Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '14

 
Kategori
İnançlar
 

Marazlı iyilik, iyilik değil kötülüktür...

Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir tanenin durumu gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var. Allah, dilediğine daha da katlar. Allah'ın rahmeti geniştir. O, her şeyi bilir. (Bakara Suresi: 261 )
 
Allah'ın rızasını aramak, kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda sabit kılmak için mallarını Allah yolunda harcayanların hâli ise, bir tepedeki güzel bir bahçenin hâline benzer ki, ona kuvvetli bir sağnak düşmüş de yemişlerini iki kat vermiştir. Böyle bir bahçeye yağmur düşmese bile mutlaka bir çisenti vardır. Allah, yaptıklarınızı görür.  (Bakara Suresi: 265)
 
Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar. (Bakara Suresi: 274 )
 
Kur-an'ı Kerim'de Allah bizlere hangi durumda nasıl davranmamız gerektiğini bildirmiştir. Kur-an'ı Kerim'in meali anlayarak okunduğunda insanlara her durumda iyiliği, ahlaklı olmayı ve adaleti emreden bir dinin mükemmelliği kolayca idrak edilebilir. İyilikten maraz doğmaz aslında, maraz iyilikten değil bilgisizlik ve ölçüsüzlükten doğar. Şöyle ki; İslam'da çalışmak, kimseye muhtaç olmamak için çaba göstermek emredilmiştir. Müslüman, tembel olamaz. İyilik etmenin ölçüleri de buna göre belirlenir. Merhametinizi tembellik ederek, çalışabileceği halde el açıp dilenerek yardım bekleyenlere yöneltirseniz bu yaptığınız iyilik etmek değil, kötülüğü beslemektir. Başkalarının merhamet duygusunu kullanarak, bedava yaşayan merhamet tacirlerinin sömürgeci zihniyetlerini beslemek, zulme ortak olmaktır. Halbuki, gerçekten yardıma muhtaç insan onurludur, çalıştığı halde geçim sıkıntısı çekiyordur veya çalışabilecek durumda değildir. Mecbur kalmadıkça kimseye el açmaz. Yaşına rağmen mendil satan teyzeye, hastalığına rağmen inşaatlarda çalışan insana yardım etmek gerekir. İşte İslam'da emredilen iyilik budur. Bakınız nasıl buyuruyor Rahman;
 
Bakara: 273 - Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirlere veriniz. Onlar yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremezler. Utangaç olduklarından dolayı, bilmeyenler, onları zengin sanırlar. Oysa sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük yapıp kimseden birşey de isteyemezler. Ne türden bir iyilik yaparsanız, şüphe yok ki, Allah onu bilir.
 
İyilik ve merhamette önemli bir husus daha vardır. İnsanlara yardım ederken övünen, gösteriş yapan ve dilleriyle insanları kıranların vay haline! Böyle iyilik, iyilik değil öncelikle insanın kendi nefsine zulmetmesi anlamına gelir ki, ilahi adalet tecelli ettiği zaman kimseye sitem etmeye hakkı yoktur bu insanların...
 
Bakara: 262 - Allah yolunda mallarını infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı, gönül incitmeyi uygun görmeyen kimselerin Rableri yanında mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar, üzülmeyeceklerdir.
 
Bakara: 264 - Ey iman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. O adam gibi ki, insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Allah'a inanır, ne ahiret gününe. Artık onun hâli, bir kayanın hâline benzer ki, üzerinde biraz toprak varmış, derken şiddetli bir sağnak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş. Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez.
 
İslam'ı doğru anlamak, insana verilen akıl nimetini doğru kullanmak ve hayata bu çerçevede yön vermek gerekir. Aksi halde marazlı merhamet vefasızlığı da beraberinde getirir ki, en iyi ihtimal de sadece vefasızlık görmektir. Yapılan iyilik, nimetten ziyade külfete dönüşür...
 
Hayırlara vesile olacak iyilikler yapmak temennisiyle...
 
Huzurla kalınız...
 
Mehtap Özay- Şubat 2014 İl Gazetesi/ Haberufku.com
 
Puslukalem.com
 
 
Toplam blog
: 22
: 8398
Kayıt tarihi
: 17.03.13
 
 

Öğretmen, Yazmaya çalışan,yazarak konuşanlardan...'Kelimelerin gücü adına!'    ..