Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Martılar, denizi olmayan yerde yaşayabilir mi?

Martılar, denizi olmayan yerde yaşayabilir mi?
 

Yolculuk boyunca onsuz yapabilir miyim diye çok düşündüm.

Bir arkadaşım, "onu özlediğinde gökyüzüne bak" demişti ama kafi gelir mi, üstelik bu konuda kendimi ikna edebilir miyim bilemiyorum. Zira bana pek inandırıcı gelmedi. Hatta komik geldi. O an gözlerim gayrı ihtiyari yukarı doğru kalktı ve gökyüzüne baktım. Gri ve pusluydu... "ya ne bekliyordun ki "dedim içimden...

- Hiçbir şey yemediniz içmediniz yol boyunca" dedi ta dibimde bir ses. Baktım, genç muavindi. Yirmili yaşlarında, efendi bir şey.

- Uyudum" dedim kısaca. Kafasını sallayarak onayladı. Siyah çerçeveli, numaralı gözlüğünü ortasından bastırarak düzeltti. Yerinde kımıldadı ve otobüsün bir ucundan bir ucuna baktı. Ben de baktım. Yolcular epey azalmıştı ve İstanbul'a girmek üzere olduğumuzu anlamıştım.

Bir dinlenme tesislerinde aldığım minik yastığa gömdüm başımı. Gözümün ucuyla çocuğa baktım, hala başımda dikiliyor..Gözlerini kısmış yola bakıyor. Entelektüel bir izlenim var. Üniversitede okurken bir taraftan da çalışıyor izlenimi yarattı bende nedense. 

-Ankara'lı mısın? diye sordum.

Güldü, sigara içmediği belliydi, bembeyaz dişleri vardı...

"Yok abla dedi, antep'liyim.. Ama Ankara'ya işim dolayısı ile sık sık gidip geliyorum " pek sevmem" diyerek de kestirip attı. İstediğim cevabı almış gibi bir an ferahlık duydum içimde nedense. "Ben çobanım aslında, diye devam etti. "Hadiii" dedim içimden. Mecbur olmasam, paraya ihtiyacım olmasa bu işi yapmazdım. Bizim oralar daha güzel abla dedi. Buralar kalabalık ve sıkıcı...

" Ama büyük şehirde aradığın her şey var,"dedim.

Gülümseyerek; "bizim oralarda da çok güzel yerler var abla" dedi.

Onu büyük şehirlerde yaşamanın daha avantajlı olduğuna ikna etmeye çalışırken kendimi de ikna etmeye mi çalışıyordum acaba?

"Çok şey kaçırıyorsun" dedim...

"Ama dedi; "Bir şeyi kaçırmamak isterken bir çok güzel şeyden de mahrum kalıyorsun. İnsan nerede yaşamak isterse orada yaşamalı. Biraz daha para biriktireyim bu işi bırakır köye dönerim.

" Dön dön.." dedim.Tekrar yastığa gömdüm başımı. İstanbul'a girmiştik.

Koltuğumu dikleştirdim. Boğaz ve yalılar ve gemiler ve Hisar tüm ihtişamı ile karşımdaydı. Buradan geçerken her seferinde nereye bakacağımı şaşırıyorum. Bir yere bakarken öbür tarafın manzarasını kaçırdığımı düşünüyor ve her baktığımda daha önce hiç görmemişim izlenimini veriyor bana tuhaf bir biçimde. Otobüsün içinde uzaklaşırken bile gözüm arkada kalıyor,muhteşem bir manzara karşısında gitmeden son bir kare daha çekmek isteyen bir fotoğrafçının açlığını hissediyorum.

Gökyüzüne baktım, hala gri ve pusluydu. Zaman zaman gökyüzüne baktığım da oluyor ama hiç birinde de denize bakarken aldığım hazzı hissetmiyorum. Bu kendini kandırmak bile olamaz üstelik. Beni hiç kimse bu konuda ikna edemez. "Canın sıkıldığında gökyüzüne bak" demişti bir arkadaşım bir zamanlar. Zaman zaman yapıyorum iyi de geliyor.

Ayrılıkların en zorunu yaşayacağımı biliyorum bu kez.  Ondan ayrılırken, üzüleceğim, hatta ağlayacağım biliyorum. Bir yerden ayrılırken, sadece insanlardan ayrılmıyorsun. Her gün geçtiğin sokaklardan, sokakların içerisindeki penceresi çiçekli evlerinden, her gün alışveriş yaptığın bakkalından, çırağından,güç belâ alıştığın komşundan, tezgâhındaki çürük çarığı kakalamayan pazarcından da ayrılıyorsun. Her gün karşı apartmanın damına gelip oturan çirkin çirkin bağıran martından da ayrlıyorsun.

"Esenlerde ineceğim." dediğim muavine gözlerini kırpıştırdı.

 

 

 

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..