Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '09

 
Kategori
Kültürler
 

Mardin halk oyunları üzerine

Mardin ilimizin kendine özgü türküleri vardır.Mardin türkülerimizin bir kısmı TRT’de, TV’lerde, . Diyarbakır radyolarında zaman zaman söylenmektedir. Zevkle dinlediğimiz türkülerdir. Hemen aklıma gelenleri yazıyorum: Bahar Geldi gül açtı, Deriko, Yola çıktım Mardin’e, Kirpiklerin ok mudur? Memo, Şevko, Sabiha, Halime, Mardin, ovası, Şen Mardin’in çocukları, Atatürk’ün sevgisini ortaya koyan Kemalo Türküsü, Hırkam Türküsü ve Dalal Türküleri vardır.Bu türkülerin bir kısmı Ömer Önderoğlu tarafından derlenmiştir.Bu türkülerimizin çoğunu ünlü ses sanatçımız Mardinli Metin Milli, Bedri Ercan ve Nezih Şenses, Diyarbakırlı Bedri Ayseli ve diğer mahalli ses sanatçılarımız Türkiye radyo ve televizyonlarında tarafından söylenmektedir.Türkülerin asıl konusu, aşk, sevgi, doğa, insan yurt, sıla, gurbet, dostluk, kardeşlik, özgürlük ve barış üstüne kurulmuştur. Efsane olmuş dillere destan türküler de vardır. Örneğin YOLA ÇIKTIM MARDİN’e türküsünün kendine özgü bir efsanesi vardır.
Bana bu efsaneyi Mardinli yerlilerimizden 1921 doğumlu İlkokul üçten ayrılan Emine Yalçın anlattı. Diline ve aslına sadık kalarak aynen sunuyorum: Vakti zamanında Midyat çevresinde, köylerinde çok zengin bir ağa, bey varmış. Bu ağanında dillere destan boylu, boslu, güzel endamlı bir kızı varmış. Mardin güzeli, siz değin dünya güzelir.
Yörenin en güzel kızı imiş. Adını, şanını duymayan kalmamış. İsteyenleri de çokmuş. Lakin babası başlık yüzünden bir türlü isteyene vermiyormuş. Kız da kolay kolay kimseyi beğenmiyormuş. Kızı istemeye gelenler hep boşa giderleşmiş. Derken Estel’den ( Midyat )İhtiyar bir kadın yollara düşerek oğlu için bu kızı için istemeğe gelmiş. Halime için dünürcü olmuş.Bu arada kız oğlanı, oğlan da kızı görmüş ve birbirlerine de aşık olmuşlardır.yani iki gönül bir olunca, samanlık seyran olmuş.Ne yazık ki ağa kızını vermemiş. Ağa ihtiyar kadından “40.000 lira başlık isterim” istemiş. Oysa ihtiyar kadının yanında 40bin lira değil, 40 para bile yoktur. Zavallı kadın boynunu bükerek Estel’e doğru gitmiş. Oğluna durumu anlatmış, Fakir oğlan nerde bulsunun 40 bin lirayı?

Oğlan bu parayı kazanmak için gurbete düşmüş, dağ, tepe demeden uzaklara gitmiş. Lakin bir daha da geri dönmemiş. Güzelim Halime’ nin aşkıyla yanıp tutuşmuş. Tabi bu arada Halime de gelir diye beklemiş, tüm ümitleri suya düşmüş. Halime kaderiyle baş başa kalmış. Ama bir daha da hiçbir kimseye de kabul etmemiş.” Emine Yalçın Hanımefendi bunları söylerken “ artık sonrasını bilemiyorum” dedi..Bu türkü daha önceleri Arapça olarak dilden dile dolaşırken bu HALİME Türküsü ( Yola Çıktım Mardin’e ) adı ile ünlendi.1980’lerden sonra Türkiye radyolarında söylenmeye başlandı. Sanatçı Ömer Önderoğlu derlenen bu türküsünün sözleri aynen sunuyorum:

<ı>

<ı>

<ı>Yola çıktım Mardin’e
<ı>Düştüm senin derdine
<ı>Mevla’m sabırlar versin
<ı>Yârini yitirene
<ı>Ay lele lele Halime

<ı>

<ı>Estel, Midyat arası
<ı>Yaktı kaşın karası
<ı>Senin baygın bakışın
<ı>Bende yürek yarası
<ı>Vay lele lele Halime ( 8 )

