Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Maşa sen çok yaşa!

Maşa sen çok yaşa!
 

Resim internetten alıntı. "Nazlanma gari! Bir an önce şu mavi küreyi üleşelim, istersen yazı tura atarız. Kuzey güney,doğu batı benim için hiç farketmez.


S.F. Abasıyanık: “Mangalın üstünde bir boru; marsık kokusu dar sokağı doldurmuş”

Abasıyanık’ın dar sokağı: Günümüzde, sayısız sokaklara dönüşmüş; marsık kokusu nefes kesiyor, mavi gezegenin başını duman almış,  zehirleniyor.

Marsık bildiğimiz marsık, kendi kokusundan kendisi de zarar görmesin diye maşalardan medet umuyor.

Maşa: Ateşle öpüşür, bu onun asli görevidir.

Eller yanmasın diye çabalayıp durur.

Beşer: Maşaya özenip, maşayı taklit ederse vay haline…

 Yanar!  Yanarken can havliyle çevresini de cayır,  cayır yakar.

 

Komşu Esed : Mangal partisi veriyor.

 Bu marsıklı partiye katılanların solunum sistemi bozulur.

Şaşalı dramatik gösterinin asıl hedefi, ülkemizin zafiyet geçirmesini sağlamak; komşu hem kurban hem katil; büyüklerinden fıçı fıçı destek alıyor. 

Türkiye sağlıklı olmasın; yaralarını kaşısın. Büyümesin bücür kalsın.

Merkel’i Putin’i  Obama’sı Fransız’ı Çin’i  vesairesi kafaları ambale etmek; merhametimizi deşmek için iyi polis kötü polis oynamaktan oldukça haz alıyorlar. 

Yutmuyoruz.

Halk: Yutmuş yutmamış neye faydası var!

Olaylara Fransız, kalalım demiyorum.

Bir kerecik olsun “İsviçre” gibi ne kokalım ne de bulaşalım.

Büyükler çok güçlüler ya; öyle iseler kendi aralarında halletsinler.

Binlerce mülteci şimdi parklarda; aç, açık… Daha sonra ne olacak?

Mağdur mülteciler arasında; bu ülkeyi mağdur edebilecekler var mıdır yok mudur? Kim bilebilir?   

Benim ülkem üzerinden, taş atıp okyanusun arkasına saklanmak kolay iş… Suriye’nin rejim muhalifleri dahi dış güçlerin müdahalesinin olayları sarpa sardırmaktan başka bir işe yaramayacağı düşüncesini savunurken...

Bize de etraflıca düşünmek uygun düşmez mi?

En kalleş savaş silahı kimyasalları; Suriye’ye kimler hediye ediyor?

Kalleş silahı üretenlerin gerçek hedefi Türkiye olamaz mı?

Her ihtimali göz önünde bulundurmak; ayıp ve günah sayılmaz.

Sağımız solumuz cadı kazanı olmuş fokur, fokur kaynarken; kimse kusura bakmasın kış uykusuna yatılmaz.

Ne Şam ne şeker diyerek; takkeyi önümüze koyalım.

Ne doğu ne batı; ne kuzey güney; sonu çıkmaz sokak; yalelli dinlemeyi bırakalım.

Paşa gönlümüz takkeyi kafasından çıkartmazsa; tabii ki pöstekinin kıllarını saymak bize farz olur.

…İlhamiiii  ne homurdanıp duruyorsun yine ne var? Gökyüzünde gümbür gümbür uçuşan bizim uçaklarımız; korkma!

Talim terbiye uçuşları, deneme yapıyorlar.

 

 

Alev Meisel

8 Eylül 2013 Pazar

Merhaba İzmir’im

 

 

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..