- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Martı...
Thru Andy's Lens
Martı usulca görüş alanıma giriyor. Kudurmuş denize inat olabildiğince sakin. Kendini fazla hırpalamadan bir iki kez kanatlarını oynatıyor. Dingin bir şarkıda dans eder gibi…
Eğer kuşlar insanlara benzetilseydi, mutlaka kartallar mafya babası, akbabalar milletvekili serçeler taksi şoförü ve martılar da gelin olurdu.
Hani bir türkü vardır, “Bizde adet böyledir, güzeli oynatırlar aman, çirkini söyletirler...” Acaba martılar da bu yüzden mi bu sihirli, bu büyüleyici dansı yapmakta? Her ne sebeple olursa olsun, boğazın o coşkulu sularında bir klasiktir martılar. İnsana zaman zaman dipsiz bir yalnızlık hissi verirler, kimi zamansa en sıkı dost havasındadırlar…
Bir bardak demli çayla izlerken bu taze çizilmiş manzarayı, mutlaka bir tanesi size eşlik eder martıların, hele birde elinizde bir parça simit varsa, tüm vapur seyahati boyunca ayrılmazlar gözünüzün önündeki köpüklü sulardan.
Herhangi bir sahil kasabasında yalnızlığa hüküm gitmiş herkesin bir martı dostu olmuştur aslında, kişi fark etse de etmese de. Bazen o acı çığlıkları acıyan yanlarımızı anlatmıştır bizlere. Bazen renginde huzuru bulmuştur gözlerimiz.
Belki güle vurgun değildir ki dut yesin, belki adına sayfalarca şiir yoktur martıların, kim bilir belki de vardır. Ben bu günü Martı Günü ilan ettim. Herkes eline bir simit alıp yarısını martılarla paylaşsın, tavşankanı çaylar benden…