Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '11

 
Kategori
Güncel
 

Masalsı Kraliyet Düğünü

Masalsı Kraliyet Düğünü
 

9 yıl bekleyen Kate, muradına erdi... r:Google


Aylardır beklenen Kraliyet Düğünü dün gerçekleşti ve külkedisi olarak nitelenen halktan biri olan Kate Middleton, İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth ve Edinburg Dükü Prens Philip’in torunu Prens William’ın eşi olarak, Buckingham Sarayı’nda Cambridge Düşesi ünvanıyla yerini aldı. Kate 9 yıl süren bir sabırla bugünü bekledi, bu yüzden adı “Waity Kate/Bekleyen Kate” olarak anıldı. 

Siyasi arenada ne olursa olsun, bu düğünler her zaman yalnız halkının değil, Dünya halklarının da ilgisini çeker. 2 milyar kişinin televizyonda izlediği düğün, diğer düğünlerden ve beklentilerden farklı sürprizlere gerçekleşti. 

*“İtaat ve hizmet” değil, “sevgi ve destek” yemini 

Kilisenin en kıdemli görevlisi Dr John Hall'un yönettiği törende, Anglikan Kilisesi'nin en üst düzey din adamı olan Canterbury Başpiskoposu Dr. Rowan Williams nikâhı kıydı. Takdim ve konuşmaları kraliyet ailesine yakın olan Londra Piskoposu Richard Chartres yaptı. Kate Middleton, eşi Prens William'a “itaat ve hizmet etme” sözü vermeyerek 350 yıllık kraliyet geleneğini bozdu. Middleton, Prens William'ın annesi Lady Diana'yı örnek alarak, “sevgi ve destek” yeminini etti. Nikâhın ilk ilahisinin, Prenses Diana'nın cenazesinde çalınan ilahi olması ise “Prens William annesini düğüne bu şekilde davet etti” şeklinde yorumlandı. 

Bu yemin şekli beni düşündürdü… 350 yıllık geleneği, çağdaşlık uğruna bozmaları mı mutsuzluk nedenleri, yoksa herkesin nazarını celbedercesine evlenmeleri mi? Geçmişteki kraliçelerin mutsuzluğunu kitaplarda okuduk, filmler ve “Tudors” dizisinde izledik. Günümüzdeki kraliçe adaylarının aldatılmaya aldatma ile tepki gösterip, yuvalarını kolayca yıkmalarına tanık olduk. Her ne olursa olsun, avam dedikleri halktan bir külkedisinin kraliçe adayı olması; yüzünde annesinin kırılgan ve mütevazı ifadesi olan ve trajedi içinde büyüyen Prens William’ın bu durumu da, belki de üzerlerindeki nazarı öteler… 

*Dinî ve resmî nikâh 

Dini nikâh töreni kiliseyi dolduran bin 900 kadar davetlinin hep bir ağızdan, "Tanrı Kraliçe'yi korusun" andını okumasıyla tamamlandı. Ardından resmi nikâha geçildi. Aileleriyle kilisenin içindeki küçük kiliseye geçen çift üç sertifika imzaladı. Prens Charles, eşi Camilla, Prens Harry, Carole ve Michael Middleton çifti ile Kate'in kardeşleri Pippa ve James Middleton da adlarını yasal dökümanlara kaydedip nikah defterini imzaladı. İngiliz Kraliyet gelenekleri uyarınca sadece Prens William, Kate Middleton'a evlilik yüzüğü verdi. Yeni evliler, kraliyet orkestrasının eşliğinde kiliseden çıktı. Çift daha sonra; Prens Charles ile Prenses Diana'nın 30 yıl önce yaptığı gibi üstü açık 1902 State Landau marka saltanat arabasıyla Buckingham Sarayı'na doğru yola çıktı. 

