Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '07

 
Kategori
Gelenekler
 

Mart dokuzu ya da Nevruz

Mart dokuzu ya da Nevruz
 

Doğa uyandı. Toprak ana ısınmaya başladı. Yeşillendi ortalık. Badem ağaçlarında kütür kütür çağlalar. Azganların açmasıyla sarıya büründü dağlar. Rengarenk dağ laleleri sardı ormanı. Minicik oğlaklar meleşiyor kuzluklarda. Doğada düğün var. Ağaçlar, çalılar renk renk gelinlik giymiş. Bayram havası esiyor ortalıkta.

Bayram deyince, aklıma geldi. Bayramlar çok önemlidir aslında. İnsanları kaynaştırır, bir arada yaşama arzusunu kuvvetlendirir, akraba ve dostları buluşturur. Yöremizde yıllar önce bugünlerde Mart Dokuzu ya da Sultan Nevruz diye bir bayram kutlardık. Bazı güzel gelenek ve göreneklerimiz gibi bu bayram da tarihin derinliklerinde kaldı.

Çocukluk yıllarımda Gilindire’de baharın gelişi Mart Dokuzu adıyla kutlanırdı. Evlerde temizlik yapılır, duvarları sıvanırdı. Çeşme ya da kuyulardan su getirilir evin önü süpürülüp yıkanırdı. Bayram sabahı en güzel elbiseler giyilirdi. Kızlar, Mart Dokuzu’ndan üç gün önce gül dibine sakladıkları rengarenk ipliklerden bilezik yapar, erkek çocuklar ise kırmızı beyaz iplik dolanırdı orta parmaklarına. Halk yiyecek ve içecekleriyle mezarlıkta toplanır, azık karıştırırdı. Herkes kendi akrabasının mezarındaki otları yolar sonra da mezarların üzerine su dökerdi. Çocuklar çamlara kurulan salıncaklarda sallanıp eğlenirlerdi. Daha sonra dere veya deniz kenarına gidilir, pikniğe devam edilirdi. Orada ateş yakılır, insanlar ateş ve su üzerinden atlar, deniz ya da dereye girenler olurdu. Birbirlerine su serperlerdi.

Mart Dokuzu ya da Sultan Nevruz, tarım ve hayvancılıkla geçinen atalarımızın, gerek kendileri gerekse hayvanları için, çetin kıştan kurtuluşu simgelemekteydi. 21 Mart’tan itibaren artık karakış geride kalıyor, hava ısınıyor, aydınlık artıyor, toprak uyanıyor ve bereketli günler tekrar geliyordu. İşte bu nedenle de bir dönüm noktası, bir bahar bayramı olarak coşkuyla kutlanırdı Sultan Nevruz.

Bir zamanlar yöremizde kutlanan bu bayram, kardeşçe bir arada yaşamanın, paylaşmanın bir simgesiydi. Ayrıca geleneklerin sürmesine aracı olması, törelerin kökleşmesi, küskünlüklerin sona erdirilmesi ve toplumsal barışın sağlanması yönüyle de işlevseldi. Ama ne yazık ki bu kültür mirasımıza sahip çıkmadık ve bu konuda yeterli başarıyı gösteremedik. Yılların ihmali sonucu, ülkemizde Nevruz’a başka bir anlam yüklendi. İnsanlarımız da yanlış anlaşılmaktan korktuğu için bu etkinlikten uzak durmaya başladı.

Oysa Sultan Nevruz, bir dinin, bir mezhebin ya da bir etnik grubun bayramı değildir. Türk dünyasında kutlanan geleneksel bir bayramdır. Kurtuluş, yeniden doğuş ve canlanma anlamına gelmektedir. Türk topluluklarının tümü tarafından, Hıristiyan Çuvaşlar ve Gagavuzlar, Musevi Karay Türkleri de Nevruz şenliklerini aynı tarihte fakat biraz farklı törenlerle binlerce yıldır coşku ile kutlamaktalar. Türk Cumhuriyetlerinden Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan 21 Mart’ı "Milli Bayram" olarak ilan etmişler ve her yıl sevinçle, coşkuyla kutluyor.

Şimdi bize düşen görev, Mart Dokuzu’na tekrar sahip çıkmak ve bu bayramın geniş kitlelerce kutlanmasının yollarını aramaktır. Bu da, kaybolmuş ya da kaybolmaya yüz tutmuş geleneklerimize sahip çıkmak demektir.

MUSTAFA B. YALÇINER

 
Toplam blog
: 95
: 1738
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

Emekli öğretim görevlisi, çevirmen, öykü yazarı, kültür ve düşün dergisi Gerçemek'in sahibi ve ge..