Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '10

 
Kategori
Teknoloji
 

Marka tescil rezaleti

Marka tescil rezaleti
 

Marka Tescil Rezaleti


Merhaba,

Ne kadar yetkin olduğu belli olmayan ve çil yavrusu gibi çoğalan şu marka tescil danışmanlık firmalarında yaşanan rezaletlerden birisine örnek vermek istedim bu yazımda.

IT sektöründe uzun süredir hizmet veren ve bireysel birikimi çok yüksek olan bir arkadaşımın ziyaretine gittim kısa bir süre önce. Tabi ki söz bir süre sonra iş güç nasıl gidiyor sorusuna geldi... Bir dokundum bin ah işittim. Ama öyle böyle şeyler değil anlattıkları... Benzer örnekleri daha önce de duyduğum için artık yazıya dökmek ve paylaşmak istedim. Belki birilerine hayrı olur.

Arkadaşım bir süredir, geliştirdiği bir proje ile ilgili olarak marka tescili yaptırmak için uğraşıyordu, biliyorum. Bunun için piyasada bilinen bir firmaya başvurmuş. Firmada çalışan bir avukat, tabi gerekli belgeleri istemiş, arkadaşım da göndermiş. Bir firmadan neden danışmanlık alırsınız? Farkında olamayabileceğiniz hataları önceden önlemek ve zaman kaybetmemek için değil mi... Yani işi doğru yapmak için... Neyse, belgeler gönderildikten soonra sıra tescil belgesi düzenlemek için gerekli bedelin ödenmesine geliyor. 460 TL bir para ödeniyor. Bu para ödenene kadar, ilgili firmanın avukatı her allahın günü arıyor, mail atıyor...Neyse, arkadaşım bu parayı ödüyor. Çünkü prosedür böyle... Böyle ama gelin görün ki avukat hanım kayıplara karışıyor. Arada gidip gelen bir sürü mail var onları bile okudum yani.

Derken uzun bir süre sonra bir telefon... Neymiş, bizim avukat ayrıldı (nereye gittiğini bilen yok, söyleyen de yok). Siz de bu parayı yanlış isimle yatırmışsınız, birdaha ödeyeceksiniz. E önceki ödediğim para ne olacak diye soran arkadaşıma yanıt...! Önce bunu ödeyin, sonra biz bir dilekçe yazar geri alırız. !!!

Yav kardeşim... Sen süslük müsün, ne diye danışmanım diye ortalara atlıyorsun. Hizmeti alan kişiye ya da firmaya, bu parayı nasıl ödeyeceği, nelere dikkat etmesi gerektiği önceden söylenmez mi? Yazmakla çizmekle oluyor mu bu işler... Bu mudur "danışmanlık" demek, sorarım...!

Neyse, para tekrar ödeniyor. Tabi bu işlem sırasında yaşanan bir ton başka rezillik de var da şimdi onları yazmayayım. Ama kısaca şöyle özetleyeyim. Bizim arkadaş, "danışmanlık almasına rağmen" tüm işlemleri kendisi yapmak zorunda kalıyor. Ama hizmet bedeli olarak bu firmaya ödediği bir para da var. Onu helal etmiyor ama, en azından kurtulduğuna şükrediyor... Bunun sebeplerinden birisi de şuymuş.

Ayrılan avukatın yerine arayan kişi yine bir avukat... Bizim arkadaşı dinlemeniz lazım arkadaşlar. Konuşmayı bilmeyen, parasını ödeyip hizmet almaya çalışan bir insana neler söylenmesi gerektiğinden anlamayan, müşteri her zaman haklıdır (ki burada gerçekten haklı) felsefesinden nasibini almamış, sadece kitap bilgisi olan ve işlerin gerçek anlamda nasıl işlediğinden haberi bile olmayan, sürekli şunu şöyle yapmanız lazım diyen ama pratikteki aksaklıklardan bihaber olan bir vatandaş...Tok satıcı anlayacağınız... Gidip gelen mailleri de görünce şok oldum valla arkadaşlar.

Burada tabi TPE'nin de artık gözünden çıkarması gereken at gözlükleri var. Bu kadar yavaş işleyen, saçma sapan bir presedür olamaz yani. Daha neler neler...

Neyse, soru sormak isteyen olursa yazsın cevaplarım. Arkdaşı dinlerken, marka tescil konusunu da öğrendim yani :)

Siz siz olun, tonlarca reklama aldanmayın. İş, iş yapmaya gelince, tık yok...

Sevgiler...

 
Toplam blog
: 142
: 1570
Kayıt tarihi
: 17.03.09
 
 

İnternet ve bilişim teknolojileri konularına ilgi duyan, yenilikleri takip eden ve bu yenilikleri pa..