Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '17

 
Kategori
Mizah
 

Marmaris'de, Turizm Sezonunu, "UFO" lar Kapattı.

Marmaris'de, Turizm Sezonunu, "UFO" lar Kapattı.
 

Turizm mevsiminin son figürleri.


 

     FLAŞ…FLAŞ…FLAŞ !

     Marmaris’i, ‘ UFO’ lar bastı!

     Geceleyin kesik kesik uğultular, vınlama seslerine karışan göz alıcı      renkteki kuvvetli ışıklarla Marmaris İçmeler semtinin seması, bir anda gündüze dönüverdi.

Herkes haykırıyordu: ‘Şu tarafta, şu tarafta!’ diye.  Elimde makine, daldım kalabalığa, ki, bir UFO’lu önümü kesti. Kalın ve elektronik bir sesle: “Bir dakika” dedi. ‘ Ve daha düşünmeğe kalmadı, attığı ışıklı oklarla yerime mıhlattırdı beni. Sersemlemiştim

     Ağır ağır adımlar atıyordu kaldırımda. Üzerindeki ışıkların, biri yanıp, biri sönüyordu. Her adım atışında da tıslama sesi çıkarıyordu UFO…

      Yüzüne baktım yaratığın. ‘Neye’ benziyor’ diye. Demirden maskesi vardı. ‘Çok çirkindiler de saklıyorlar mıydı yüzlerini acep’ diye geçirdim içimden. Vücudunun dış cephesi, ahtapotun vantuzları gibiydi ve her deliğinden ışık saçılıyordu.

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar

     UFO lu’ nun peşine çocuklar takılmışlardı. Hiç korkuları yoktu. ‘ Abi; diyordu, birisi, gel de sana ayran tost ısmarlayalım!’ Nasıl da korkusuzlar. Internet çocukları bunlar.

     Birisi de elinden tuttu, kaldırım kenarındaki açık bir restoranın kapısından  sokuverdi UFO’ luyu.

      Çekine çekine yaklaştım. ‘Milliyet Blog için’ olayı görüntülemem lâzımdı. İçimi kapladı bir huzursuzluk. Karşımdaki ya hüviyet sorarsa? Öyle ya, nereden bilirim ben senin blogcu olduğunu? Di mi ama!

      Böylesi olaylarda, bilgisayarını diz üstünde değil de sırtında taşırsın, sehpahasıyle birlikte. Olursun bir ‘Astronot Niyazi’ Öyle ya. Hüviyet mi dedin?.. Al sana Milliyet Blog sayfaları?  Resim mi?  Ne resmi? Ha, o mu, ‘Görmüyor musun?’ derim, şu piyanolu kedi resmini. Tuşlara oturmuş, yüzü notaya dönük, ağzını beş karış açmış. ‘ O benim işte!’ derim, olur biter. Biz başkaları gibi, halasının kızının resmini koymuyoruz. Emmi’mizin oğlunun resmini de koymuyoruz. Eee, denirse ki buradaki kedi sana benzemiyor. Cevabı gayet kolay: ‘Biz de  sizler gibi, kılıktan kılığa giriyoruz’ deriz. Gururları okşanır hem. Olur biter. Yutar mı karşımızdaki acaba?

      Bir ışık demeti fırlattı yüzüme. Anlaşılan konuşmak istiyordu. Ama hangi lisanla? Dillerden: Dana dili, kuş dili, Tarzanca dilleri bilirim amma? Bu yaratık hangisinden anlardı acep?  Karar verdim,

   ‘Aganiki’ diliyle başladık konuşmağa:

     Hogoş-mogoş gegel-migiş-siniz! Biz sizi göglerde - arani-iriken, yegerler’de bugulduk’

      Tıslama durdu birden, ışıklar da karardı. Bunları duyan UFO’nun Bedeni garç-gurç etti.  Öyle ya. ‘Onları gökte ararken, yerde bulmuştuk.  “ O ne biçim Türkçe lan! “ diye gürledi UFO.’cu. “Biz her telden anlarız. Her an, her yerdeyiz” diye İstanbul Türkçesi ile konuşuvermez mi?! Az daha soracaktım: “Affedersiniz, siz İstanbullu musunuz?” diye. Kendimi zor tuttum.

      Bir yandan da UFO’ luyu resimliyorum. Flâş her çaktığında, UFO’lunun bir tarafı kıpkırmızı oluyordu.

