Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '11

 
Kategori
Siyaset
 

Marks: "Ben marksist değilim"

Marks: "Ben marksist değilim"
 

DSİP neden Sosyalist ve işçi kavramlarında ısrar ediyor? 

Sol diyenler içinde kendimi yakın bulduğum hareket DSİP.. Ancak sosyalizm marksizm ve işçi kavramları üzerinden ısrarla sürdürdükleri söylem bana uzak kalıyor.. Kendilerine baktığımda onları çok işçi görmüyorum, çok çalışkanlar.. "70 milyon adım" insiyatifinden beri mitinglere katılabildi isem KEG ya da DSİP'li arkadaşların yanında oluyorum.. 

Onların yayınlarını okuyorum onlar da beni kendilerinden görüyorlar. Herhalde biraz DSİP'liyim dedim geçen aile içi bir sohbette, Taksime onlarla gidelim diye düşündük ama gidemedik.. Bu kavramlara ilişkin ikna olur muyum olamam.. İşe gitmek düzenin bir parçasına dönüşmek bence. Ben de hergün işe gidiyorum. Bilmek bişey değiştirmiyor. Eylemek gerekiyor. 

Sosyal işsizleşmek gibi bi kavram "sosyalist" " işçi"den daha anlamlı bir kavram gibi geliyor bana; tercümesi sosyal çalışma; dayanışma amaçlı yaşam ve doğa için çalışma gibi.. 

Bizim TBKP sonrası sosyalist mi demokratik mi ? parti tartışmalarının benzeri bugünlerde tekrar yaşanmaya başlandı.. Ben o zamanlar zihniyetler analizinden habersizdim; bu kapsamda da "demokrat" kavramından haberim yoktu.. Bu analizi bildiğiniz gibi Etyen Mahçupyan bize tanıttı: "Bir demokratın gündemi" ve "demokrat bir manifestoya doğru" kitaplarında... Ben de beş altı yazı/blog ile bu analizleri kendi sayfama taşıdım. Yeni bir sol arayış sürecinde esas dikkate alınması gereken "zihniyetler analizi" bence. 

Bu şu anlamları da içeriyor ki bu yüzden DSİP'ten konuya girdim: Marksizmden, sosyalizm kavramından sıyrılmadan yeni bir arayış dillendirilemez. DSİP gibi zorlama olur. Kusura bakmasınlar.. Modernizmin kavramlarından sıyrılmamız gerekiyor. 1988 lerde eski kavramlar üzerinden yeniyi yaratamadık biz , şimdi de hiç yaratılamaz dünya daha hızlı değişti, değişiyor. 

Bilişim dünyasını da iyi anlamak zorundayız. Dünyada olanı biteni bu alandan iyi anlamak zorundayız. 

"Sol genel insani talepler" hep günceldir. Hala sorunun kaynağı çalışma ve çalışma ilişkileridir. Bu eskisinden daha gizli daha nazik ve daha çok paçamızı kaptırmış olduğumuz bir yalan düzeninin ruhumuzu sürekli laçka ettiği bir süreçtir. İşi olana ömürler boyu çalışma, sahip olmaya adanmıştır. Yani sorunun kaynağı aynıdır. 

Çözüm bu ilişkilerin bugünden insan insan, insan doğa uyumuna yönelik dönüştürülerek toplumsal yaşamdan uzaklaştırma becerimize bağlıdır. 

Dolayısıyla sol iş güvencesi değil, çalışmanın bugünkü biçimlerine bugünkü tüm ilişkilerine karşı olmalı, çalışmayı sosyal anlamda yeniden tanımlamaya girişmelidir. Bu çerçevede sendika grev iş garantisi ne demek düşünmek gerek.. 

Kabaca yaşamak için kalkınma hızına, gelişme oranlarına ihtiyacımız yok.. Bu tip çalışmaya kapitalist çalışmaya razı olmamak sol tercihtir, doğa ile uyuma yönelik olan daha fazla üretmemek ve daha az tüketmektir solculuk.. 

Kabaca olmak ta gereklilik benc;e herkesce hızla anlaşılabilmek için sesin yaygınlığı için.. Ve herşey bugünden bugün her yapmadığımızdan şekillenecek:. Tüketmediğimiz aptalca üretirilerek sunulan herhangi bir alışkanlığı terk ettiğimizden itibaren. 

Defalarca sözünü ettiğimiz sol için olmazsa olmaz tek koşul demokrat olmadan sol olunamayacağı noktasıdır. 

Ve Marks'ı şu sözüyle hatırlamakta yarar var; marks son yıllarında kendini marksist olarak tanımlayanlar ortaya çıktığında "ben marksist değilim" demiş.. 

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..