Mardin!

Mardin denilince aklıma bir çok dinin bir arada barınabileceği bir hoşgörü merkezi gelir. Ya da hemen tepenin yamaçlarına kurulmuş eski tarihi evler...

Deyrulzafaran Manastırı akla gelir ya da... Suryaniliğin önemli merkezlerinden birisidir Mardin... Bütün bu özelliklerinin yanına hiç istemediği bir şey daha eklendi geçen günlerde.

Mazıdağı ilçesinde bir nişan töreninde bulunan 47 kişi hunharca katledildi.

Bu bir katliam. İşin acı yanı ise katliamı yapanların da yine aynı aileden olmaları. Yakalanan ve ölenlerin aynı soyadını taşıması ayrı bir boyut katıyor olaya.

Maalesef bu olayın sosyolojik ya da psikolojik bir açıklaması yok. Bütün sosyologlar bir araya gelseler bu katliama mantıklı sebepler bulamazlar.

Menfaat, kıskançlık vb. duygular var işin içinde dense de hala 47 kişiyi öldürebilecek zihniyeti anlayabilmiş değiliz. Sadece ülke olarak şokta değiliz.

Avrupa hatta Amerika bile yaşananları anlamlandıramıyor. Amerika ve Avrupa'da yaşanan okul katliamlarından sonra yaşadığımız "ülkeye bak neler oluyor" sendromunun çok daha ağır biçimini kendi ülkemizde yaşıyoruz.

Olayı sadece "cehalet" diyerek geçiştirmekle kurtulmamız zor. Toplum olarak içimizdeki bu potansiyel şiddet fenomenini tartışmak ve irdelemek zorundayız.

Suçu ve suçluyu çözümlemek gerekiyor. Olayın gidişatını kendi lehine çevirmeye çalışan suçlu psikolojisinin ne gibi büyük felaketlere yol açtığını bir kez daha gördük.

Herkesi öldürüp delilleri ortadan kaldırma psikolojisi belki de bir köyün nerdeyse yarısının yok olmasına neden oldu.
Peki bu köyde yaşayan insanlar yaşadıkları bu travmayı nasıl anlamlandıracak?

Bundan sonra ne yapmaya karar verecekler? Bu köyde yetim kalan 70 çocuk ne yapacak?
Kendilerine nasıl bir gelecek hazırlayacaklar? Annesi, babası ve kardeşleri gözleri önünde öldürülen bir çocuğun yaşadığı travmayı hangi kelimelerle anlatabiliriz? Ya da bu çocuğun psikolojisini nasıl kurtaracağız?

Bu nasıl bir empati gerektirir?

Bu nasıl bir zihniyettir ki hem insanlığa hem de hoşgörü merkezi Mardin'e büyük bir ihanette bulunmuştur. Yaşanan hiçbir olumsuz olay yapılan bu vahşeti haklı gösteremez.

Bir grup eli silahlı adam bu kente ve bu kentin insanlarına kıydılar.

Oysa hiçkimsenin bu kente ve bu insanlara kıymaya hakkı yoktu...