Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '11

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Marseille: Deniz kokusunun ve Haussmann tarzı binaların karışımı muhteşem şehir

Bu sene Fransa'da üçüncü yılım. Lyon'da yaşıyorum, ülkenin kuzey doğusunun tam ortasında diyebiliriz. Lyon güzel, sakin, temiz, karmaşası pek az ve bazen de aşırı soğuk bir şehir. Her zaman güneye karşı bir zaafım olmuştur zaten. Marsilya'da bu durum iyice kanıtlanmış oldu. 

Lyon-Marsilya, TGV'yle (hızlı tren) bir buçuk saat sürüyor. 30 eylül cuma günü saat 16.15'te vardım Marsilya'ya. Gardaki metroya inerken koca bir insan kalabalığı karşıladı beni. Gülümsemeye başladım çünkü gittiğim her şehirde Istanbul'dan parçalar bulmak beni mutlu ediyor.

Marsilya muhteşem bir şehir. Lyon'dan çok daha güzel, sıcak, insanı kendine çeken bir yanı var. Barcelona'ya benzeyişi ve Sagrada Familia'ya benzeyen küçük bir kilise bulundurması da bu şehre aşık oluşumun önemli nedenlerinden...

Her neyse eşyalarımı bırakmak için otele gittim ve sonra ver elini Vieux Port. Sansıma hava bu hafta sonu inanılmaz derecede güzeldi. Cuma akşamı baya dolaştıktan sonra Chez Paul** diye bir restauranta gittim. Le menu Paul diye baya ekonomik olan ve değişik lezzetler denememi sağlayan bir menüyü tercih ettim. (Entrée: Sardines frites, Plat: La cuisse du canard, le dessert: tiramisu 16euro) 

Cumartesi sabahı kahvaltıyı yine merkezde, Vieux Port'un yakınlarındaki ara sokaklardan birinde, la Brocéliande*** adli bir krepçide yaptım. Her ne kadar Marsilya'ya özel bir şey olmasa da, Fransa'nın kuzeyindeki Britanya bölgesinin spesialitesi olan Nutellalı krep ve koca bir fincan kafe beni kendime getirdi. Cok güzel, şirin, fıstık yeşili ve mor masaları olan ve bir kadın tarafından yönetilen bir restauranttı. 

Saat 12.45 gibi Iles Frioul (Frioul Adaları)'na gitmek için Vieux Port'dan tekneye bindim. Muhteşem bir gezintiydi. Fransa'ya döneli bir ay bile olmadı daha ama deniz kokusu beni mutlu etmeye yetti. Muhteşem bir tekne gezintisinden sonra adaya vardık. 15dk.lık bir yürüyüşün ardından plaja ulaştık. Su biraz soğuktu ama hava baya sıcak olduğu için pek bir problem olmadı. Universitede derslerim başladı ve hatta cuma günü trene binmeden önce bir sunum yaptım. Denize girdiğime inanamadım doğrusu. Tarif edilemeyecek kadar güzel bir duyguydu. Adanın çevresini dolaştım, bol bol fotoğraf çektim ve saat 16.40'ta kalkan tekneyle Vieux Port'a döndüm.

Sehrin muhteşem manzarasını rahatlıkla görebileceğim ve ayrıca güzel, büyük fakat içi Italya'dakilere göre oldukça sade olan Notre Dame de la Garde Katedrali'ne doğru yol almaya başladım. Marsilya'nın Istanbul'a benzeyen başka bir tarafı ise sokaklarının baya eğimli olması. Doğruyu söylemek gerekirse plajda geçirilen rahatlatıcı saatlerden sonra yokuş tırmanmak biraz zor oldu ama değdi. Katedralin içinde biraz oturdum; freskleri, vitrayları ve çeşitli dini sembolleri inceledim. Hafif bir yemekten sonra otelin yolunu tuttum. O kadar yorulmuştum ki yemek yemeye bile halim kalmamıştı. 

Pazar sabahı, Plage des Catalans'la başlayan şehrin plajlarını keşfetmeye karar verdim. Güzel bir gezintiydi benim için. Sehrin içinde yer almasına rağmen plajların ve denizin inanılmaz derecede temiz olması beni çok etkiledi; ama bir yandan da Istanbul'daki kirliliği düşünerek üzüldüm. 

Marsilya, güneyin bütün sıcaklığını içinde barındıran, bazen kaotik, bazen size rüzgarın fısıltılarını duyabilme imkanı verebilecek kadar sakin, insanların gülümsemesinin ve Haussmann tarzı binaların etkisiyle geceleri kendinizi siyah-beyaz bir filmin oyuncuları gibi hissedebileceğiniz büyüleyici bir şehir. 

 *Marsilya

**Restaurant Chez Paul: http://maps.google.fr/maps/place?client=safari&rls=en&oe=UTF8&redir_esc=&um=1&ie=UTF8&q=chez+paul+marseille&fb=1&gl=fr&hq=chez+paul&hnear=0x12c9bf4344da5333:0x40819a5fd970220,Marseille&cid=10762939279801751308

***La Brocéliande: http://maps.google.fr/maps/place?client=safari&rls=en&oe=UTF-8&redir_esc=&um=1&ie=UTF-8&q=broceliande+marseille&fb=1&gl=fr&hq=broceliande&hnear=0x12c9bf4344da5333:0x40819a5f970220,Marseille&cid=7176173160225397168

 
Toplam blog
: 5
: 1832
Kayıt tarihi
: 24.04.11
 
 

Okumayı çok seviyorum ve bunca sene bu kadar okuduktan sonra bir yere kadar dayanabiliyor insan y..