Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '16

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Masum aşk…

Masum aşk…
 

Hayatında da ben, vuslatında da ben, sevgili...


Masum. Sessiz. Ne açlık, ne doymuşluk, ne susamışlık, ne de bıkkınlık. Zaruri olan hiç bir şeyin olmadığı başka bir cennet benimki. Kanun'un dokunuşu, Keman'ın haykırışı, Ud'un huzuru, Ney'in sakinliği ile kayıp olmak suretiyle zihin entrikalarından arındım. Ruhum merhaba. Ud'un ağlayan tellerinden içime akıttığı bir heves var dünyalık olmayan. Bedenleşmemiş, var olmuş kutsal bir bağ var.

Tenimde bir ipek dokunuşu ve bir meltem esintisi saçlarımı şereflendiren. Her biri gerçek bir his için var  olmuş. Dayandığım soğuk duvardan ısınmayı öğrendim. Avuçlarımın arasında bana bakar gibi cümlelerin. İçimde kemirgenlik rolünü kapanlara isyan halindeyim. Kulaklarım yalnız beni duyar, gözlerim yalnız beni görür ve aklım yalnız benim emrime amade.

Ne gökyüzünde, ne toprak altında ne denizlerde, ne de dağlardadır beklenen. Başka bir gözle görünenin kudretine esirim artık. Nefesle varlığını hissettirenin vuslatına ağlıyor gözlerim. Dudaklarım, çelimsiz parmaklarımla eş zamanlı titriyor. Dokunmak. Temas etmeden dokunmakmış mühim olan. Şimdi anlıyorum.

“Zihnini yalnızca hayallerin için serbest bırak sevgili. Birlikte tamamlanmak için çıktığımız yolda eksiklerini kapatıp, yırtıklarını onarmak, yaralarını iyileştirmek için tut elimi. Ben senin tamamlayanınım. Ben senin eksiklerinin, yırtık ve yaralarının dermanıyım. Kırılan döküleni bir çırpıda süpürüp dünyanın pisliğinin içine katacak olanınım. Etrafını da, ruhunu da temizlemek için emrine amadeyim. Ne bildiysem hepsi senin. Bildiğimin farkında olmadığım seninle öğreneceklerim de senin. Varlığım senin. “

“Zihnimi yalnızca hayallerimiz için serbest bırakacağım sevgili. Birlikte tamamlanmak için çıktığımız yolda eksiklerimizi kapatıp, yırtıklarımızı onarmak, yaralarımızı iyileştirmek için tul ellerimi. Biz birbirimizin tamalayıcısıyız. Biz, bizim eksikliklerimizin, yırtık ve yaralarımızın dermanıyız. Kırılan dökülenimizi bir çırpıda dünyanın pisliğinin içine katacağız. Etrafımızı da, ruhumuzu da temizlemek için aşkın emrine amadeyiz. Ne biliyorsak hepsi bizim. Bildiğimizin farkına olmadan birlikte öğreneceğimiz her şey bizim. Varlığımız aşkın. Sana hizmet, bana hizmet diye bir şey yok. Esaret yok. Kölelik yok. Biz aşkın tohumlarından filizlenip göğe yükselen, görkemli, kudretli bir çınar ağacı gibi gölgemizdekilere huzur vereceğiz. Sen sessizliğinde bul beni. Bul ki varlığın kıymetlensin. “fb_ımg_1455032580230.jpg.jpg

“Sen benim kabullenişim. Sen benim cümlelerimin sebebi, hislerimin kaynağı, hayatın ta kendisi. Varoluşumun yaratıcısı, kusursuz aşk. Kusurumla bağışla beni. Huzurunda biçareyim. Bahşettiğine layık mıyım, layık olduğuma layık mıyım bilmeden meczupluğum. Sabırda senden, selamette. Yara da senden, derman da. Senden uzaklaştıran her ne varsa bedenin esaretinden kaynaklı, kopar o bağları beni ruhumla tanıştır sevgili. Arayışta, yakarışta sanadır dediğim beyhude günlerimin için affet beni. Sen ben olan varlık, bana benden yakın, aşkına amadeyim. “

Yara, dert, tasa bilmeden varoluşum, görünmeyen, bilinendir. Benimle anılmayan varlık tanımlarından başka, seninle anılan ne eksiğin kusurun varsa bendendir. Kabulümdür. Sen bana gel ben sana karışıp, seni ebedi huzuruna hapsedeceğim. Sazendelerle aç ruhunu, al beni içeri yahut içindeki bana yakınlaş sevgili. Günleri geceleri ayları ve yılları birlikte yaratalım. Bedenle kirletilmeyen masum bir aşk bizimkisi.  Ne terk etme acısı, ne ayrılık yarası, ne de özlem tadı vardır içinde. Yalnızca vuslat telaşı ve saflık. Vuslata kadar zihin savaşı, beden yarışıdır hayat.

Hayatında da ben, vuslatında da ben, sevgili…

 
Toplam blog
: 158
: 253
Kayıt tarihi
: 22.08.15
 
 

Karşı kıyıdan kendi topraklarına geri dönmüş bir ailenin İstanbul'daki bolca edebiyat kokan evinde ..