Maske

MASKE

Maske, seninle yaklaşık 3 yıl önce 2019 Martında tanıştık. Adın M ile başlayan diğer tedbirlerden biriydi. Adın Covid-19'un tüm dünyaya yayılıp pandemi olmasıyla duyuldu. Önce insanlar seni takmak istemedi. Maske takmamama yasağına karşı çıkan insanların haberlerini izledik televizyonda. Öksürüp hapşırmak en büyük silahtı. Ondan kaçanları da izledik. Şimdi ise seninle o kadar iç içe olduk ve alıştık ki, 1-2 istisna hariç her yerde maske yasağı kalktığı halde insanlar seni çıkarmak istemiyor.

1.5 yıl önce adı korona olan bu virüs sonra bilimsel, havalı bir ad aldı ve Covid-19 oldu. İnsan yapımı mı, yoksa değil mi çok tartışıldı. Restoranlar, cafeler, iş yerleri, okullar kapandı. Tüm konserler durdu. Hastalık müzisyenleri ve sanatçıları vurdu. Gece 12.00'den sonra ise konser yasağı hala devam ediyor.

Her şey online yürütülmeye başlandı. Yaşlılar için zordu bu online dünya.  Bir de dışarı çıkma yasağı vurdu onları. 2 adım ötedeki pazarlarına bile gidemiyorlardı. Ya sokağa çıkma yasakları... Anne babamın dört gözle ekmekçinin geçmesini bekledikleri günleri unutmuyorum. Marketler hariç tüm yeme içme sektörünü vurdu bu virüs. O zaman alıştık eve yemek ısmarlamaya, cafelere gitmeye üşenmeye.

Özel günlerde birbirimizi ziyaret edemedik. Görüntülü konuştuk. Benim gibi asosyaller dışında, insanlar için sevdiklerini ziyaret edememek, etsen bile onları öpüp kucaklayamamak, ellerini öpememek acı vericiydi. İnsan sosyal bir varlıktı ama sosyalleşemiyordu. O dönemde ağız ve burnun ne kadar pis ve hastalık yapıcı old öğrendik. Belki evrimleşirsek ağız, burun ortadan kalkar, yemek içmek ve nefes almak için yeni yöntemler keşfedilirdi. Yunuslar, canlılar bayram etti insanlar dışarı çıkamıyor diye. Çevre problemlerinin tek çözümü insanlığın yok olmasıymış, anladık.

Depremler hayatımıza girince yeni terimler ve kişiler de girmişti hayatımıza. Şimdi de Sağlık Bakanı Koca, Bilim Kurulu, PCR testi, yeni normal, varyant, Omicron öğrenip çok kullandıklarımızdan birkaçıydı. Biri de sendin. Maske deyince akla hırsızlar, oyuncular, doktorlar değil, tüm insanlık  geliyorduk. Seninle vedalaşmak zor olacak. Seni takmayı unutup sokağa çıktığımda sana lanet okuyordum. Şimdi hayatımızın bir parçası oldun Seni takmadan çıkınca kendimde bir eksiklik hissediyorum.

Korona öncesi ve sonrası diye ayrılacak artık aşklar. Sevgilimle bile korona öncesi ayrıldık. Ona demiştim ki

Devlerin aşkı büyük olur / Ya dağlar yerle bir olacak /Ya kıyametler kopacak

Ya da dünya batacak / Senden öyle ayrılacağız.

Önce bedava oldun, bir yerde bulunamadın. Başka ülkelere sen bedelsiz gönderildikçe kızdık. Sonra eczanelerde, daha sonra ise her yerde, bakkalda, kırtasiyede, kantinde satılmaya başlandın.  Önce sadece beyaz rengin vardı. Sonra her rengin, desenlin, taşlı tuşlun, yıkanabilenlerin çıktı. Kıyafete göre maske. Ben de bir hevesle mavi, pembe maske aldım. Ama yasağın kalktı. Sağlık Bakanımız da "Bu yaz maske taktığımız son yaz olacak" dedi geçen sene.

Hayatımıza hoş geldin ve hoş gideceksin. Bir daha gelme lütfen...Sen eşittir dehşet, korku, hastalık oldun. Rahar rahat nefes almayı, insanlarla korkmadan yakınlaşmayı unutturdun. Gidişin mutluluk habercisi olur. İnşallah  o günleri seni yakarak kutlarız.

6 Mayıs 2022