Düğün konvoyunun geçtiği Londra caddelerinde, kaldırımları dolduran coşkulu kalabalığı selamladılar. Konvoy; parlamento meydanı, parlamento, ünlü çan ve saat kulesi Big Ben, başbakanlığın ve bakanlıkların bulunduğu Whitehall Caddesi ve Buckingham Sarayı'na giden Mall Caddesi'nin bulunduğu yaklaşık 2.5 kilometrelik yolu 15 dakikada kat etti. Sarayın balkonundan, mahşeri kalabalığı selamlayan çift, dudaktan öpüştü… 

*Düğüne katılanlar 

Düğüne katılanlar, Kraliyet ailesinin dostları arasında sayılan çeşitli milletlerden oluşan kişilerdi. Dünyanın en varlıklı soylusu Brunei Sultanı ve eşi, Danimarka kraliçesi, Hollanda Prensesi, Monako Prensi, Sırp kraliyet ailesi, Başbakan David Cameron ve eşi, İçişleri Bakanı Theresa May, David ve Victoria Beckham, ünlü şarkıcı Elton John ve eşi, yönetmen Guy Ritchie, eski başbakanlardan John Major, Avustralya Başbakanı Julia Gillard, Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz de vardı. Bahreyn Prensi çekildi fakat büyükelçisi katıldı. Kuzey Kore ve İran temsilcileri kiliseye geldi. 

Eski İngiltere Başbakanı Margaret Teacher ise hastalığını bahane göstererek katılmadı. 1997-2007 yılları arasında başbakanlık yapan Tony Blair'e ve halefi Gordon Brown'a ise davetiye gönderilmedi. Obama da davet edilmeyenler arasındaydı… 

Düğün töreni asker geçidine 200'ü atlı olmak üzere bin 500'e yakın silahlı kuvvetler personeli katıldı. Sokakta geceleyen halk için Galler'den 14 bin seyyar tuvalet getirildi.
12 bin gazeteci kortej alanında düğünü takip etti. BBC, 180 ülkeye canlı yayın yaptı.
Kentte bisikletli ulaşıma yönelik çalışmalarıyla tanınan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, evlilik hediyesi olarak çift kişilik bisiklet verdi. Buckhingam Sarayı balkonuna çıkan ve devasa kalabalığın karşısında heyecan ve şaşkınlığını gizleyemeyen Kate Middleton'un ilk tepkisi, "Vay canına" oldu. 

*Gelinlik 

Düğünün ana simgesi gelinlik yakın zamanda hayatını kaybeden modacı Alexandre McQueen için çalışan Sarah Burton tarafından yaratıldı. Abartıdan uzak, romantik, doğru yerlerde kullanılan danteliyle ve 2, 7 metre uzunluğundaki kuyruğuyla, klâsik ve asla modası geçmeyecek bir asil sadeliği yansıtıyordu. Yakası dışında Kraliçe II.Eizabeth ve daha çok Grace Kelly’nin gelinliklerinden izler taşıyan, fildişi rengi gelinliği, sade taranmış saçları süsleyen abartısız duvak ve tahtı simgeleyen kraliçeye ait 1936 tarihli Cartier marka taç; mersin, zambak, sümbül ve yiğitliğin sembolü olan “sweet(tatlı) William / hüsnüyusuf” çiçeklerinden oluşan buket… 

Dokuz yıllık bekleyişten sonra onlar erdi murada ererken, artık Prenses Katerina olarak çağrılacak gelinin talihinin, geçmişte sürülen, idam edilen diğer Katerina’lara benzememesini dileriz. 

Şanssız Katerina’lar her dönemde acı çekmiş. Başlıcaları: 

- Catherine of Valois, Kral V. Henry ile evlenmiş ama 20 yaşında dul kalmış, 36 yaşında da ölmüş. 

- Portekiz prensesi Bragancalı Catherine, Kral II. Charles ile evlenmiş ama Katolik dini ve bozuk İngilizcesi yüzünden saraya kendini sevdirememiş ve baba evine gönderilmiş. 

- Tudors’ta izlediğimiz Katerina’ların çektikleri unutulacak gibi değil… Aragonlu Catherine, Kral VIII. Henry ile ilk yıllarında evlenmiş ama bütün çocukları ya ölü doğmuş ya da ölmüş. Kral, Anne Boleyn'e âşık olunca ilk eş lanetli gösterilip, saraydan uzaklaştırılmış. Kızı Mary en sevilen çocuk olduğu halde, annesinin şansını miras olarak almış. İlerde kafası kesilmiş. 

- Bir soylunun aslında gayrimeşru çocuğu olan Catherine Howard ise daha 15 yaşında VIII. Henry ile önce metres olmuş. Sonra evlenip kraliçe olmuş, ama sarayda genç ve yakışıklı birine aşık olunca kral tarafından kafası kesilmiş. 

