Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '15

 
Kategori
Yetenekler
 

Markalaşan örnek insan / Cüneyt Asan...

Markalaşan örnek insan /  Cüneyt Asan...
 

 

“Tek bir şeye ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak.”  Mustafa Kemal Atatürk

 

“Başarmak için atılganlık gerek, işten yılmamalıdır.”  M. Tullis Cicere

 

Her şeyin başı sevmekten geliyor. İşimi çok sevdim. Bugüne kadar bir numaralı aşkım, işim oldu.”  Cüneyt Asan

 

 

Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi’nin varlığından ve seminerlerinden şahsımı internet ortamında  Ayşe Alpay bilgilendirdi. Kendisine teşekkür ederim.

O gün Büyük Kulüp içerisindeki uzun yoldan yürüyerek Kış Bahçesi Salona ulaşınca   sosyal medyadan duyduğum girişimci bir kişilik olan Duygu Eren‘i de yakından tanıdım.

Gerek seminerin açılışında komite ve hizmetleri hakkındaki bilgilendirme, gerekse daha sonra komitenin girişim alanındaki çalışmalarını yakından gördüm. Ayrıca, Duygu Eren‘in komitenin başkanı olduğunu da öğrendim, kendisiyle tanıştık.

Büyük Kulüp Yönetim Kurulu üyesi İnal Aydınoğlu’nun yaptığı zirvenin açış konuşmasında; BK’nin 133. Yılı kutladıkları uzun soluklu bir dernek olduğunu belirterek 9400 üyelerinin olduğunu vurguladı. Gençleri birer lider olarak yetiştirmek istediklerini de dile getirdi.

 

Cüneyt Asan ve Günaydın

 “Her şeyin başı sevmekten geliyor. İşimi çok sevdim. Bugüne kadar bir numaralı aşkım, işim oldu.” Diyen  Cüneyt Asan; Et Uzmanı, Günaydın Restaurant Zincirleri Kurucusu ve Sahibi...

Günaydın Restaurantları’nın Sahibi Cüneyt Asan’ı anlatan yazar Ulviye Savtur; onun hakkında araştırmalar yaparak  “Sevmek Gerek”  adıyla özgün bir kitap yazdığını ve özünü kısaca dinleyicilere aktardı.

(Günaydın Kasap ve Restaurantlarının kurucu ortağı Cüneyt Asan daha sekiz yaşındayken gözleri kapalı daldığı hayata direndi, çalışma gücünü en yoksun anlarında bile yitirmedi. Çalışmak, Cüneyt Asan’ı büyüleyen, sarıp sarmalayan dahası büyüten, geleceğini aydınlatan tek nedendi.

Hayatın bileğitaşından hiçbir farkının olmadığını biliyordu. Bu yüzden de her ne yapacaksa en iyisini yapmayı hayal edecek, cesaretin kendine has dehasına, gücüne ve sihrine inanacaktı.

Hayatın anlamı, yaşamanın gücü, varsıllığa erişilecek damarlar ‘var’ sözünün altında yatıyor. ‘Yok’ deyince bitti. Dünyanın en aptal, en gereksiz sözü ‘yok’ sözüdür. )

Ulviye Alpay,  coşkuyla bekleyen katılımcıları fark ederek Cüneyt Asan’ı alkışlar arasında sahneye davet etti!

Başarılı jest ve mimikleriyle ve eşine az rastlanan coşkulu bir öğretmen davranışında kendi ağzından anlattıkları seçme sözcükleriyle kulağımıza yansıdı:

 “ 1959 yılında Erzincan'da doğdum. Üç yaşında İstanbul’a geldik. Tam on çocuk doğuran bunlardan beşi yaşayan bir ananın oğluyum. İstanbul’da gecekonduda yaşayan ailenin babam okul yüzü görmeyen dahi birisi… Hem de dik duruşlu, çevresinde sevilip sayılan...

Babam, gecekondudan kurtulmak için Bostancı’da apartman görevlisi oldu. İlkokul yıllarında Bostancı Kasaplar Çarşısı’nda çırak olarak çalıştım. Ortaokulu yarıda bırakıp profesyonel iş hayatına atıldım. (Yoksulluk içinde geçen okul yıllarının aygıttan da görüntüleyerek anlattı.) Okul yıllarında 10 yaşındaki sınıf arkadaşım Gülcan’a platonik âşık oldum!

Hayatımın ilk kırılma noktası da Gülcan ile başladı. Hırsla öğleden sonraları Bahar Kasap’ın yanında çalışmaya başladım ve cebim para gördü ve okula parayla gitmeye başladım. Para bana güç verdi.