<ı>MAHALLİ HALK OYUNLARI <ı>

Mardin ilimizin çevre ilçe ve köylerinin mahalli halk oyunları hemen hemen ufak tefek bazı değişikliklerle birbirlerinin aynısıdır. Mahalli halk oyunlarımızın çoğu komşu illerden yararlandığı bir gerçektir. Daha çok Diyarbakır, Şanlıurfa, , Siirt, Bitlis, Elazığ gibi oyunları arasında bazı benzerlikler vardır.
Türkülerimizde olduğu gibi bu mahalli halk oyunlarında iş yapma, ekin biçme, köylük yerde kavga, barış, kurtla kuzu gibi değişik folklorik figürlerle çoğu kez davul- zurna eşliğinde oynanılır, . Halay çekilir, kadın, erkek ayrı ayrı veya el ele tutuşarak bir arada oynadıkları gibi mahalli düğünlerde kadın, erkek kardeşçe halay halinde sergilenen oyunlarımız da vardır..

Mardin halk oyunları değince ilk aklımıza Mardin, Kızıltepe, Nusaybin, Mazıdağı, Derik, Silopi, Midyat, İdil, Gercüş, .Savur ve Ömerli halk oyunları aklımıza gelmektedir.Mardin bozkırlarında yeşillerin en tılsımlısını, kızgın güneşle en soğuk suları, kırmızı yanaklı, beyaz ve buğday tenli, esmer insanların, genç yiğitlerin harman olduğu yerdir, .Bütün gelenek ve göreneklerinde olduğu gibi Dinlerin, dillerin, kardeşlik ve hoşgörünün kenti olan Mardin, ilçe ve köylerinde kardeşçe oynan bu oyunlarda birlik, beraberlik, sevgi, saygı, barış ve dostluk vardır. Milli ve mahalli halk oyunlarımızın hepsinde bu özellikleri bulmak olasıdır. Halk oyunlarımızda genelde davul- Zurna çalınırken, Cizre, Ömerli, Midyat gibi ilçelerde ve köylerde kemençe de çalınmaktadır. MARDİN, çevresinde oynanan Gercüş Delilosu Diyarbakır Delilosu’ ndan biraz farklı figürler gösterse de “ ŞAMAN” dinin ve inanışların izlerini görmek mümkündür. Mardin halk oyunlarını şekil ve oyun bakımından iki ayrı gruba ayırmak mümkündür.

a ) Batı ve Güney Kesimi Oyunları: Bunlardan Lorke, Hurse, Malaya, Üç kırmalı Haftano, Derik Halayı ‘Bişaro “, Kosari ( Kızıltepe / Koçhisar Halayı), Kesirtayn Çifte Kırma oyunu gibi.

b ) Doğu ve Kuzey Kesimi Oyunları: Bu oyunlarda genel olarak Cizre, Gercüş, Ömerli, Silopi ve Nusaybin dolaylarında oynanan halk oyunlarıdır. İsim olarak vermek gerekirse Güle, Torivan, Mustafa Kemal Paşa ( KEMALO ) Delilo, Meryem’e, Hine ( Midyat Oyunu ), gibi oyunları ilk akla gelen halk oyunlarıdır.

HALK OYUNLARIMIZDA ŞABAŞ:

Mardin ve yöresinde özellikle düğünlerde şabaş olayı vardır, önce şabaş’tan söz etmek istiyorum? Şabaş nedir?<ı>Şabaş’ın sözlük anlamı: Beğenme, kutlama, aferin deme, tebrik etme ( Mustafa Nihat Özon ); Şabaş, Şabaşi Farça birer sözcüktür.Özellikle Kızıltepe Ova köylerinde bu şabaş olayı daha yaygındır. Düğün ve nişan günlerinde daha çok yapılır. Şabaş düğünlerde sesi güzel olan bir kişi tarafından yapılır. düğüne gelenlere yapılır.Şabaşı edilen kişi tarafından davulcu veya zurnacıya para, bahşiş vermek adettendir..Rasgele herkese şabaş yapılmaz, ağa, bey, makul ve yörenin ileri gelenlerine şabaş yapılır.Şabaş bir kişiye sadece bir kez , Bunlardan başka askere gidenlere, askerden dönenlere, sünnet düğünlerinde, yılbaşı ve bayram günlerinde yörenin tanınmış kişilere yine şabaş yapılır..

