Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Masumduk önceleri

Masumduk önceleri
 

Beyaz Gül, Masumiyetin, safllığın, temizliğn ifadesi


Çocuk olmak çok güzeldi, hoşumuza giderdi oyunlar oynamak. Hayatı hep bir oyun zannederdik, masumduk önceleri. Sonra fark ettik ki, içimizden bazıları oyun içinde küçük hileler yapıyor ve hep onlar kazanıyordu. Çocukluk bu ya, biz de başladık küçük hileler yapmaya. Onlar kadar başarılı olmasak, bazen yüzümüze gözümüze bulaştırsak da arada sırada biz de kazanır olmuştuk, bu ise masumiyetimizin ilk bozulmasıydı.

Çocukluktan gençliğe uzanan yıllar böyle geçip gitti hızla. Genç insan coşku dolu oluyor, ama henüz çocukluktan da öyle kolayca sıyrılamıyor. Hayatın hiç de görüldüğü kadar masum olmadığını fark ettiğimizde ise çok şaşırdık. Eski küçük hileler, yerini büyük yalanlara aldatmalara bırakmıştı ve bütün bunlar bize uygun değildi. Her şeye rağmen, henüz çocukluk yıllarımızın delice neşesinden bir şey kaybetmemiştik. Bu da bize direnme gücü veriyor, bütün bütün saflığımızdan, özümüzden uzaklaşmamış oluyorduk.

Zaman, umduğumuzdan hızlı akıp geçiyordu, artık erişkin birer insan olmuştuk, ama büyük yalanlar ve aldatmalar hep bir adım önümüzde oluyordu ve biz yine kaybedenler safındaydık. Buna bir türlü alışamadık, kabullenmek ve saf değiştirmek ise gücümüze gidiyor, kendimize ihanet etmek istemiyorduk.

Çok geçmeden daha da acı gerçekleri öğrenmek bizi derinden sarstı. Bir de ne görelim, en yakınlarımızdan, dostlarımızdan bazıları da bu sarmalın içindeler, üstelik onlar da kazanıyorlar. Bazıları durumu bize belli etmemek için çok dikkatli ve özenli davrandılar. Ama bu kadar yakınlarda yaşananlar ister istemez bazı diyalogları, sorgulamaları gündeme getirdi.

En yakın bulduğumuz birine sorduk; “ Bu ne iştir, nasıl olur, hem de sen " diye.

Yanıtı ise ilginç ve bir o kadar da şaşırtıcı oldu; “ Haklısın, hem de yerden göğe adar haklısın. Fakat başka türlü olmuyor, aksi halde kaybeden hep sen oluyorsun. Bir bakıma oyunun kuralı bu.”

"Yani?"

"Yani, şunu demek istiyorum, ya tozu dumana katarsın, ya tozu dumanı yutarsın. Hayat bu kadar acımasız işte; hatırlarsan bir ara seni uyarmaya çalışmıştım."

"Öyle mi, hiç fark etmedim."

"Evet, fark etmedin, daha açık söyleyemezdim."

"Desene biz çoktan toz duman olmuşuz da haberimiz yok."

Acı acı güldü, “ Öyle gibi, yine de her şey bitmiş, geçmiş değil, hala vakit var, bundan sonrası için yani."

"Bundan sonra böyle bir tutum ve davranış değişikliği benim için tam bir maskaralık olur."

"Anlıyorum fakat,"

"Anlıyor musun, gerçekten anlıyor musun?"

Bu diyalogu daha fazla sürdürmenin bir anlamı yoktu. Zaman, adeta insanlığa küskün olsa da, sabah uyandığıımda, aynaya bakınca  kendi yüzümü, saflığımı, masumiyetimi görmek isterim.  O halimi seviyorum ben. Hem, bu güne kadar özenle koruduğum iç huzurunu hiçbir şeye değişemem, asla.

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..