Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '08

 
Kategori
Tenis
 

Marsel İlhan ve Tenis

Marsel İlhan ve Tenis
 

Türk tenisinin bir numarası Marsel İlhan


Türk tenisinin bugüne kadar hiç olmadığı kadar başarılı olmasının en önemli sebebi belki de 21 yaşındaki erkek tenisçi Marsel İlhan. Medyamızda çok az ismini duysak da kim olduğunu büyük ihtimalle çoğumuz bilmiyoruz. Türkiye'nin en iyi, dünyanın en iyi 228. sırasındaki tenisçiyi biraz tanımakta fayda var...

Marsel İlhan bir yıl içinde bin dört yüz sıra birden yükselmeyi başardı ve ilk 250 içine girmeyi başardı. Kariyerinin ilk Grand Slam'ine Wimbledon'da katıldı; iyi mücadele etmesine rağmen elemelerin ilk turunda kaybetti. Bugüne kadar sekiz uluslararası turnuvada final oynadı ve üçünü kazanmayı başardı. Marsel İlhan'ın başarılı olduğu kortlar sert veya toprak. Sağ eliyle oynayan Marsel İlhan'ın en tehlikeli vuruşu ise çift el backhand'i.

Marsel'in hikayesi Özbekistan'da başlıyor. Marsel Khamdamov Özbekistan'da doğuyor. 15-16 yaşındayken ülkesindeki zor şartlar ve tenis sevdası nedeniyle annesiyle beraber Türkiye'ye geliyor. İlk denendiğinde beğenilmeyen Marsel, daha sonra Taçspor'a transfer oluyor ve başarılı oluyor. Çeşitli turnuvalarda başarı göstermesi üzerine Türk vatandaşlığına geçiriliyor.

Özbek asıllı genç, gerçekten de beklenenin üzerinde bir başarı gösterdi ve çok kısa zamanda basamakları tırmandı. Bugün dünya 228.si olan gencin Amerika Açık'a kadar ne kadar yükseleceğini merak ediyoruz. İlhan'ın final oynadığı sekiz turnuvadan beşinin sert zeminlerde oynandığını ve Eylül'deki Amerika Açık'ın da sert zeminde oynandığını düşünürsek, İlhan'ın elemelere yüksek sıradan başlaması onun en azından birinci tura kadar yükselmesini sağlayacaktır.

Marsel İlhan gibi 1987 yılında doğan Novak Djokovic'in dünyanın üç numarası, Andy Murray'nin ise on iki numarası olduğunu düşünürsek; İlhan'ın az da olsa geç kaldığı sonucuna varabiliriz. Günümüz erkekler tenisinde bırakın otuzu, yirmi beş yaşında olmak bile başarı için işi zorlaştırıyor. Son iki turnuvada gördüğümüz gibi Rafael Nadal gibi aşırı hızlı olmak, toplara sert vurmaktan önce geliyor. Kısacası, durum futbola fazlaca benziyor. Bu nedenle İlhan'ın dört yıl boyunca bu hızlı çıkışını devam ettirmesi ve sonraki yıllarda da yerini koruması gerekiyor.

Tenisçimizi iki ay sonra olmasa da 2009'da Grand Slam turnuvalarında görmeyi umut ediyoruz...

Yazılarımı takip edenler ''Her defasında yabancı asıllı sporculara karşı çıkmakla sadece tenisçi diye Özbek asıllı genci savunmak çelişmiyor mu?'' diye düşünebilir. Her defasında söylediğim gibi, önemli olan uyruk, doğum yeri vs. değildir. Öyle dersek, elbette ki ırkçılık yapmış oluruz. Bir sporcunun milliyetini belirleyen; onun spora başladığı ülkedir. Marsel İlhan da tenise Türkiye'de başladığına göre, bence ülkemizi temsil etmesi gurur verici bir olaydır.

İki yıl önce verdiği röportajında en büyük hedeflerinin Davis Cup'ta Türkiye'yi temsil etmek ve dünyada ilk üç yüz kişi arasına girmek olduğunu belirten Marsel İlhan'ın gelecekte daha da başarılı olmasını umut ediyoruz...

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..