- Kategori
- İlişkiler
Masalımsı masal
Bir varmış bir yokmuşun vücuda gelmiş haliydi. Pastadan evlerdi yaptığı.... Kızın adı Hansel değildi ama belki de ona öyle gelmişti. Başlığı kırmızıydı ama kurt yok zannederdi. Bir büyükkannesi yoktu ki ona öğüt versin. Verse de değildi ki kulakları Midas'ın. Duyum eşiği evet düşüktü bir çok insana göre ama gözü de kördü.Kuleye kapatılmamıştı, saçları da o kadar uzun değildi. Peki gelen neden kurtarıcı, prens -adı her neyse ne-gibi davranmıştı? Merak ediyordu bu sorunun yanıtını ama masallarda soru yoktu. Adı üstünde sadece masaldı. Halbuki ne çok severdi masalları. Değişen zamanla beraber yazılan masallar da mı değişmişti? Modern zamanlar denilen zamanların masalı böyle miydi yani?
Her şey biterdi, sonu iyi yada kötü de olsa bitmeliydi. Sonu olmayan masal meğer en başından beri yokmuş demekteydi "ayakta uyuyan prenses". Bedeni değil, ruhu, kalbi zehirleyen elmayı herkes yemişti. Hem cüceler de artık hiç sevimli değildi.
Gökten üç elma düştü.Uyumasına rağmen canını acıttı prensesin. Masal bitti...