Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Mart kedisi gibi gerginim..

Mart kedisi gibi gerginim..
 

Evet mart kedisi gibi gerginim ama gerginlik mart da başlamadı... Çoğu son 3 aylık sürecin ürünü.

Mart kedisi gibi gerginim neden mi... Bundan tam 3 ay önce en büyük hayalim ve gelecek planım olan uluslararası bir işte yurt dışında çalışmak bundan hemen hemen ay önce Münih’ten dönüşümle resmen sona ermişti..

Gerginim çünkü dönerken istediğim bile pozisyonda dönemediğim gibi yeni pozisyonum ile ilgili bazı ufak beklentilerimde boş çıkmıştı. Yine ingilizce deyimle 1. kare ye dönmüştüm.

Çok istediğim yönetici ünvanını alamadan, 7 aylık yurtdışı çalışma tecrübem sadece bir yaşam tecrübesi olarak kalarak.

Şevk, hırs ve heycanla yeni pozisyonumda neler yapabilirim diye uğraşıyorum hala bir şeylerde olmuyor değil ama bunun gerekli kişilerce görülmesi buradaki mevcut yapı nedeniyle hayli zor.

İş hayatına beraber başladığım arkadaşlarımın çoğu ya şube müdürü oldu ya yönetici bir ben aynı dairede dönüyorum. Üstüne üstlük bu grupta en yaratıcı, en bilgili sunuş ve satış yönü en kuvvetlilerden biri kabul edilirken.

Benim mi bir eksiğim var, bir noktada hata mı yapıyorum die bakıyorum, yöneticlerim çevremdekiler hem işimi iyi yaptığımı büyük resmi gördüğümü, onlara yardımcı olduğumu söylüyorlar. E o zaman eksik ne? Neden olmuyor?

Seçimlerim mi yanlıştı diye düşünüyorum ama çoğu herkesin yapacağı seçimlerdi belki yanlış olan seçimlerin denk geldiği zamanlar tıpkı 2000 yılında Garanti bankasında Ankara’ya zorla kendimi tayin ettidikten sonra 2001 de krizin çıkması gibi.

Ama bir gerçek var hergün bir arkadaşım terfi ederken, git gide akranlarımdan geri kaldığımı hissediyorum her geçen gün ünvansal ve maddi olarak.

Üstelik tam da Mart kedisi gibi olmam gerektirecek bir durum var. Son 3 aydır eşimle doğru dürüst bir cinsel ilişkim yok, hatta hiç yok bile denilebilir. Yani hem cinsel gerginlik var hem de eşimin bana karşı isteksiz olmasının getirdiği ruhsal gerginlik.

Üstüne üstlük daha önce o herşeyi konuşabildiğim ve çözüm bulduğum eşimle bu konuyu her konuştuğumda” üstüme gelme, ben de yorgunum ve gerginim” gibi cevaplarla başlayan ve kavganın eşiğinden dönen tartışmalarımızda oluyor. Bir de 6-7 ay yurtdışında tek başına yaşadıktan sonra tekrar aile hayatına adapte olmanın zorluğunu ekle.

Birde bu küresel kriz var tabii. Her işci çıkarma haberi sinirimi bozuyor, işten çıkartılanlar Amerika da olsa bile... Özel sektörde çalışan ve 2001 krizinde her şey iyi giderken işini kaybetmiş biri için normal bir duyarlılık olsa gerek. Tabii birde krizin getirdiği yukarıda yazdığım kariyerle ilgili sorunlara alternetif çözümler bulamanın gerginliği.

Off gerginim sanki her şey birden tersine döndü, bir yerlerden bir düğmeye basıldı. Neredeyse büyüye ve nazara inanacağım.

Şimdi diyeceksinki “yahuu derdin mi yok”. Bu dönemde de işin var, fena sayılmayacak maaşını günü güne alıyorsun, sağlığın yerinde, şükret.

Zaten şükrediyorum, hamdolsun diyorum mütemadiyen. Bundan önce de hep derdim ama bu sefer gerginliğime fayda etmiyor. Hep pozitif bakan, gelecekten olumlu şeyler bekleyen ben gecenin 3 ünde kalkmış bunları yazar hale geldim bir nebze içimi döküp rahatlamak için.

Kendime sarı kantorunlu bir çay yapıyorum gerginliği mi alsın diye. Sanırım ya artık yaşlanıyorum ya da kapitalizmin dayattığı yaşam biçimi bu olsa gerek diye.. Ya da her ikisi birden..

 
Toplam blog
: 46
: 780
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Günlük hayatta karşımıza çıkan bir çok olayın bende bıraktığı etkileri sadece söylenerek deği,l yaza..