Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Masa deyip geçmeyin

Masaların hayatımızda önemli ve sağlam yerleri vardır. Ev halkını günde üç öğün etrafında toplar ve göz göze gelmelerini sağlar. “Mecbur bırakır” desek sanırım daha doğru olur.

Sabahleyin her bir odadan birileri çıkar ve kahvaltı için toplanılır masa başında, bu günün ilk randevusudur. Masanın koynundan çıkarılan sandalyelere oturulur, kahvaltı başlar. Evin Annesi tabakları, çatal-bıçakları, bardakları özenle dizer masanın yüreğine. Önlemek için yürek sızısını, altlık konur çaydanlığın ayak bastığı bölgeye. Bu çay bardakları ve tencere içinde geçerlidir. Eğer yalınayak basarlarsa, canını yakarlar masanın.

Her evde farklı renklerde rüzgar eser masa başı randevularda, bazen pembe, bazen de gridir bu renkler. Bazen yemeklerden daha lezzetlidir yapılan sohbetler. Ama bazen de biberden acı. Kimi masanın yükü diğerlerine göre daha hafiftir ve bu ailenin cüzdanına bağlıdır.

Ayaklarından biri sancıyorsa ve bu yüzden sendeliyorsa masa, kağıt feda eder kendini, girer sancılı ayağın altına. Ağrı dinmişse kağıt dan mutlusu yoktur. Görevini başarıyla tamamlamış olmanın gururunu yaşar kendince.

Çilingir sofralarına da imza atar masa. Konuklarına rakı, şarap ikram eder, ama ilk önce kendi çakır keyif olur meze tadında anlatılanlardan.

Soyadı “Nikah” olan masalarda vardır. Birbiri için çarpan iki yüreği bir çırpıda tek sayıya indirir ama çapını genişletirler yüreğin. Bazen de bulutlanmış, ziftli yüreklere şahit olunur, kıyıda, köşede çap genişletme törenini izlerler sağanak gözlerle.

Bazı masalar bilgisayar ailesine kiralarlar kendilerini. Alt katı tutan bilgisayarın Babası, kasasıdır, “çekme kat” denilen terasa, klavye ve fare adında iki kardeş yerleşir. Çatıya ise monitör konur. “Anneler başımızın tacıdır” sözü etkendir buna.

Kiremitlerinde kitap olunca değmeyin masanın keyfine. İçindeki bilgileri tüttürür bacasından, ders çalışan bir öğrenciye.

Eğlenmeyi seven masalarda vardır. Bazen iskambil kağıtları, bazen okey taşları, bazen de tavla pulları konser verirler etraftakilere. Zarlar göbek atarak düşeşi gösteren el hareketleriyle yönetirler bu orkestrayı.

Yaralarımızı saranlara ameliyat masası lakabı takılmıştır. Yükü en ağır masadır bu. Bilinçsiz bir şekilde üstünde yatana canının istediği gibi davranır. Kah güldürür, kah öldürür.

Masa deyip geçneyin...

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..