Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Marmaris'in eğlence dünyası

Marmaris'in eğlence dünyası
 

Bu yıl, yerli turizmcilerde para yok. Turistlerde var. Tatile mi çıkacaksınız? Acente’yi vasıta kılın. Yani acente marifetiyle gidin tatile. Öbür türlü, valizinizle tatil yöresine varıp otelin kapısına dayandığınızda, sizden fazla para isterler. Acente, daima ucuzdur..

Marmaris’te, Beş yıldızlı otellerde, programlı gecelerde büyük bira beş lira. İzmir Karşıyaka’da Belediyenin işlettiği kafelerde bira altı lira. Üstelik proğram yok. Piyasa ekonomisi amma, Karşıyaka Belediyesi’nin halka hizmet etmesi esasken, aklı evveller ve işten anlamayanlar, fiyatları uçurmuşlar. Bu fiyatları belirleyenler, bu işi masa başında kuruşlandırmışlar anlaşılan. Etrafa bakınmamışlar…

Turistik yerlerde yerli ve yabancılar bir arada kaynaşarak, mükemmel eğleniyor. Herkes istisnasız, kendisini ‘’Moulin Rouge’’da sanıyor. Marmaris’in barlar sokağında ses, ışık düzeni kaliteli. Biz, uzun ve kısa yalılardan bahsetmek istiyoruz.

Upuzun bir sahil. Önünden bir arabalık yol geçiyor ve peş peşe, denize dönük uçak hangarı gibi geniş, yan yana eğlence mekanları dizilmişler ip gibi. Kimi bar, kimi restoran veya kafe.

Buralardaki program, gazinoların kendi bünyesinden. Yani, gazinonun garson ve yamakları sahneye çıkıp, omuz omuza verip halay çekiyorlar. Tepiniyorlar . Acayip sesler çıkarıyorlar. Haykırıyorlar, yerlerde yatıyorlar. Şayet personel eksikse, aşcı yamakları ve komiler de proğram dedikleri şamataya dahil oluyorlar. Sonuna kadar açılan müzikte, açılsın şaraplar, açılsın biralar. Bazen, patron da gazinonun hemen önünde, elinde mikrofon, hem cazgırlık yapıyor, hem de onlar gibi zıp zıp zıplayarak poroğrama iştirak ediyor. Turistler, esasında memnun. Gürültüden ürkmüş vaziyette, sahnede olan bitenlere hayretler için bakıyorlar. Bir yandan da sevmeğe çalışıyorlar yaşadıkları geceyi…

Bir kafe restoranda ‘’Şuh bir kadına’’ rastladık. Elinde mikrofon. Takmış takıştırmış. Süsünden geçilmiyor. Nefis bir sesi var. Avrupa’nın hangi Moulin Rouge’undan transfer bu acayip yaratık diye düşündük bir müddet . Resim çekerken, emin olmak için sorduk ‘’Adın ne senin’’ diye. Kalın ve davudi bir ses: ‘’Süleyman’’ dedi .Süleyman, önüne gelene sarılıyor. Elinde mikrofon, dıştan çalınan müziğe, dudaklarını oyanatarak iştirak ediyor sadece. Masa masa dolaşıp, müşterilerin üzerine yığılıyor, tepenize çıkıyor bazen. Hallaç pamuğu gibi atıyor gazinoyu . Etraftan da tüten dumanlar, havai fişekleri, maytaplar, ışıldaklar da işin cazibesini artırıyor.

Gazinoların animasyon ekipleri, kıyafetleri ile geceleri şehirde tur yapıyor zaten . Bağrışlar, çağırışlar gırla. El büroşürü dağıtıyorlar. Turistler, burada, memleketlerindeki gibi ’’Dans’’ kıyafetleri ile hazır ve nazırlar. Havalı gurup halinde bar kenarında bekleşiyorlar. Birisinin gelip de dansa kaldırmasını bekler halleri var. Hiç de seçici değiller. Ha Ali, ha veli.. Alman Hans’ın esamisi okunmuyor burada. O, böylesi gecelere doymuş.

Buralardaki atmosfer, sıraya aynı. Çevre evlerde uyku yok. Ancak sabaha karşı uyuyabiliyor buradaki insanlar. Gece yarısından sonra ses kısılıyor ancak. Kapalı mekanlarda sabaha kadar aynı müzik, kısılmadan devam ediyor. Buralara desibel denen gürültü ölçen alet daha girmemiş. Kapı önündeki gazinonun patronuna sorduk. ’’Buralara desibel’ girdi mi?’’ diye. O da bize sordu: ‘’Nasıl bir şey bu? Yenilir mi içilir mi? ‘’ diye..

Marmaris sahillerinde rüzgar böyle esiyor. Balta da böyle kesiyor. Avrupa’daki gazinolarda personel, aşcısı ile garsonu ve yamağı ile gazinoya çıksın da proğram yapsın ha! Görülmemiştir. Bu iş, Marmaris’e has bir özelliktir. Alan da memnun. Satan da. "Buralarda eğlence anlayışı budur’’ denip, uyuluyor herhalde..

Çok ileri ki geleceklerde, eğlence sektörü bir bölgede toplanacak. Şehrin bir bölümü ’’Eğlencelik’’ olacak. Sabaha kadar vur patlasın, çal oynasın gırla gidecek. Etrafta meskun yer bulunmayacak. Acaba kaç yıl sonra? Siz bir işletme kuruyorsunuz. Müziği sonuna kadar açıyorsunuz. Bitişikteki, daha da öbür bitişikteki, aynı volüm’de sesleri açıyorlar. Vakit gece yarılarını geçmiş. Volümler’de doğru dürüst kısılmalar yok. Gazinocu para kazanacağım diye, sizin uykunuzu bölecek. Bu, olacak iş değil. Bu hallerin düzelmesi gerekiyor.

Belediyeler bilinçli olacak. Turizm cahili olmayacak. Geçen yıllardaki gibi ‘’Şu piyanonun fişini çek’’ Canlı yayın yasak demeyecek. İlkten turizmi öğrenecek.

İçki satış yerlerine kısıtlamalar getiren, fiyatlara aşırı zamlar yapan bir siyasi iktidara, ayrıca sahibiz. Dördüncü Murat, Marmaris Sahillerinde olsaydı, çoktan alkolik olurdu...

Ört ki, ölem!

RESİMALTLARI: Marmaris eğlence dünyasındaki karelerden kesitler: Erkek şarkıcısı ile şamatası ile gırgırı ile ortalık kavruluyor. Yılanlı kadın gösterisi cazibe yaratıyor. Kızılderililerden, çeşitli kıyafetlere kadar animasyon ekibi, aranızda şamata için dolaşıyor. Genç turistler beğenilmek istiyor. İlgi odağılar her an da tetikteler. Şamatanın mimarları, gazinonun garsonları, yamakları… Önceden kısa bir prova yapıyorlar gündüzden o kadar!(Resimler, objektifimizden)

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..