.

 

Bunlar birlikte olanla birlikte giden özdeğin çok türlü belirsizle olan durumlarını anlağın belirsiz olanı ölçme biçme yapan ve belirme olan bir süreduruma çöktürmesidir.

 

Artık belirlenmiş olan çöktürme süredurum, eylem düşünce; düşünce-eylem gibi bağıntılarından kopartılmakla karşıtı ile anlağa anlam ve atıf olur. Karar verme olur. Yeğleme veya tercih olur vs.

 

Çoklu dalgalanma olan iniş çıkış salınımlı nüksediş, ölçülen biçilen eylemlikle özdeğin bir tek durumu olan parçacığa çöktürülür. Parçacıklar da zihinsel olarak çoklu bağıntılarından sıyrılır. 

 

Özdek olabildikçe yalın edilen ölçme biçmeyi veren parçacık boyutlara indirgenir (çöktürülür). Tanecik anlak zamanın biçimlenmesi olan düşünce imgeye dönüşen tasarlama olmuştur.

 

Buradaki sihir veya mucize yalıtılmışlığımızın durumu çarpıtmasıdır. Yalıtılmış bedenler çoklu durum ile olan özdeği, kendi seleksiyonuyla özdeksel gerçekliği, kendi yalın durumuna çöktürüp belirler.

 

Özdek, yalıtımlı bencilliğin ölçme değerlendirmesine göre belirlenmekle yalıtımlı bencilliğin seçme ayıklama yapmasına göre kısıtlanır. Sınırlanır. Mantığımızın ölçüsüne dönüşür.

 

Mantığın ölçme değerlendirme yapması içinde özdeksel gerçeklik veya üst üste çoklu durumlar anlağımızın bencilliğe göre olan yalın hal içinde bunları zıt durumlarla anlamasıdır.

 

Beynin düşünmesindeki ölçü bencilliğe göre olan yarar ölçüsüdür. Bu ölçü sosyal insanla, üreten insanın insanlaşmasıyla yarar ölçüsü olan bencilliğe doğru yönelen sürece üreten ilişki bakışlı yeni ve öznel bir bakışım getirmekle sürece çoklu bir bakış yansıması katmıştı.  

 

İnsanlaşma yalıtılmış totem yapıları ittifaka eriştirmekle ortaya konan yeni ve melezi sosyo kültürelce entegre üretim sürecin adıydı. Yalın, etnik ve birbirini dışlayan izole totem yapıları bir arada giriştiren biyo kültürel karışımı veren ittifaklı üreten yapıdaki melez olan her bir kişi de insandı. 

 

Kendi totemi etnik adıyla çağrılıp, anılıp, zikredilmek yerine totem yapılar kırması ya da melezi olan kişiler; artık ittifak içinde insan diye anılıp, çağrılıp, zikrediliyordu. Bu zikrediş denen anılmanın tutkalı, bu anılmanın bağ enerjisi bunun im, imge, imleçti sanal düşünce bağıntısı neydi?

 

Kuşkusuz ki her biri bir totem meslek olan bu bağıntı üreten ilişkiydi. Üreten ilişkilerin dışa açılacak olan takas yapıcı bütünleşmiş (entegreni) bağ yönelimleri olmasaydı, ne insanlık ne insan ne de insanilik olasıydı.

 

Bu öznel bakışım içinde insanlaşan insanın, insaniliği ile bencilliği salt yarar ölçüsü olmaktan çıkacak çevresel, evrensel oluşuyla belirlenen insan, bir yücelim ile insan ötesi duruma dönüşecekti.

 

Demek ki insan da yakından uzağa doğru evrenselliği (bütünleşme düşüncesini eksiği, kendi arayışını) ortaya koymakla, insan ötesinin belirmesini veren bağ bağıntıydı. Totemi sosyal bilinç, yalıtılmış öze denk düşen;  dıştan, dış sal oluşla bencilliğe göre seçme ayıklama (seleksiyon) yapılan im düşünceydi.

