Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Masal

Masal
 

BANA BİR MASAL ANLAT / MERHAMET DEĞİL ADALET

……Ve Güler Zere’de olmazsa bir başkasında bu adaleti bu ülke bir gün mutlaka gerçekleştirecektir. Bütün egemenlere duyurulur. İsteseniz de istemeseniz de, ama bu dünyada ama öbüründe adalet yerini bulacak.

Tecrit/Tretman modelinin uygulandığı Türkiye hapishaneleri yeni bir ölümün eşiğinde. Türkiye, İnsan haklarının korunmasına ve tutuklu, hükümlülerin haklarına ilişkin uluslararası tüm sözleşmeleri imzalamış olmasına karşın hapishanelerde hak ihlalleri ve ölümler sürüyor. Bağımsız insan hakları örgütlerinin tespitlerine göre sadece 2000–2009 yılları arasında 306 kişinin öldüğü sistemin yeni hedefi 14 yıldır özgürlüğünden mahrum olan 37 yaşındaki kadın tutsak Güler Zere.

Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından verilen hapis cezasının infazını çekmek üzere Elbistan Kapalı Hapishanesi'nde tutulduğu sırada Kanser hastalığına yakalanan Güler ZERE, gerek hastalığının geç teşhis edilmesi gerekse de teşhis edilen hastalığının tedavisinin “tedavi sırası” ve “mahkum koğuşunda yer bulunmaması” gerekçeleriyle başlatılmaması nedeniyle bugün ölümün kıyısına gelmiş durumda. “Adli Tıp raporlarına göre hayati tehlike varsa cezaevinde tedavi olmazsa infaz ertelenir diyor. Çukurova Adli tıp Kurumu’nun bu maddeye atıfta bulunan 2 ayrı raporu ile Tabipler Birliği’nin raporu olmasına rağmen, kanserin zamanla yarışmasına rağmen henüz elle tutulur bir gelişme ne yazık ki yok.

Ayrıca kötü muamele için, bir tutukluya zarar vermek niyeti taşımak gerekmez illaki (bakınız Engin Çeber); hizmet sunumunda “tümden yetersizlik ya da bir dizi bireysel olay” sonucu kayıtsızlık da aynı sonuca yol açabilir. Tedavi olanaklarının sağlanmasındaki başarısızlık bu kapsamda değerlendirilmelidir. Nitekim tedavi süresi boyunca infaz idaresi tarafından sergilenen kayıtsızlık, sağlık tablosu açısından geri dönülemez bir noktaya gelinmesine neden olmuştur. Bu durumda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ nin 2. maddesi ile güvence altına alınan “yaşama hakkı” 3. maddesi ile güvence altına alınan “işkence ve fena muamele yasağı”nın açık şekilde ihlal edildiği anlaşılmaktadır.

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 16. maddesi uyarınca cezanın amacı dışında etki yaratabileceği anlaşılan hallerde infazın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. Maddenin 2. fıkrası uyarınca tıbben tedavisine olanak bulunmayan veya tedavisi uzun sürebilecek bir takım hastalıklar halinde cezanın hastane mahkûm koğuşunda infazında hükümlünün hayatı için kesin bir tehlike oluşturuyorsa cezanın infazı geri bırakılacaktır. Güler ZERE’nin tutulduğu hastalığın türü, tedavi sürecinde yaşanılan olumsuzluklar birlikte değerlendirildiğinde durumun bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Ancak bu zorunluluğa karşın, bugüne kadar bu yönde yapılan başvurulardan herhangi bir sonuç elde edilememiştir.

Güler ZERE durumunda olan 12 hükümlü daha bulunmaktadır. On ikisinde durumları birbirlerine yakın gözükmekte. Ve onlar açık yasa hükümleri dikkate alınarak derhal serbest bırakılmalıdır. Aksi tutum ve uygulamanın yeni bir ölüme neden olacağı unutulmamalıdır. Hapishane koşullarını bu hale getirenlerden ve çalışanlarından tutun da Adli Tıp Kurumu’na oradan Adalet Bakanlığına kadar birçok kişi ve kurum suçlu sayılacaktır. Ahmet Altan Merhamet edin demişti, çok haklıydı, ölüyordu insanlar yavaş/hızlı, ama aslına bakacak olursak Merhamet de değil adalet istiyoruz. Sadaka değil yasal hakların uygulanmasını istiyoruz.

Bana bir masal anlat; içinde vicdan, eşitlik, İyilik ve adalet olsun….

 
Toplam blog
: 6
: 391
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

78 doğumluyum. Evliyim, tatlılar tatlısı bir kızım var. Göçmenim. Güzel şarkı söylerim. Deniz kokusu..