Marjinal adamlar lazım

Köfteci var, kebapçı var, dürümcü var, balıkçı var...

Neden ıspanakçı yok?

Açsa iş yapmaz mı ya... İnsanlar sadece ıspanak yemeye gelmez mi? Pirinçlisini yap, sarımsaklı yoğurtlusunu yap, kavur...

Böreğini yap!

Ispanak bu ya...

Koy tabelaya Temel Reis’in pazılarını şişirmiş fotoğrafını, alttan ver mesajı...

Vatandaş anlar...

Safinaz’ı görsellerde kullanmamak lazım, müşterinin aklı karışır... Ispanak yiyenin taliplerinin Safinaz gibi olacağını zanneder, çıkar işin içinden...

&&&

“ Bir köfteci var, inanılmaz köfte yapıyor!”

İşi bu, adı üzerinde köfteci işte... Siz barbunya yapan köfteci gördünüz mü?

Ben denk gelmedim...

Barbunyacı lazım ağabey memlekete...

Duruşa bak; “ne iş yapıyorsun?”

“ Barbunyacıyım...”

“ Başka ne var?”

“ Barbunya birader... Bize sadece barbunya sevenler gelsin yeter!”

Helal...

&&&

Yeni mekânlar açıldığı zaman gidiyorum... Adam Meksika yemeği yapıyorum diye dükkân açmış, meraklandım, paraya kıydım gittim...

Alengirli bir tabakta birer parmak genişliğinde kesilmiş, biraz tavuk biraz da et var...

Bilemeyince beyaz gömlekli, papyonluya soruyorsun;

“ Adı ne bu yemeğin?”

“ Fajita!”

“ Özelliği ne?”

“ Julyen kesilmiş inceltilmiş biftekten ve tavuktan yapılıyor”

Tavuğa ve ete bakıyor, Meksika ile olan bağlantıya takılıyorsun, bir de Jülyen var tabi...

“ Julyen kim, patron mu?”

Turizm, otelcilik mezunu papyonlu bıyık altından gülüyor;

“ Yok, etin bir parmak kesilmiş haline julyen deniyor...”

Niye julyen ya...

Biz Türklerin aklına gelmemiş mi eti bir parmak kesmek?

Niye Süleyman değil mesela...(!)

“ Et Meksika’dan mı?”

“ Cık!”

“ Tavuk?”

“ Şeker Piliç”

“ Usta Meksikalı o zaman?”

“ Bolulu”

&&&

Duruşu olan marjinal adamlar lazım memlekete...

Ispanakçı lazım, barbunyacı lazım!