 

Öze göre ama dışsal olan totem düşünce girişmeli devinimin ortaya koyduğu birim zaman kazançları üreten ilişki olmakla totem meslekti. Totem meslek olmakla üreten ilişkilerden yansıyan takas belirmesi dışa açılmaydı.

 

Dışa açılma demek ittifak etmekti. İttifak etmek, biyo-kültürel ve üreten ilişkiler entegrasyonuydu. Bütünleşen kümülatif yapılı (birikme artımlı toplam yapılı) süreç eylemin ortak öznesi insanlıktı.

Totemi ayrılıklar düşmanlıklar, totemi hayatta kalma bağıntısı; insan olmakla, insanlık kolektif öznede birleşiyordu.  

 

Bu mucizeyi veren bağıntı üreten ilişki ve üreten ilişkinin olduğu yerde kalmayıp üreten ilişkiler takasına dönüşen ürünler takasıydı.  Totem düşünce ayrıştırmasına karşı bu entergrasyonu vermenin imleci üreten insanlık düşüncesiydi.

 

İnsanlığı, İnsanı veren ittifaklı üreten insanlık ile her bir fail ve melez özne de insandı. İnsan bileşendi insanlık bileşilendi, ittifak edilendi. Bileşen, insanın üreten emek hareketiydi. Melezlik bileşen insanın (kolektif totem grupların)) üretim hareketlerinin sonucuydu.

 

Üreten bir bağlaç, üreten bağıntılı imleyen düşünce olmasaydı; melezlik, insanlık ve entegre ittifaklar olanaksızdı.  Totem düşünce gelişen, gelişkin, kolektif birim zamanlı kaliteli bir avcı toplayıcı kolektif yaşamın adımını atmıştı.

 

Bunca başarısına karşı totem düşünce, özünü kendisini yaşamını kültürünü (müktesebatını) korumak için ister istemez dışa kapalı yalıtılmışlık içinde, dıştaki totem yapıları düşmanlaştırıcı,  ayrıştırıcı bir yapıydı.

 

Her zıtlık kendisiyle beliren yeni bağıntılarla aşılır.  Ayrıştıran totem düşmanlık, totem yapı içinde üreten ilişki belirmesiyle ittifaklara ve insanlık eylemli özne ile insan diye çağrılma ittifakı ile aşıldı.  

 

Ne yazık ki insan diye çağrılan ittifak; efendi köle ayrışması içinde efendinin mülk sahipliğine El Malik El Mülk olmasına inanan-inanmayan; inançlı-inançsız; mümin-mümin olmayan diye yenden düşmanlaşmanın çatışmaydı.

 

Fakat bu düşmanlık, bu ayrışma entegre bir üretim hareketi içinde üretmeyi bilen, üreteni sahiplik üzerinde sömüren çatışmasıydı. Oysa totemi ayrışma üretmeyi bilmiyordu.

 

Dahası totemi ayrıştırma günlük barınma merkezlerinden uzaklaşıp barınma üssü olan geride kalanına ulaşılabilir bir bölge büyüklüğü içinde olmaydı. Bölge; barınma, beslenme yapan kaynak zenginliğinin kişi sayısını sınırladığı bir nüfus niceliği çevresinde artıp eksilen dalgalanmayla beliren zorunluluktu.

 

 Totemi yapı ve ayrıştıran totemi yapı nüfusunun aitlik dalgalanması doğanın baskısı altında, doğaya karşı güç birliği yapan avcı toplayıcı kişiler entegrasyonunu ayrıştıran nüfus olarak belirmesinde yaşam garantisi ortaya koymanın ayrıştırmasıydı.  Sömürü değildi.

 

İnsanlık; totem yapının, üreten insanıyla, üreten ilişkilere dek üreten ilişkiler uzantısı olan deneycilik ve bilimsellik te kişi olarak çağrılan insanın; insaniliğinin belirmesi olan kesikli sürekliliği ortaya koymakla; üreten bilimsel oluşla entegre insan da insanlık içinde insan ötesini vermenin belirmesiydi.

