- Kategori
- Balıkçılık
Marmara Denizindeki canavar
harika
Geçtiğimiz sezonda yaşadıgım bir köpük canavarı hadisesi var.
Bu olay bazı gazetelere deniz canavarı diyerek geçmişti.
Hadisenin esas oluşum yeri Tekirdağ-Silivri Erdek üçgeninde kendisini daha çok gösteriyordu. Bu köpük dediğimiz madde aslında deniz analarının erimesi ve denizlerimizdeki mevcut olan mikro organizmalar ve suyun içerisindeki pisliğin meydana getirdigi birliktelikten oluşan kimyasal bir canlı madde. Rüzgarın ve akıntının etkisiyle marmaraya dağılmış ve biz balıkçıların balık tutmasının önüne geçmişti. Biz balıkçıların adına kay kay dedigimiz bu maddenin denizdeki kalınlığı cihazda tesbit ettigimiz 10 mt. dolayısıyle cihazlarımızın gönderdigi ekolar balıklara ulaşamadığından dolayı balık tutmamızı engelliyordu. Ayrıca akışkan olan bu madde makinalarımızın devir daim sogutma suyununda içine girerek su borularının ve filitrelerin tıkanmasına neden oluyordu. Tadı acımtırak ve göze geldiginde gözü felaket yakan bir denizanası özelliğindeydi.
Bir gece avlanırken, reisle birlikte karar verip, cihaz balık göstermediğinden, Götürü MOLA ettik, ağ attık. Atmaz olaydık, ağımızın gözleri tamamen bu kaykay ile dolmuştu, ağı denizden makaralarla dahi alamıyorduk. Çünkü makaralar patenaj yapıyordu. 1 saatte aldığımız ağımızı, 5 saatte ancak alabildik ve bazı durumlarda da ağımızı patlattık, yırttık...
Bu durum karşısında benim bir Kimya ve İşl. müh. olarak birşeyler yapmam gerektiğine inandım.
1 litrelik pet şişeye kaykay numunesini aldım. Mühürledim. Ertesi günü ver elini TÜBİTAK.... Numune kabulde form doldurup bu suyun analizini istedim (Parasını vererek). 3 gün sonra bana raporu faksladılar, hem de ne faks ne faks.
NOT: Kusura bakmayın, verdiğiniz numunenin analizi Laboratuarlarımızda yapılamıyor........
Buyrun burdan yakın... Ne yazılar yazdımsa proflara, genel müdüre, netice sıfır, hem de kaykaylı sıfır......