Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '06

 
Kategori
Arkeoloji
 

Matanazi: Sürgünde bir hitit prensesi

Matanazi: Sürgünde bir hitit prensesi
 

Matanazi, günümüzden yaklaşık 3300 yıl önce yaşamış olan bir Hitit prensesi. Onun öyküsü diğer Hitit prenseslerininkinden daha farklı ve birazda acıklı olduğu için günümüze kadar ulaşmayı başardı.

Hitit İmparatorluğunun en büyük hükümdarlarından biri olan II.Murşili’nin kızıydı Matanazi. Babası Murşili, kendi yönetimine karşı ayaklanan Batı Anadolu’daki Arzawa devletlerinin isyanını bastırdıktan sonra bu devletlerden biri olan ve Gediz nehri civarında konumlandığı düşünülen Şeha Nehri Ülkesinin Hitit İmparatorluğuna olan bağlılığını hanedanlar arasında yapılacak diplomatik bir evlilikle pekiştirmeye karar verdi. Zira bağlı devletlerin sadakatini güçlendirmek için bu tür diplomatik evlilikler bir süreden beri Hititler tarafından uygulanıyordu. Sonuçta Murşili’nin biricik kızı prenses Matanazi, Şeha Nehri Ülkesi Kralı Masturi ile evlendirildi ve böylece Matanazi diplomatik bir evlilik yoluyla garanti altına alınan barışın ve sadakatin diyeti oldu.

Herhalde hiç sevmediği ve daha önce yüzünü bile görmediği yabancı bir ülkenin kralıyla evlendirilmek ve doğup büyüdüğü ülkesinden sonsuza dek ayrı bırakılmak çok zor bir şey olsa gerek. Olasılıkla Matanazi bu evliliğe boyun eğmek zorunda kaldığında prenses olarak doğmamış olmayı dilemişti. Ancak sonuçta o bir prensesti ve ülkesinin çıkarları için artık uzaklardaki Şeha Nehri ülkesinin kraliçesi olması gerekiyordu.
Matanazi yeni vatanına gittiğinde nasıl karşılandı ve orada nasıl bir yaşamı oldu bilmiyorum çünkü bu konuyla ilgili bilgi veren herhangi bir yazılı belge yok. Ancak Şeha Nehri ülkesinin Hititler tarafından işgal edildiği ve bağlı yani vasal devlet haline dönüştürüldüğü düşünülecek olursa Şeha halkının Hititleri çok fazla sevmiyor olmaları muhtemeldir ve olasılıkla korkudan yeni Kraliçelerinin yüzüne gülmek zorunda kalmışlarsa da Matanazi’yi sevgiyle bağırlarına bastıklarını sanmıyorum . Sonuçta, her yıl Hitit İmparatorluğuna büyük miktarda vergi vermek ve savaşta asker gücüyle Hitit ordusuna katkıda bulunmak zorunda olan Şehalılar dış işlerinde de Hitit İmparatorluğuna bağlı olan tam bir sömürge krallığıydı.


Matanazi yeni evine gelin gittikten çok uzun zaman sonra onun hakkında bilgi veren başka bir belge çıkıyor karşımıza: Bu belge Mısır firavunu II. Ramses’in müttefiki Hitit İmparatoru III. Hattuşili’ye yazdığı mektuptur. Buna göre Hattuşili kız kardeşi Matanazi’nin doğum yapabilmesi için başarılı hekimleriyle ünlü Mısır’ın hükümdarı Ramses’ten yardım istemiş ancak Ramses Hattuşili’nin mektubuna verdiği cevapta Prenses Matanazi’nin elli ya da altmış yaşlarında olduğunu bildiğini ve bu yaşta bir kadının doğum yapmasını sağlamanın olanaksız olduğunu birazda alaycı bir üslupla belirtmiş. İşte burada Matanazi’nin ikinci büyük dramıyla karşılaşıyoruz. Bir veliaht dünyaya getirmek o dönemde Kraliçeler için çok önemli olmasına rağmen Matanazi bunu başaramamış ve bu durum muhtemelen onun yaşamını daha da çekilmez bir hale getirmiş olmalı.

"Tarihte Matanazi gibi siyasi çıkarlar için farklı ülkelerin krallarıyla diplomatik evlilik yapmak zorunda kalmış bir çok prenses var. Bu kadınların sürgün cezasına mahkum olmuş bir tutuklu gibi vatanlarından uzakta yaşamak zorunda kalmaları beni çok etkilemiştir ve üzmüştür.

 
Toplam blog
: 130
: 5076
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümü mezunuyum. Şu anda Marmara Üniversitesi ..