 

Temelde insan; ittifaka katılan üreten ilişki gücünü yansıyan totem güçtü. Birleşen üreten ilişkiler totem soyutlamayla değil üreten soyutlamanın insanlık bağlacıyla ittifak ediyorlardı.

 

İttifak içinde gelecek olan fail özne olan melez insan yaratılıyordu. O dönemde yaratma demek yoktan var etme demek hiç değildi. Böyle bir şey bilinip, söylenmiyordu. Yaratma; ad verip veya isim verip ittifaklı olmakla ittifak dışına göre ittifak etmeyene göre ittifaklı olmakla ayrışma demekti.

 

İttifak dışı kimdi? Üretemeyen barbarlardı. Veya başka ittifakı yapanlardı.  Şu halde her ittifak kendisini insan olarak tanımlarken henüz o aşamada başka ittifakı insan olarak tanımlamıyordu.

 

Üreten ilişki içinde ilahlar her bir meleze de insan diye sesleniyordu. Totem yapı üreten en temel kolektif birim güç olmakla, totem yapının nüfusuydu. Bu nüfus ittifaka geliş yönüne göre ilah ya da ilahlardı.

 

Sağın ilahları, solun ilahlarıydı. Yukarının göğün ilahları, aşağının yerin ilahlarıydı. Veya doğunun ilahı, batının ilahlarıydı.  Kuzeyin ilahları güneyin ilahıydı vs. İlahlar ittifak kültü merkezine kendi yönlerinde girmekle, kült merkezlerinin ittifaka katılan totem grup sayısı kadar kapısı vardı.

 

Başlangıçta en az iki grup ittifakıyla kült merkezine giren iki kapı vardı. Sağın kapısı solun kapısı olan yönlerdi. Veya kuzey kapısı güney kapısı o ilahların o grubun kült merkezine girip oturum alanlarında kendi yönlerine göre oturma düzeni olmakla, gruplar sağın ilahı, solun ilahıydı. Güneyin ilahı kuzeyin ilahıydı. Aşağı yerin, yukarı yer göğün ilahıydı.

 

Bütünsel ölçekli belirsizle olan imge yansımalı düşünce dalgalanması, çevresel girişmelerle daha da sınırlanıp yeni girişme gerilme boyutlarıyla, geleceğe doğru girişim yapan akış oluştu.

 

Parçacık öncesi evrendeki eylemlik yasalarını bilmediğimizden o evrende bize göre akış ve zaman yoktu.  Bu nedenle o döneme ironi bir tekillik diyoruz.

 

Oysa parçacıklar o evrenden hapsolanı kuantuma dek Planck zamanla makro dünyaya doğru aktardı. Makro dünyada çok daha sınırlanan aynı anlı çoklu özellikler kuantum dünyaya göre makro dünyada yasaları farklılaştı.

 

Makro dünyadaki devimleriyle ölçme biçilmeleriyle patlama öncesinin kuplajını, kırpılan kuantum kuplajını makro dünyada girişen eksik eylemlilik; geleceği ortaya koyup, geleceğe akıyordu.

 

Bu Parçalar dünyasının entegreler makro evrendeki çevresel etkili girişmeleriyle yeni bir akıl, yeni bir düşünceye evrimdi. Artık makro dünyada şeyler evrimseldi, öznellik evrimseldi. Evrim bir yasaydı.  

 

Bilinç tarihseldi. Bütünden kopup, bütünden ayrılmakla bütünü durumu hayal eden, bütünün görüntü kılınanı olmakla bütüne imlenen, bütünü tasarlayan bir sanal eylem imgedir. Eylem imge bu tür sanal diyagrama göre bütünü parçalar. bağıntılarından koparıp ölçülebilir. Sanal diyagrama göre ölçülen artı eksi verir. Eylem imge; belirleyen, belirlenendir.

 

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..