- VIII. Henry'nin altıncı eşi Catherine Parr… O da mutsuzmuş, ama güzel sohbeti nedeniyle saray halkınca sevildiğinden, kafası kesilmemiş… 

Bu Katerina’ların ahı Kraliyet Ailesini rahat bırakmamış. Dileriz halk kızı Kate bu ah’tan kurtulur. 

*“Demokrasi Beşiği” İngiltere’de Monarşi neden varlığını sürdürüyor? 

Monarşi karşıtı 200 kişi Londra'nın kuzeyindeki Holborn semtinde düğünü protesto gösterisi, akla bu soruyu getirdi: 

Günümüzde demokrasi dışı kalan ülkelere müttefikleriyle demokrasi ihracatı yapan, “Demokrasi’nin Beşiği” sayılan İngiltere’de halâ Monarşinin varlığını neden sürdürdüğü hep akılları kurcalar. Başlıca nedenler: 

- Monarşi sembollerinin, görkemli geçmişle güçlü bir bağ oluşturması. Kuruluşundan bu yana parlamentonun yetkileri ve üstünlüğü hep artarken, monarşininki geriledi. Parlamentonun açılış töreni, bir yanıyla onun Kraliçe'nin parlamentosu olduğunu hatırlatan bir sembolizm içerse de, bir yanıyla seçilmişlerin üstünlüğünü ve belirleyiciliğini vurgular. Açılışlarda okunan Hükûmet Programı, Kraliçe'nin eline hükûmet tarafından tutuşturulmuş bir metindir. 

- Monarşi’nin İngiliz kamuoyunca benimsenmesi ve aksi yönde güçlü bir talep olmaması. Monarşi karşıtlarının yeterince güçlü olmaması. Bir zamanlar “Üzerinde Güneş batmayan imparatorluk” geçmişte kalsa da, İngilizlerin altın çağlarını unutmak istememeleri. 

- Seçilmişlerin önemi açılış törenlerinde ısrarla vurgulanır. Kraliçe Lordlar Kamarası'ndaki yerini aldıktan sonra, Black Rod adlı temsilcisini vekilleri çağırması için Avam Kamarası'na yollar. Black Rod tam içeri girecekken Avam Kamarası'nın kapısı şiddetle yüzüne çarpılır. Kapıyı elindeki asa ile vurduktan ve Kraliçe'nin talebini “nazik” bir şekilde aktardıktan sonra içeri alınır. “Avam”ın bağımsızlığı ve üstünlüğü yeterince vurgulanmıştır. Son olarak Black Rod'a birkaç laf atılır, kahkahalar yükselir ve çok da acele etmeden, Kraliçe'yi dinlemek için Lordlar Kamarası'na doğru yürümeye başlarlar. 

Bu adetlerle her yasama yılının başında hatırlansa ve hatırlatılsa da, kraliyetin ülke yönetimindeki rolünün sembolik olduğu icra sürecinde de açıktır. Kraliçe'nin bundan sonraki işlevi önüne getirilen yasaları onaylamaktan ibarettir. 

Birçok gözlemciye göre, Kraliçe II.Elizabeth yasaların ve çağın gereği olan bu sembolik rolüne sadık kalma konusunda, yasama faaliyetlerinin dışındaki alanlarda çok daha hassastır. Değerlerin korunması ve temsil edilmesi açısından son derece etkin bir sembolizmin de taşıyıcısıdır… 

- Krallık bir yanıyla, İngiltere'nin tüm dünyada hayranlık uyandırdığı altın çağlarının ve o geçmişin mirasçısı olan aristokrasinin temsilcisidir. Ülke içindeki ayrıcalıklı konumunu 21. yüzyıla ve demokrasiye aykırı bulsalar bile, geniş halk kitlelerinin, İngiltere'nin dünyada eskisi gibi algılanmasını sağlayacak bir kurumun devamından gizli bir zevk alması doğal görülür. Kraliyet de, düğünler ve türlü çeşit başka törenler vesilesiyle sunduğu nostaljik vitrinle, bu hissi hem ülke içinde hem de dünyada canlı tutmayı başarır. 

İki deyişi unutmayalım: 

Milletler lâyık oldukları yönetimle yönetilir.” 

“Krallıklar duygulara hitap ettikleri için hep güçlü, Cumhuriyetler ise akla hitap ettikleri için hep zayıf kalacaklardır.” 

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine… 


 

Kaynak: 

TV, milliyet, sabah 

 

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..