Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Kitap
 

Masumiyet Müzesi ve aşka dair.

Masumiyet Müzesi ve aşka dair.
 

internetten


'Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum' sözleriyle başlıyor bu güzel aşk romanı.

Hayat her zaman istediğimiz aşkı vermez bize. Bazen kıyısından dönersiniz sevginin bazen de doya doya yaşarsınız aşkı. Aşk her zaman sevdiğine dokunmak, onu doyasıya sevip, okşamak değildir. Aşk bazen sadece onun bulunduğu mekanda, ona çok yakınken bile aslında uzak olabilmektir. Aşk dokunamamaktır. En yüce duyguya ulaşamamak, ulaştığını sandığın anda kaybetmektir. Aşkı vazgeçilmez kılanda bu değilmidir ki?

Masumiyet Müzesi gerçek bir aşkın, tutkunun, bağlılığın ve inanılmayacak bir sevgi gücünün yansımasıdır. Uzak bir akraba kızı olan Füsun, ve ona aşık olan zengin işadamı Kemal’in aşk hikayeleri ve hazin bir sonu anlatan bu kitabı okurken böyle bir sevgi ve sadakat nereye kadar olur diye düşünmeden edemedim. Neden bir insan bu kadar kendini bir aşk uğruna mahveder diye düşünürken kitabın son kısımlarındaki kavuşma anlarıyla yeniden kendinize geliyorsunuz. Aşkın gücünü, vazgeçilmezliğini bir kere daha yaşıyorsunuz. Sevdiğine çok yakınken bile ona dokunamayan Kemal, aşkı için ilk başta farkında olmadan biriktirdiği kolleksiyonunu en sonunda müze haline getirmeye ve aşkını bu şekilde yaşatmaya karar verir ve yazarımız Orhan Pamuk da bu romanı harika bir şekilde anlatır.

Hiç bilmediğiniz bir anda aşk kapınızı çalar. Aklınıza bile gelmeyen, hatta unuttuğunuz biridir aslında ama bilmezsiniz ki yaşamanızın tamamını ona ulaşmak düşüncesi ile geçireceksiniz. Bir insan sevdiğinden, aşkından uzak kalırsa hayatının tamamını onu düşünerek geçirmek zorunda kalırsa, hergün aslında aynı sofrayı paylaşarak ve ona bir adım ötesinde olacak kadar yakınken bile çok uzak kalması gerekirse ne yapar?

Ona ait ne varsa sadece onların varlığıyla hatta onun yaşadığı eve ait eşyalar ile ne kadar avunur bir insan. Onun içtiği sigaranın izmaritleri, tokası, su içtiği bardağı, ufak tefek eşyalar belki hiç değeri yok diye düşünülen bir çok eşyaya bile dokunmak, onun kokusunun sindiği en ufak eşyayı koklamak bile yeter mi bir aşkı yaşamaya kim ne kadar sadece bu şekilde sadık kalır ki bir aşka?

Kemal’in bu aşka dair son sözü ‘Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım.’

Bu kitabı okurken gerçekten böyle aşıklar hala var mıdır diye düşünmeden edemedim. Sevgili Orhan Pamuk aşkı ve tutkuyu o kadar güzel anlatmış ki okurken siz de bu romandaki kahramanlardan biri oluyorsunuz ya da hayatınızda farkında olmadan bu romanı ve kahramanları birleştiriyorsunuz.

Masumiyet Müzesi okuduğum haberlere göre henüz açılmamış ve 2010 yılında açılması planlanıyormuş. İstanbul'a yapacağım ilk ziyarette de bu müzeyi gezmek istiyorum. Çünkü okuduğum romanın içindeki o güzel aşkın, yansımasını görmek istiyorum.

Aşk dolu günler geçirmeniz dileğimle.

Sevgilerimle...

 
Toplam blog
: 164
: 4548
Kayıt tarihi
: 26.03.08
 
 

Hayatı sevmek ve düzgün yaşamak isterken bulurum kendimi. Yaşamın bana verdikleriyle yetinmeye çalış..