- Kategori
- Şiir
Masal: Aşkı Satmış Hain
Usmanova’yı dinlerken
Her gece annemin sesinde,
Başlardı masal haşmetiyle;
Bir varmış bir yokmuş
Bir prens yaşarmış,
Halkından uzak sarayında...
Korkak bir savaşçıymış devlerin karşısında
Zaafları peşinde koşup durmuş yıllarca…
Büyük bir serveti,
Ve büyülü sözleri varmış,
Onlarla halkının gözlerini boyarmış.
Bir de ülkesindeki tüm genç kızlara,
Aşkını vadedermiş sırasıyla…
Onları kendine aşık edip,
Kalplerini çıkarır,
En son kendi için atan sıcak kalbe,
Elleriyle dokunmanın zevkini yaşarmış.
Günün birinde masum bir genç kızı
Yine sözleriyle kandırmış,
Kız deli gibi aşıkmış prense,
Bu gelmiş geçmiş en gerçek aşkmış,
Prens buna bile acımamış.
Bir gün genç kıza;
’Beni seviyor musun? ‘’ demiş.
Elini kızın kalbine koymuş,
Öyle hızlı atıyormuş ki;
Hançeriyle göğsünü yararken,
Prens çok mutlu olmuş.
Sevgi dolu sıcak kalbe dokunmuş,
Kız yere yığılırken;
‘’Çok seviyorum ‘’ demiş.
Genç kızın kalbini sökmüş,
Kanlı ellerini yakıyormuş,
Susmak bilmiyormuş kalp…
Prens korkup kalbi fırlatmış.
Tüm ülkede, kalbin sesi çınlayıp durmuş,
Sıcaklığı her yeri kavurmuş.
Prensin halkı kalbi büyücüye götürmüş,
Büyücü kalbe bakıp, yaşananları görmüş,
Genç kıza çok üzülmüş…
Prensin sarayına gitmiş;
’Sen aşkı satmış hain’’ demiş,
‘’Tek özelliğin büyülü sözlerin,
Ölünceye dek dudakların mühürlenecek,
Ellerin hiçbir sözcüğe can vermeyecek.’’
Prens sessizliğe mahkum,
Günün birinde ölüp gitmiş
Sözlerden mahrum..
Onu hatırlatacak hiçbir şey kalmamış ardında
Mezar taşında; ‘’AŞKI SATMIŞ HAİN’’ yazılıymış yalnızca,
O gün bugün o ülkedeki,
Herkes hürmet etmiş aşka,
Masal bitmiş aşkı satanlara küskün,
Annemin sesi yorgun…
Benim koynumda hüznüm,
Gözlerim çoktan uykuda…