Yeri geldi dövüldüm, sövüldüm ve kovuldum. İşyerinde çalışanların eksikliğini gördüm. Olumlu davranışta hep direndim. Uykusuz, aç, susuz kalarak dirençle çalıştım. Çoğu zaman kasap dükkânında yattım. Güçlendim ve zamanla bana olumsuz davranan kimseleri yanımda çalıştırmaya başladım. Şansa inanmam, Kapıcı Rıza Efendi’nin oğlu olarak sebeplere inanırım.

12 Eylül'ün o manyak dönemi, askerde bana güç verdi. 1981 yılında askerliğini tamamlayıp Nimet-İsmet Yalçın kardeşlerle çalıştığı kasaba ortak oldum. Birlikte toptan ve perakende et işi yapmaya başladık. Kendi et üretimlerimizi yapabilmek için 1986 yılında Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde üretim çiftliği kurduk.

1992 yılında senelerin et tecrübesini restoranta taşımaya karar vererek Maltepe Küçükyalı Çamlık'ta  ‘Günaydın Restaurant'ı kurduk.

1994 yılında Bostancı'daki şubemizi açtık. Daha sonraki yıllarda içlerinde Suadiye, Etiler, Kozyatağı, İstinye SteakHouse şubeleri olmak üzere toplam 17 şubeyi faaliyete geçirdik.

İkinci kırılma noktam, patronumun bana dükkanı satması oldu. Bahşişlerimle dükkanı ayakta tuttum. bensiz o yer işlemedi.Gereken parasal özveride bulundum. Hem de aklın, mantığın alamayacağı yaklaşımda...İşyerine yüreğimi verdim. 7 ortak olduk.

Anadolu esnafı olarak  tüm İJstanbul'a kendimi kabul etttirmeye giriştim.  Tam otuz yıl önce  barlı ve kütüphaneli kasap dükkkanı açtım.  Amacıma ulaştım ve fark edildim. "Önce içkini iç, sonra etini seç!" uygulamasını sürdürdüm. Basın beni yeterince destekledi. Bugün bunu yapamazsınız. Malkara'da, ardından Gönren'de besi çiftliklerimiz oldu.  

Kepabçı dümkkanı açtım, ardı ardına Günaydın Restaurant'larımı açtım.  Araştırmaya ve öğrenmeye açık olduğum için uluslararası edenimlerim oldu. Bugün 43 restaurantım var. Bakü'de ve yurt dışında şubelerimiz var. Etin ilkelerini ben gerçekleştirdim.  Toplam 2000 (iki bin) çalışanım var.İnsanları ve doğayı çok seviyorum.

Her cumartesi ve pazar günleri kasap dükkanlarının önünde mangal yakarak tadımı gerçekleştiriyoruz.Besiciliği de teknik olarak yapıyoruz.

Doğuş Grubu (Ferit Şahenk ile ortaklığımız v ar. Beşiktaş'ta ortak akademi kurduk. Sık sık yinelediğim gibi 'bir numaraıl aşkım işimdir.' Günaydın et, bizim işimizdir."dedi. 

Kendine güvenen, salona hakim olan,  jestlerle ve mimiklerle dinletmesini başaran bir konuşmacıyı coşkuyla ve ilgiyle izledik!

                                                                                    ***

Kasap çırağı olarak başladığı ticaret hayatında önce çalıştığı kasabı satın alarak toptan et satışı yapmaya başlamış hemen akabinde satacağı etleri kendisi üretmek için üretim çiftliği kurmuş daha sonra da restoran işine girerek ‘Günaydın Et Lokantası’nı açarak yükselmiştir.

Buluşmanın en renkli ismi, “Günaydın Et” markasını yaratan ve medyada ‘etin ordinaryüsü’ olarak anılan Cüneyt Asan’dı. İlkokul mezunu ve iş arayan bir kimlik olarak başladığı ve bugün 2.000'den fazla  kişiye işveren bir markanın yaratılış öyküsünü  kendine özgü vücut dilliyle anlatan Cüneyt Asan, “Her şeyin başı sevmekten geliyor. İşimi çok sevdim, bugüne kadar bir numaralı aşkım işim oldu.” dedi.

Günaydın adını; o yıllarda satış üstünlüğü olan ve çocukların sokaklarda bağıra çağıra  sattıkları Günaydın gazetesinden esinlenerek aldıklarını belirtti. Galataraylı olduğunu da ekledi.

Sorulara mantı yanıtlar verdi. Duygu Eren, ödülünü sundu. Sonrasında bireysel konuşmalar ve görüntü almalar sürdü.

                                                                                      *

NOT: İlgili fotoğrafları, aşağıda slayt olorük izleyebilirsiniz.

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..