BİR ŞABAŞ ÖRNEĞİ

<ı>Şabaş !...
<ı>Şabaş !..
<ı>Ali ağa hanedanına
şabaş, şabaş!..
<ı>Ali Ağa reisine çok Şabaş,
<ı>On iki köyün ağasına
şabaş, şabaş !
<ı>Hasanın, babasına,
<ı>Mehmet’in amcasına
bir daha şabaş !
<ı>Yiğitler, yiğidine çok şabaş,
On iki köyün muhtarına şabaş,
<ı>Kara çadır ağasına yine şabaş…
<ı>Şabaş.. şabaş. şabaş!...
<ı>Ali ağaya bir daha şabaş,
<ı>Bir daha şabaş…!
Bir daha şabaş !...

<ı>

<ı>Bir Mardinli olarak dinlerin, dillerin, kardeşlik ve hoşgörünün harmanında, sevgi ve saygının yaşandığı güneydoğu’nun değerli illerimizden MARDİN FOLKLORU gelenek ve görenekleri bağlamında, bu kısa zaman çerçevesinde sizlere bir kesit vermeğe çaba gösterdim. Elbette ki Mardin’de yaşanan gelenek ve görenekler sadece bunlardan ibaret değildir.<ı>

Mardin Mezopotamya kokulu şehir. Türkçenin, Arapçanın, Süryanice ve Kürtçenin, dört semavi dinin insanlarıyla birlikte kardeşlik ve huzur içinde yaşadıkları ender rastlanan bir dünya kentidir.
Dünya coğrafyasında adı ünlenen tarihi bir kent. Mağrur, karizmatik, bütün yıpranmışlığına rağmen tarihe adeta meydan okuyan, nakış nakış taşlara adını yazdıran şehir.Bütün bunlarla birlikte kardeşliğin bayrağını birlikte taşıyan ev sahipliğini yapan tarihsel yapıtlarıyla bir başka bedesten.
Mardin hayatın bütün zorluklarına rağmen taş kesilen sokaklar, papazla imamın yan yana, kucak kucağa, çağdan çağa Mardin’inin huzur ve selameti için birlikte yüce Mevla’ya el açtıkları, dua ettikleri bir başka mabet, , camiler, kiliseler, taşlara renk veren Türk ve Süryani işçiliği, desen desen nakışlar, Taşın ve inancın şehri Mardin.
Hazırladığım bu kısacık bildiri Mardin Folkloru ( Gelenekler- Görenekler ) bağlamında bu konuda araştırma ve inceleme yapacak olan genç kuşaklar için yararlı olur diye düşünüyorum
Uluslararası Mardin haftası etkinliği münasebetiyle bana bu fırsatı veren Başta Mardin Eğitim Ve Dayanışma Vakfı ( Marev) Vakfının saygıdeğer üyelerine, Mardin Eski Milletvekilimiz Sayın İbrahim AYSOY’a Türk Amerikan ( TAD ) Derneği mensuplarına, , bu onursal etkinlikte tüm emeği geçenlere, maddi ve manevi açıdan destek veren tüm kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyor, beni dinleme zahmetine katlandığınız için de ayrıca sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum efendim.

KAYNAKLAR :

1-<ı>Mardin Yıllığı Ajans Türk Yayınları, Ankara 1967
<ı>2-Türkiye’de Folklor, Şerif Baykurt, Ankara 1976.
<ı>3-Türk Folklor Araştırmaları Dergisi sayı: 322 Eylül 1976 İstanbul
<ı>4-Türk Folklor Araştırmaları Dergisi Sayı: 349, Ağustos 1978 İstanbul.
<ı>5-Osmanlıca Türkçe Sözlük, Mustafa Nihat Özön Bilgi Yayınevi 1975, İstanbul.
<ı>6-Ötüken Türkçe Sözlük / Yaşar Çağbayır , 4.cilt, 2007, İstanbul
<ı>7-Mardin Folkloru / Abdülkadir Güler ( Gelenekler, Görenekler ) Marev Vakfı - 1998- Ankara.
<ı>8-Mardin Folkloru / Abdülkadir Güler ( a.g.e.) Sayfa: 39, , 40, 78, 82 85 , 91, 101, 102, 147, 148,
<ı>9-Sivas Folkloru , İbrahim Aslanoğlu, P, K, 60 Sivas 1975.
<ı>10- Halk Kültür Pınarı Hayriye Akbaba Oba Sokak, No: 20 / 3. İçcebeci / Ankara.
<ı>11-Yeni Söke Gazetesi- .( 27.7.1997’den 12.11. 1997’ye <ı>kadar olan gazete sayıları ) Söke..

<ı>

<ı>(* ) Emekli Milli Eğitim Müdürü / Araştırmacı yazar. Söke.

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..