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar ve gece

      Çocuklar UFO’ luyu ittire, kaktıra bir restorana soktular. Bütün turistler ayağa kalktı. Makineler şakır şukur işlemeğe başladı. Getirildiği yeri yabancı isimli bir restorandı. Buna şaştı ve ‘Ben Marmaris’e indim. Las Vegas’a değil! Ayıp olmuyor mu?’ diye hışımla sordu. Dedik kendisine ‘Burası Türkiye’ lâfını hiç duymadın mı? Turistler böylesi tabelâları aklında tutuyor diye böyle yapılıyor. Berlin Pastanesi, Eyfel Oteli, Mandelâ Restoran, gibi. Adam haklı kendine göre. Tabelâsında ‘Las Vegas ‘ yazıyordu

      UFO’lardan birini, Bar-Amerikana davet ettim dansını bitirince. Biraya el sürmediği halde, yarılamıştı. Işınlama ile içiyordu anlaşılan.  Veeee, böylelikle Dünyada, ilk defa ben yapıyordum bir UFO’lu ile röportaj. Çok gururlandım. Bizim idareyi düşündüm. “Bize, bundan sonra, Milliyet com.tr ‘de bir köşecaz açarlar” diye düşündüm.

     Biraz akıllı gibi duran sarışın UFO’ya sorduk.  ”Sizlerin varlığına inanan var, inanmayan var. Vatikan sizleri ‘Onlar Tanrının yaratmalarıdır.’ Dinimize aykırı değildir’ derken, bizde de: ‘ Görmeden inanma.’ Deyip, görenleri bile caydırıyorlar. Kitapta öyle yazmıyormuş diye. Ne dersin” dedik. Cevaben de kestirip attı. ‘Sizler, birbirinize benzersiniz!’

      Suallerim vardı daha. İçimizdeki ‘ AYU’ ları soracaktım. Kötü niyetli uzaylılar, insanları kaçırıp beyinlerine ‘Çip’ yerleştirerek aramıza salıyorlar. Biz bunlara , ‘AYU’  diyoruz. İşte bunu nasıl becerdiklerini soracaktım. ‘İnsanlarımızı ayu’ laştırmayın!’ diyecektim. Daha sonra bekâr mısın? Diyecektim. TV.lerimiz şenliklidir. Anası, danası, görümcesi, kaynanası, kaynatası sıraya aynı seansta su gibi evlendiriliyor bizde deyip,  Seni de ‘’Ana bizi eversene’ programına, “sevabına,  dahil edelim mi?” diye soracaktım. İçlerinden birisi, çok keskin bakıyordu. Vazgeçtim.

      Siz olsanız, sizin de aklınızdan geçmez mi sormak? “Sizde KDV var mı? Sizde OHAL  oluyor mu? Kolbastı bilir misin?  Risotto yedin mi? Domates patlıcan bilir misin? Kokereç nedir? AB nedir? “ Diyecektim.”Uçan daireniz aniden durup, aniden nasıl kayarak, nasıl hızla uzaklaşıyor?”  Diyecektim. O asık suratlı UFO gözünü ayırmadı benden. Yine vazgeçtim. Neme lazım, alıp uçuruverirler fazaya vallahi. Milliyet blog ne diye bir üyesini kaybetsin ki. Değil mi ama.

     Ancak giderayak bir tekini sorabildim: ‘ Duman ve is çıkarmadan sessizce nasıl dikine göğe yükselebiliyorsunuz?’ dedim. Cevaben de: ‘ Merkezimize bir mıknatısla tek yere bağlıyız. Biz sizler gibi değiliz. Her tarafa mıknatıslarla bağlısınız. O yüzden kıpırdayamıyorsunuz. Bir türlü teknolojiye geçemediniz. Farkımız burada.” Dediler.

      Ay’ın sahibi kim?  Bir uzaylının ömrü ne kadar?  Uzaylılar dua biliyor mu?  Takiye’yi tanıyorlar mı? Bunları soramadan çekip gitti uzaylımız..“Ha ayu ha !”

      Yer,  Marmaris’deki İçmeler Semtiydi. Bir restoran, turistlerin son gecesi için “ UFO” mizansenli bir program hazırlamıştı..

      Ört ki, ölem!

Görüntünün olası içeriği: iç mekan

HER TARAFLARIN IŞIKLAR FIŞKIRIYORDU.

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, gülümseyen insanlar, oturan insanlar

SEYREDENLER, ÖNCE ÇOK KORKTULAR.  ÇOCUKLAR TINMADI BİLE

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar ve gece

HER MİLLETTEN İNSANLAR, DİSKODAKİ UFO OLAYINI DİKKATLE İZLEDİLER

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve şort

BU KIZ, UFO'LU. BİZLER GİBİ GİYİNMİŞ SHOW YAPTI SAHNEDE

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, yazı

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta ve yazı

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü, gece, yazı ve açık hava

Görüntünün olası içeriği: yazı

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, ayakta ve yazı

Otomatik alternatif metin yok.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve ayakkabılar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..