- Kategori
- Mizah
Marquez ile Yüzyıllık Yalnızlık
İçine girdim, bakalım çıkışım...
Baba ile başladık yaşamaya; başlarken finali hayal ettim; gerçek manada bir final olabilir mi?
Gabriel, hızlı gidiyorsun, seni takip etmekte zorlanıyorum. Senden olanlar bende karışıyor. Kimi nereye koyacağımı şaşırıyorum. Olsun diyorum sonra, bu acayiplik yakışıyor hayatımıza.
Bizde hayat hep TAZE.
Garcia, toprak yolda yol alırken sana seslenmek bana iyi geliyor; şimdi bizde bir şey bize iyi geldi mi peşini asla bırakmıyoruz. Sana sayfalarca sarılırsam sakına ruhumu yanlış anlama, yalnızlıktandır de ve geç her türlü ışıkta.
Olmadığınız zamanlarda olmak için...
Birbirinize iyice karıştığınız anda mı daha İYİ oluyordunuz yoksa iyice kendinizden uzaklaşıp ötelere bulaştığınız...Belki O haklı, daha fazla TOPRAK yemeli, duvarları kağıt paralarla kaplamalı ve mezarlık diye bir şey...
Marguez, o AŞK tamamen mizah doluydu.
İtiraf ediyorum; beni fena yakaladın; ne tek tek, ne onar onar anlayamadım yılları; sonra yalnızlık, çevir çevir, bulamadım gerçeği. Gülme, yalnızlığın yalan olduğunu...
1. Not: Ursula'nın gittiği kadar gitmeyi ister miydin? Senin o ağaçtan bakınca, Ursula "hiç" gitti mi?
2. Not:
Sen yağmurla mı gelmiştin,
yok yok güneşle girdin
mi hatırlayamıyorum;
önemli, anımsanmalı
o başlangıç;
çünkü olmazsa
olmaz final.
En çok hatırlanan
son dönüştür,
son düzlük ve o son
dokunuş.
Garcia,
gürültülü ve kalabalıktı
senin yalnızlığın,
fena düştüm benimkisine.
Ş.Y.